kapat
19.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

MUHARREM SARIKAYA


Washington'un çifte dili

Ankara bir süredir Washington yönetiminin Türkiye'ye bakışındaki samimiyeti sorguluyor. Bunun başında da Kuzey Irak geliyor.

Ankara'nın kafasını kurcalayan, Washington yönetimine hakim olan "çağdaş muhafazakarların (neocon)" Irak'ın parçalanmasına dönük bir planı uygulamaya koyup koymadıklarına yönelik. Bu kaygı sadece hükümet içinde değil, Irak'a Türk askerinin gitmesi görüşünü destekleyen kesimlere de yerleşmeye başlamış durumda. Belirtildiğine göre, ABD Büyükelçiliği de bir süredir Türk kamuoyuna da yerleşen bu kuşkulu bakışın nedenlerini araştırıyor.

Ağar'ın tespiti
Nitekim, dün ABD Büyükelçisi Eric Edelman da DYP lideri Mehmet Ağar'ı ziyaretinde aynı sorgulamayı yapıyor. Yarım asırdır hiçbir sıkıntı ile yüz yüze gelmeyen Türk-ABD ilişkilerinin bir anda neden bu noktaya geldiği sorusunu irdeliyor. Yıllarca terörle mücadelede uğraş vermiş Ağar'ın tespiti ise özetle şöyle oluyor

"Teröre karşı mücadelede Türkiye en büyük desteği ABD'den gördü. Teröre karşı birlikte mücadele eden iki ülke, Körfez Savaşı döneminde de birlikteliğini yürüttü. Çekiç Güç döneminde Kuzey Irak'taki gruplar ile Türkiye ve ABD ortak hareket etti. Bütün bunlar olup bittikten sonra, Kuzey Irak'taki gruplar Türkiye aleyhine konuşmaya başladı. Hükümetiniz de bunlara karşı bir tepki göstermeyince, fatura size kesiliyor."

Ağar, Kuzey Irak'taki grupların Türkiye'yi hasım gibi göstermesine ilave olarak bölgedeki PKK/KADEK unsurlarına hala bir yaptırım yapılmamış olmasına dikkat çekiyor.

Edelman'ın yaklaşımı görüşme bittikten sonra basına yaptığı açıklamadaki çerçevede kalıyor.

Edelman, geçmişte görev yapmış ABD büyükelçilerinin aksine Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmesinin iki ülkenin işbirliği ile gerçekleştiğini açıkça kayda geçiriyor.

Başarılması gereken işler
Edelman'ın bu aşamadaki şu sözleri dikkat çekiyor "Irak'taki güçlerimizin başarması gereken bazı görevler var. Tüm görevlerin hemen hepsini bir anda başaramazlar."

Konuşmasında "teröre karşı mücadele" konusunda ülkesinin kararlılığını kayda geçiriyor ve "Bize güvenin" mesajını veriyor.

MGK'nın gündemi
Büyükelçi Edelman, bunları söylese de Ankara güven sorunu yaşıyor. Her ne kadar Edelman, "Irak'taki güçlerimizin başarması gereken çok işi var" diyerek birinci önceliklerinin PKK/KADEK olmadığını kayda geçirse de Ankara, yakın gelecekte de bu örgüte karşı bir tavır alınmayacağı kuşkusunu taşıyor. Aşırı dinci gruplara karşı Kuzey Irak'ta havadan operasyon yapılırken, PKK/KADEK'in üstlendiği kamplara yönelik bir adım dahi atılmamış olmasına dikkat çekiliyor.

Bunun üzerine bir de Washington tarafından bizzat belirlenip yönetime getirilmiş kişilerin "Türkiye'yi istemiyoruz" yönündeki beyanları eklenince kuşku daha da artıyor.

Ankara, bugünkü Milli Güvenlik Kurulu'na da bu psikoloji ile giriyor.

Geçen ay yapılan MGK'da "Gelişmeleri görelim, Irak konusundaki kararımızı bir sonraki ay verelim" diye yola çıkan Ankara, geldiği noktada yine kararsız görünüyor. Bugün yapılacak MGK toplantısından, hükümete asker gönderme ile ilgili tavsiyenin yer alacağı kararın çıkması beklenmiyor.

Ankara, asker gönderme kararını alacak olan Meclis de kapalı iken bir süre daha "bekle gör" politikasını sürdürme eğilimine giriyor.

Bunun ötesinde atacağı adımları da, her geçen gün artan kuşku ve kaygıları frenliyor.

Bu da "Irak'a asker gönderilmesin" diyen cephenin elini güçlendiriyor.

Bütün bunlara Türk askerinin Irak'a gitmesi için "soğukkanlı baskı" uygulayan Washington yönetiminin kendi içindeki "çifte dili" neden oluyor.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır