|
 |
|
LEVENT TÜZEMEN
Juve'den Fener'e
İtalyan ve Türk medyası birbirine çok benzer. İkisi de öküz altında buzağı aramayı sever. Perde arkası haberler "Rayting" yaptığı için hep perdeyi ilk aralayan olmaya çalışırlar. Fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olunarak ve kulaktan dolma hazırlanan haberlerin içeriği "Paparazzi" manşetlerini aratmaz. Medyanın, yönetici-futbolcu-teknik adam üçgeninde paylaştığı konuları "Hangisi yazılmalı? Hangisi gizli kalmalı?" diye ayırt edememesi gerilime ve sert tartışmalara yol açar.
Fatih Terim'in maç öncesi Torino'daki basın toplantısında iki farklı yüzü vardı. İtalyan gazetecilerin sorularına İtalyanca cevap verirken çok rahat ve sakindi. Mimiklerinde tatlı bir tebessüm vardı. "Fiorentina bir tarafa, diğer takımlar bir tarafa" diyen Terim'in İtalya'yı hâlâ unutamadığı bir gerçek. Sezen Aksu'nun "Kalbim Ege'de kaldı" şarkısı gibi Terim'in kalbi sanki İtalya'da kalmış.
Terim, Türk medyasıyla sohbetinde kızgın görüntü vermemesine rağmen bakışları iğne gibi battı. Konya maçı sonrası çıkan "Futbolcuları haşladı" haberine o kadar tepkiliydi ki, "Amacınız başka" derken medyaya "Sizi yanlışa yönlerdirenler varsa bize teyit ettirin, gerekeni söyleriz" uyarısında bulundu. Terim medyanın G.Saray'ın çok içinde olmasından rahatsız. Konuşulanların medyaya anında sızmasını kontrol edemediği için de öfkeli.. Terim işler iyi gitmiyor diye öfkesini şimdilik içinde saklıyor.
İğneyi kendine batır
G.Saray yürüyerek oynayan İtalya Şampiyonu Juventus'u ucuz ve basit goller yediği için elinden kaçırdı. Del Piero'nun ortasında herkesin seyrettiği topun gol olması tam bir rezaletti. Terim bunun için hakem İvanov'u suçladı. Evet; Del Piero faul öncesi topu elle aldı. Baraj yapılırken ortalanan top gol oldu, Mondragon da pozisyon alamadığı için geç kaldı. Ama uluslararası oyuncu tecrübesi Türkiye'de en fazla olan G.Saray'da topun başına dikilmeyi bir kişi akıl edemez mi? İki yıl önce Liverpoollu Heskey'in attığı gol öncesi benzer hata yapılmamış mıydı? Topun başına biri gitse ve hakemin tüm uyarılarına rağmen topun başında durmayı sürdürse, en fazla sarı kart görürdü.
"Aptalca gol yedik" diyen Frank De Boer akıl da veriyor "Frikikte bir kişi topun önünde durmalı ki, rakip topa hemen vurmasın.." Bu adam G.Saray'a "Popescu modelini" sürdürsün diye alınmadı mı? Geriden oyunu başlatıp adrese toplar atacak ama en önemlisi liderlik yapmayacak mıydı? Önünden geçen topu dürtemeyen Frank Efendi akıl vereceğine bir lider gibi aklını kullanıp "Topun başında durun" diye yırtınsaydı.
Fener kurtarıcı rolünde
G.Saray'ın önünde şimdi kritik Fenerbahçe maçı var. Kazanılırsa herşey unutulur, yenilgide G.Saray istiridye gibi kapanıp köklü reform yapar. G.Saray'ın tek şansı Fenerbahçe'nin favori olması. Derbilerde hep favoriler kaybetmiş. F.Bahçe'nin krize girdiği günlerde G.Saray hep kurtarıcı olmuş. Şimdi Fenerbahçe kurtarıcı durumunda. G.Saray'ın Juventus karşısındaki kadrosu ideale yakın. İyi bir Volkan, müthiş sprinter Bratu, G.Saray'ın derbide önemli kozları olur.
Ancak "Cooper" testini torpilli geçen Muhittin Boşat'ın bu maça verilmesi acaba MHK'nin bir oyunu mu? Çünkü Boşat, Lorantlı F.Bahçe'nin Daum'un Beşiktaş'ını yendiği maçta "Muhittinbahçe" gibi bir yönetim göstermişti. Hatta F.Bahçe yöneticisi Nihat Özdemir o gün Boşat'ın kararlarına isyan Beşiktaş yöneticilerine atfen, "Şaibeyi gördünüz" demişti.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
