|
 |
|
NECATİ DOĞRU
Sıfır atmak! Hava atmak!
Hava mı önce atılır, sıfır mı! Dünyada örnekleri var. Yapışkan yüksek fiyat artışlarına tutulmuş, bu yüzden adları "hiper enflasyonlu ülkeye" çıkmış Şili gibi, Meksika, Brezilya, Arjantin gibi ülkelerde önce paralardan sıfır atıldı, sonra hava atıldı. Paradan sıfır atmanın hakkını verenler oldu.
Sorunu çözdüler.
Hiper enflasyonu bitirdiler.
Tek haneli enflasyona indiler.
Hava atmanın hakkını veremeyenlerin sonu ise nanay oldu, krizler krizleri izledi, yüksek yapışkan enflasyon ve ona paralel olarak yoksullaşma, zengin fakir uçurumunun açılması, yerli yabancı yatırımların ülkeden kaçması, işsizliğin alev alev artması devam etti.
****
Özetle, paradan sıfır atmak, ay ışığı altında sevgiliye hafif ve okşayıcı ses tonuyla romantizm satmaya benzemiyor. Paradan sıfır, bir ekonomik programın başarısı sonunda atılabiliyor.
Sıfır atmak başarı değil.
Sıfır atmak ödül.
Başarın varsa sıfır atıyorsun.
Bizim Maliye Bakanı, "liradan altı sıfırın atılacağı" çalışmalarına 2004 yılında başlanacağını söyledi. Yani 2004 yılında "altı sıfır" atılacak değil, atılması için çalışmalara, hesaplamalara, değerlendirmelere yol verilecek.
Hesaplar tutarsa...
2005'te sıfırlar gidecek.
1 milyon lira...
1 lira olacak...
600 milyon lira olan ortalama memur maaşı da 60 liraya inecek, pazarcılar da şimdi "3 tanesi 1 milyon lira..." diye bağırdıkları limonu "3 tanesi 1 liraya..." diye satıyor olacaklar.
Gerçekten; "Dolar gibi Mark gibi az sıfırlı Lira... Tek haneli yıllık enflasyon..." günlerini görecek bir gidişin içinde miyiz? Bu iktidar, hangi ekonomik başarıyı bina etti de "liradan sıfır atmayı konuşmak" havasını atıyor?
Gerçeği söylemeliyiz!
Liradan sıfır atmayı konuşmanın altyapısı Ecevit, Bahçeli, Yılmaz'ın Kemal Derviş'i ABD'den getirip, "Güçlü Ekonomiye Geçme Programını" başlatmasıyla atıldı.
Delik kapatma programıydı.
Çiftçilerin, işçilerin, memurların, esnafların gelir artışları "kontrollü lira- yüksek vergi-dalgalı kur-dengeli bütçe politikaları" ile tırpanlandı.
****
Hatırlayınız!
Beş kara delik vardı.
Bütçe kara deliği...
KİT'ler kara deliği...
Belediyeler, sosyal güvenlik, tarım birlikleri kara deliği... Bu delikler ülke ölçeğinde toplanan bütün vergileri yutuyor, dışarıdan ve içeriden alınan borçları da emiyor, yine de kapanmıyor, Merkez Bankası ve kamu bankalarından da para pompalanıyordu.
Ekonomi duvara dayanmıştı,
Kemal Derviş ABD'den çağrıldı, Kamu Bankaları ve Merkez Bankası'nın 'kara delikleri kapatsın' diye devlete kredi açması kanun çıkarılarak yasaklandı. Kara delik kapatmanın, toplumda yarattığı büyük sıkıntının bedelini de Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz seçimlerde ödediler.
****
Bugün enflasyon dört aydan beri üst üste eksi çıkıyor, 27 yıl önceki durumuna dönüyorsa; ekonomik büyüme 2002 yılının bütününde yüzde 7.8 oluyor, 2003'ün ilk çeyreğinde de yüzde 7.4 gibi yüksek oranda büyümeye devam ediyorsa Derviş'in yaptığı, bedelini Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz'ın ödediği "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı"nın sayesindedir. Yeni iktidar, seçmen tabanına "yırtıp atacağı sözü vermesine rağmen" IMF reçeteli bu programı sahiplendiği ve sürdürdüğü için "paradan sıfır atmak" havasını atabiliyor!
Demokrasinin cilvesi!
Mesajlarınız için:
ndogru@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
