|
 |
|
İLKER SARIER
Mars adaleti!..
Hakimler savcılar alınmasınlar, hukuk öğrenimi görmüş bir gazeteci olarak yazıyorum. Kendimi hep hukukun bir parçası gibi hissettim, hakkaniyet ve adalet "duygusu"nun en yüksek duygu olduğunu düşünüp, öyle davrandım hep... Şimdi de öyle davranacağım.
Bilim adamları diyorlar ki; Yerküremiz Mars'tan doğmuştur.
Bu öngörü, henüz kanıtlanmış değil ama ben, bir açıdan "dünyanın Mars'tan doğmuş olduğunun" kolayca kanıtlanabileceğini sanıyorum.
Türk adaleti, sanki hala Mars'ta yaşıyormuş gibi "hükümler" tesis edebildiğine göre, bu "zihin sistematiği" bakımından Mars ile Dünya arasında bir antropolojik bağlantı kurulabilir, o zaman da bütün insanlığın Mars'tan türediğini düşünebiliriz.
Biraz "Aristocu" oldu ama olsun!..
Peki, Türk adaleti, nerede ve nasıl "Marslılar gibi" hüküm tesis ediyor.
1994'te TYT Bank'tan 258 milyon liralık Hazine bonosu alan Türk yurttaşı Murat Diker, 9 yıl sonra gönderildiği İflas Masası'ndan parasını ancak alabilecek hale gelmiş...
Zaman kaybını bir yana bırakın...
Kaç para almış, ona bakın...
O zamanın 258 milyon lirası, 17 bin dolar yaparken, bugün yasal kesintilerden sonra kendisine 166 milyon lira ödenmesine karar verilmiş...
Yani 100 dolar...
17 bin dolar alacaklı olan birinin 9 yıl sonra 100 dolar alacaklı hale gelmesindeki, adaleti, hukuku ve hakkaniyeti okurların "vicdanlarına" bırakıyorum.
"Akla" bırakmıyorum çünkü insanın aklı yerinden oynar!
Ne olmuş, nasıl olmuş?
Türk adaleti, basit bir "ihmal" yapmış, 9 yıllık enflasyonu hesap etmemiş!.. "Erozyonu" ıskalamış.
O zaman, "Türk adaleti Mars'ta mı yaşıyor" derken haksız mıyız?
Bu ülkede yıllardır kronik bir enflasyon olduğunu hakimler duymamışlar mı? Görmemişler mi?
Aslında Marslılar'a da haksızlık etmemek gerekir. Yurttaş Murat Diker, davasını Mars'ta açsaydı, ihtimal daha hakkaniyetli bir karar elde edebilirdi.
Gelelim "kontr" adaletsizliklere...
Özel bankalara el konulmasıyla kopartılan vaveylayı biliyorsunuz
"Falanca işadamı bankasından 600 milyon dolar götürmüş!.."
Peki siz hiç şimdiye kadar, bu cayırtının yanında, herhangi bir işadamının borç dökümünü gördünüz mü?
Şu kadarı kredi, şu kadarı yasal faizi, şu kadarı temerrüt faizi, şu kadarı cezası, şu kadar bilmem nesi diye...
Size bir sır vereyim
İlgili murakıp ve bürokratların çıkardıkları hesaplar, inanılmaz faiz ve saire ile abartılmış ve rakamlar "gerçeküstü" hale getirilmiştir. Sürrealist bir ortam yaratılmıştır.
100 lira olan gerçek borç, şişirile şişirile 500 liraya çıkartılmıştır.
Son tablo şudur
Devlet, borç öderken, 17 bin dolardan 100 dolara kolayca inebilmekte, alacak tahsil ederken ise, 1000 doları neredeyse 17 bin dolara çıkartabilmektedir.
Bu da, Karl Marx'ın materyalist diyalektikte bahsettiği "uzlaşmaz çelişkiler"den çok daha yaman ve tabii ki abuk bir çelişkidir.
Amerikalılar, Mars'a gitmek için dünyanın masrafını yapıyorlar. Hiç gerek yok!
Türkiye'ye gelsinler ve bizim adaletin tesis ettiği hükümlere baksınlar, yeter!..
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
