kapat
10.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

MEHMET BARLAS


Bazen insanın günleri öylesine dolu geçer ki!

Bodrum'daki son günlerimden birini, isimleri Türkiye sınırlarını aşmış iki yaratıcı arkadaşımla geçirdim.

Önce ressam Ömer Uluç'un, Türkbükü'nün tepelerinde yaptırdığı atölyeye gittim.

Ömer Uluç 6 metre yükseklikte tavanı olan ve tek bir büyük mekandan oluşan bu atölyeyi, ileride bir resim müzesi olması ümidi ile yaptırmış.

Kendisi de bir inşaat mühendisi.

Atölyenin duvarındaki bir düğmeye basıyor. En az 300 metre kare büyüklüğündeki tavan, tekerlekler üzerinde kayarak, iki yana çekiliyor.

Atölyenin tavanı, bir anda gökyüzü oluyor.

Batı sanat dünyasında, "Emerging Artists" diye bir kavram var.

Tıpkı ekonomideki "Emerging Markets" gibi.

Sanat dünyasında yeni doğan yıldızları ifade ediyor "Emerging Artists."

Eğer Uluç'un hayali gerçekleşirse, bu atölye, dünyanın parlayan sanatçıları için hem bir "work-shop" olacak, hem de bunların yapıtları, burada sergilenecek.

Ömer Uluç, Venedik'te katıldığı sergiden yeni dönmüştü. Şimdi ekimde İstanbul'da ve kasımda New York'ta açacağı sergiye hazırlanıyor.

Günde sekiz saat çalışarak, resimlerini, heykellerini tamamlıyor.

İçim, Ömer Uluç'tan aldığım hayat ve sanat heyecanı ile dolu, mutlu ayrıldım Türkbükü'ndeki atölyeden.

Sonra, modacı Rıfat Özbek'in, Yalıkavak sırtlarındaki evine gittim.

Moda dünyasını çizgileri ile sarsan Rıfat Özbek, şimdi dekorasyona el atmış.

Yalıkavak'ta, kendisinin tepeden tırnağa döşediği ev-villa, gerçekten çarpıcı ve etkileyici ayrıntılarla dolu.

Bir yaşam biçimi koymuş, bu altı dönüm bahçe içindeki iki katlı eve.

Rıfat'a, bundan sonraki projelerini sordum.. Anlattı.

- Bir evi tasarlamak ve sonra onu, kendi üslubundan renkler ve şekiller katarak döşemek, benim bundan sonraki işim olacak. Bu içinde bulunduğumuz ev, Rıfat Özbek imzası olan bir evdir mesela..

Anlattığı kadarı ile Rıfat Özbek bu evin fotoğraflarını çektirip, bir katalog hazırlayacak. Bunu dünyanın ünlü emlakçılarına gönderecek.

Rıfat Özbek imzasını taşıyan bu ev, bir resim, bir heykel gibi, müzayede ile satılacak.

Sonra, yeni bir arazinin bulunuşu ve yeni bir evin, temelden dekorasyon ve yapımı başlayacak.

Rıfat Özbek'in moda dünyasında fırtınalar yaratmasını, dış basından öğrenmiştik bizler.

Şimdi, Rıfat Özbek'in dekorasyona ve yaşama getirdiği yeni bakış açısını da, herhalde yine dış basından öğreneceğiz.

Açık söyleyeyim.

Çok pahalı ve özenli döşenmiş, antikalarla ve değerli eşyalarla dolu pek güzel evler gördüm.

Ama, Rıfat Özbek'in her santimetre karesine kendi zevkini kattığı, iddialı olmaktan çok güzel olan bu ev ve bahçesi kadar pırıltılı bir mekana, az rastladım.

Özetle, Bodrum'daki son günlerimden biri olan bu gün, Ömer Uluç'un ve Rıfat Özbek'in yaratıcı dünyalarını paylaştığım için, mutluluklarla dolu geçti.

Gece de, Bodrum'un gerçekten kaliteyi ve lezzeti temsil eden et lokantası Denizhan'da yemek yedim.

Keşke, bu yaklaşan kış mevsiminde de, her günüm böyle geçebilse.

ŞAKA

Kimin eli, kimin yakasında?
Çevik Bir, İsmail Hakkı Karadayı'nın yakasına yapıştı mı, yapışmadı mı?

28 Şubat'a ilişkin son tartışma bu çizgide sürüyor.

28 Şubat'ta demokrasinin ve basın özgürlüğünün yakasına nasıl yapışıldığı konusu da, sonra tartışılacak herhalde.

Bir de, yakası açılmamış özelleştirmeler, bankacılık ve kamu ihaleleri var 28 Şubat'tan geriye kalan.

KISIR DÖNGÜ

En kolay meslek gazetecilik mi?
Aslında, Türkiye'de gazetecilik çok kolay.

Çünkü, belirli günlere ait gazeteleri, yıllar öncesinden hazırlayabilir, yorumları birer kere yazıp, yıllarca kullanabilirsiniz.

- Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıldönümü..

- Adli Yıl'ın başladığı gün..

- 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı..

- 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı..

Böyle günlerde, ya Anayasa Mahkemesi Başkanı, ya Yargıtay Başkanı, ya da Genelkurmay Başkanı, siyasi gündemi etkileyen konuşmalar yaparlar.

Yüksek Askeri Şura'nın tayin, terfi ve emeklilikleri belirlediği ağustos ayının gazeteleri de, her yıl aynı başlıklarla doludur.

Bu belirli günlerde, birileri, Cumhuriyet'e yönelik tehditleri sıralarlar.

Tehditlerin kaynağında da, genellikle seçilmiş siyasetçiler bulunur.

Sonra o ona, bu buna cevap verir.

Gazeteler de bu gerginliği başlıklarına ve yorumlarına taşıyarak, işlevlerinin gereğini yaparlar.

Bıktırıcı, yorucu, toplumun gelişmesine hiçbir katkı sağlamayan, kısır bir süreçtir bu.

Bu çeşit tartışmalar ve demeçler arasında, ülkenin temel sorunları çözümlenmeden, kriz stokuna aktarılır.

Yıllar geçtikçe, isimler değişir ama konular değişmez.

Gazeteler de, bu gerginlik ilk defa yaşanıyormuş gibi, heyecanlı başlıklarla, her belirli gün, tıpkı-basım yaparlar.

İnsan aklının uzayın sınırlarını zorladığı bu çağda, güzelim Türkiye'yi böylesine kısır bir gündeme mahkum edenler de, bir marifet yapmışlar gibi, kasım kasım kasılırlar.

Mesajlarınız için: mbarlas@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır