|
 |

Deniz otobüsüne aç binmenin bedeli ağır
Yılda 2 milyon yolcu taşıyan İDO'nun hızlı feribotları, iki saat deniz üzerinde seçeneksiz ve kapalı kalan yolcuya 3 milyona kola, 5 milyona dilim pizza, 4 milyona dondurma satıyor. Bu, serbest rekabetle açıklanabilir mi?
İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş (İDO), 1987 ve 1988 yıllarında Norveç'ten satın aldığı 10 deniz otobüsüyle toplu taşıma alanında önemli bir adım attı. Şu anda 4'ü feribot olmak üzere 26 deniz otobüsü ile hızlı ve konforlu taşımacılık hizmeti veriyor.
Son yıllarda, özellikle yaz aylarında Ege'ye gidenler için Bandırma ve Yalova feribotları, yol yorgunluğunu kısaltan iki uygulama olarak benimsendi. Hatta, otobüs şirketleri de İDO aktarmalı seferler düzenledi.
YOL KISALIYOR AMA
İDO, yılda 2 milyon yolcuyu Bandırma ve Yalova'ya taşıyor. Sürücü dahil bir otomobil Yalova için 37 milyon, Bandırma için 90 milyon lira ödüyor. Ekstra her yolcu içinse Yalova'da 8 milyon, Bandırma'da 14 milyon lira ücret alınıyor. Yani iki çocuklu bir ailenin, iki saatlik Bandırma yolculuğunun maliyeti, 132 milyon liraya ulaşıyor.
Körfez'i saatlerce dolaşarak Bandırma'ya gitmek yerine, aynı yolu 2 saatte almak elbette cazip. Ama siz, hamam sefasını bile dolma ve kuru köfteyle zenginleştiren Türk insanının iki saat boyunca bir şeyler yiyip içmeden, sadece gazete ve kitap okuyarak kapalı kalabileceğini sanıyor musunuz? Hele yanında çocuk varsa. İşte, yolculuğun en başında "çoluk çocuk yollarda rezil olmayalım" diye gözden çıkarılan 132 milyonun üstüne, büfedeki fiyatlar fena koyuyor.
Yaz tatilinden yeni dönmüş pek çok okurdan aynı konuda şikayet gelince, hızlı feribotun büfe fiyatlarına bir bakalım dedik. Yılda 2 milyon yolcu taşıyan bir araç içinde, biraz da kamu yararı gereği daha insaflı fiyatlar bulmayı umuyorduk.
ÇOCUK LAF DİNLEMEZ
Sandviç, 4 milyon 250 bin, meyva suyu 3 milyon, meşrubat 3 milyon, kahve 3 milyon, çay 1.5 milyon lira. Hiç kimse "iki saat bir şey yenmese de olur" demesin. Çocuğuyla feribota bir kez bile binmiş olanlar, o çocukların nasıl büfenin önünden ayrılamadığını, evdeki kahvaltıya nazlanırken orada nasıl aç kurt kesildiğini görmüştür. Hiç bir şey istemese bile dondurma diye tutturan çocuğunuza, "Evladım, 1 saat sonra bu 4 milyonluk dondurmayı 1 milyon 750 bin liraya yiyebiliriz" deseniz de işe yarar mı acaba?
'Ne yapalım? Serbest rekabet'
Konuyu aktardığımız İDO Genel Müdür Yardımcısı Fuat Gedik, "Biz büfenin işletmesini üç yıllığına ihaleyle bir firmaya veriyoruz. Onlar da serbest rekabet ortamında kendi maliyetlerini belirliyorlar. Biz işletme olarak şirkete fiyat deklare edemiyoruz" dedi. Gedik, zaman zaman yolcuların şikayetlerinin kendilerine de aksettiğini anlatarak, "Biz bu şikayetleri firmaya aktarıyoruz" açıklamasını yaptı. Fuat Gedik, ihaleye katılan firmaların, işletme hakkını alabilmek için fiyat yükselttiğini ve yüksek kira bedeli önerdiklerini, sonra da bunu ister istemez maliyetlere yansıttıklarını söyledi.
Konuyu, büfeleri işleten Denizatı Turizm İşletmecilik'in yetkilileriyle de görüştük. Onlar da sık sık bu yakınmayla karşılaştıklarını belirterek şu açıklamayı yaptı "Yolcular bizi başlangıçta belediye işletmesi zannediyor ve o yüzden fiyatları yüksek buluyor. Halbuki biz hem yüksek kira bedeli ödüyoruz, hem de personel gideri var. İDO'nun şartları gereği fazla personel çalıştırmak zorundayız. Üstelik özel malzeme kullanıyoruz. Sefer sayıları da önemli. Yazın yoğun çalışıyoruz, kışın ise sefer sayısı da yolcu da azalıyor. Bunun da maliyeti var."
Esen EVREN
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|