|
|
HINCAL ULUÇ
Güreşe acil müdahale gerek!..
Dünya Serbest Güreş şampiyonası.. Tek madalya yok. Türkiye takım halinde 14'üncü..
Dünya Greko Romen Şampiyonası.. Tek madalya yok.. Türkiye takım halinde 14'üncü..
Dünya şampiyonalarında ilk ona girenler olimpiyatlara katılma hakkını elde edecekler.
Türkiye'nin ilk ona girebilen güreşçi sayısı, her iki branşta üçer.
Gelecek yıl Atina'da yapılacak Olimpiyat Oyunları'nda, Türkiye'nin şu anda iki branşta dörder sıklette Olimpiyat hakkı bile yok.
Türkiye'de Ata sporu olarak bilinen, bu sebeble, ülke spor bütçesinden yıllardan beri aslan payı alan, ülke olanaklarının büyük bölümünü bol keseden kullanan, bir dedikleri iki olmayan güreşte, sorumluların bu felakete bir açıklama getirmesi gerek..
Yok..
Federasyon Başkanı "Hakem oyunları" masalları ile kamuoyunu uyutma peşinde.. Ama bu masallar kırk yıldır anlatıla anlatıla eskidi. Artık sadece anlatanı komik duruma düşürüyor.
Sapunov ve Şahmuradov'un göreve getirilmeleri ile tırmanışa geçen ve altın yıllarına ulaşan Türk güreşi, bu iki büyük hoca gönderildikten sonra, tepetaklak düşmeğe başladı.
Dün bizim gazete dehşetin sebebini yazıyordu. Sydney Olimpiyatları'ndan bu yana 3 yılda 35 hoca görev almış..
Neden?..
Çünkü güreş antrenörlüğü avanta kapısı oldu. Şampiyonla birlikte hocası da ödül alıyor ya.. Artık arkası olan, torpili bulan, kartvizit getiren, kim olduğuna bakılmaksızın milli takım hocası olabiliyor.
Türk güreşi alarm sinyallerini Sydney'de vermişti. Başkan Ahmet Ayık istifa etmeye kararlıydı. Başta Bakan Ünlü, onu ikna etmeye çalıştık.
"Şampiyon, hem içeride, hem dışarıda büyük saygınlığın var. İşi biliyorsun. Sydney deneyimi yanlışları görmeni de sağladı. Bu işi toparlayacak birikimin var. Bırakma.."
Sonunda Ayık "Devam" kararı aldı, ama devreye zamanın bakanı Sadettin Tantan girdi. İstanbul Güreş İhtisas ve Federasyon Başkanlıkları vardı. Camiayı biliyordu. Kendi adamlarını göreve getirmek istedi. Seçimlere ağırlığını koydu ve Osman Şansal'ı seçtirdi.
Şimdi sonuç bu..
Bu fiyaskoyu yaratan, bu hezimeti yaşayan herhangi bir başkan, herhangi bir ülkede istifa ederdi. Şansal büyük bir pişkinlikle Atina'ya gideceğini söylüyor.
Spor Bakanı M. Ali Şahin, Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'dan da çıt çıkmıyor..
Vakit giderek daralıyor.
Güreş, Türkiye'nin en büyük olimpik madalya sporu. Bu yıl olimpiyatlar bize hem de nasıl rakip Atina'da üstelik.
Buraya en güçlü gitmeli, bayrağımızı en çok göndere çektirmeli, milli marşımızı ezberletmeliyiz.
Bu federasyonla, yeni bir hezimet daha yaşarız.
Hızla yeniden yapılanmak, en iyi hocaları iş başına getirmek, bu başıboşluğa son verip, tam disiplin içinde, ödün vermeden çalışmaya başlamak için hiç vakit yok..
Sayın Şahin.. Sayın Atalay!..
Orada mısınız?..
Güreşte olanları görüyor musunuz?.
O zaman neden susuyor, neden konuşmuyor, neden eyleme geçmiyorsunuz?.
Atina hezimetinin sorumlusu artık federasyon değil, siz olacaksınız, biliyor musunuz?.
Şenol Güneş'i rahat bırakma zamanı..
Lig TV'de Derin Futbol'da Melih bir ilk 11 yapmamızı teklif etti..
"Yapmayalım.. Kafaları hiç karıştırmayalım. Takımın havasını bozabilecek en ufak eyleme girmeyelim" dedim.. Atilla da destekledi. Vazgeçtik..
Şenol Güneş şu anda hayatının en zor günlerini yaşıyor..
İngiltere'yi yenmek zorunda..
Favori..
Kendi sahasında, kendi seyircisi önünde oynuyor.
Kazanamazsa çok zor duruma düşer..
İngiltere'ye 8-0 yenildiğimiz günlerde hocalık bundan çok kolaydı. "Yeneriz" diyene "Hayal taciri" denen günler.. Yenilme korkusu yok, gerilimi yok..
Oysa şimdi Türkiye Avrupa klasmanında İngiltere'nin üzerinde. Türkiye Dünya Üçüncüsü.. İngiltere uluslararası başarıyı unutmuş. Maç Türkiye'de.. Tüm göstergeler Türkiye'nin kazanacağını işaret ediyor. Bu ortamda kazanamamak kelle götürür.
Gerilimi düşünebiliyor musunuz?..
Maç başladığı gibi biterse, İngiltere kazanmış olacak.
Bu ortamda, takımının halini iyi bilen Eriksson'un "Önce yenilmemek" taktiği ile oynayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Hem de maç Saracoğlu cehenneminde iken.
Savunma yapan İngiltere'ye nasıl gol atacağız?.
Bugüne kadar İngiltere'ye hiç gol atamadık. Üzerimizde bu ruhsal baskı ile sahaya çıkacağız üstelik..
Ya gene atamazsak?..
Şenol Hoca'nın sorunlarının büyüklüğünü görüyor musunuz?.
İşte tam bu ortamda milli takım teknik direktörünün kafasını çok rahat bırakmak için söz birliği etmemiz gerek. Polemik yaratacak, kafa karıştıracak, kampın havasını bozacak fikirler üretme yerine, yardımcı olma yollarını seçmeliyiz.
Beşiktaş Meneceri Sinan Engin, kendisine yakışmayan bir çiğlik yaptı mesela..
"Tümer ve Ahmet Yıldırım niye çağrılmadı" dedi.
Senin Chelsea'ye karşı yeterli görmediklerini Şenol Hoca niçin İngiltere'ye karşı uygun görsün ki?..
Üstelik Sinan ve yıllardır "O niye çağrılmadı, bu niye oynamadı" diye sallayan herkes.. Böyle bir fikir ileri sürerken kimin yerine çağrılması, ya da oynaması gerektiğini de söylemek zorundasınız. Milli takım kadrosu 23 kişidir. Sahaya 11 kişi çıkar?. Kim çağrılmamalıydı da, Tümer ve Ahmet onların yerini almalıydı, bunu söylemezsen, ucuz kulüpçülük uğruna sallamış ve milli takıma zarar vermiş olursun.
Şenol Güneş, Dünya Üçüncüsü olan kadrosuna ağırlık verdi. Olumludur. Konfederasyon Kupası'nda göze batanları çağırdı. Olumludur.
Sergen'i, Emre'yi, Yıldıray'ı, Hasan Şaş'ı çağırmasının hep bir mantığı, tutarlılığı vardır. Onaylarım ve savunurum.
Beni ilgilendiren, seçtiği takımı bu maça nasıl hazırladığı, maçın oyun düzenini nasıl kuracağıdır. Onları da cumartesi günü göreceğiz.
Şenol Güneş son zamanlarda güvenli konuşuyor. Hem kendisine, hem takımına güvenini sık sık vurguluyor. Bu da hoşuma gidiyor. Keşke Dünya Kupası başlar ve devam ederken de bu güven içinde olabilseydi.
****
Maçı tribünlerde de oynayacağız. Sahaya hiç ama hiçbir şey atılmaması gerek. İngilizler maçı masa başında kazanmanın tüm zeminini hazırladılar. Onlara bu fırsatı veren "Vatan Haini"dir. Herkes bu bilinçte olmalı, herkes kendisini ve yanındakini kontrol etmeli. 50 bin kişinin başına 50 bin polis dikemezsiniz. Herkes kendisinin ve etrafın polisi olacak.
Polise de önemli bir görev düşüyor. "Kontrol edeceğim" diye, seyircinin coşkusunu yok etmemeli. Galatasaray-Juventus maçında, geçmiş yıllarda "Vur deyince öldüren" polisin Ali Sami Yen cehennemini nasıl cennete çevirdiğini gördük. Polis sadece ve sadece sahaya bir şey atılmasına ve sahaya girilmesine engel olmalı. Bunun için de yüzü seyirciye dönük yerleştirilmeli. Oraya maç seyretmeye değil, seyirciyi izlemeye, keyfe değil, göreve geliyorlar.
İngiltere maçını "Topyekun" kazanabiliriz ancak.
Herkes kendisine düşeni yapmak zorunda..
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|