|
 |
|
EMRE AKOZ
'Sizi burada gormek ne guzel'
Persembe gunu Urgup'teydim. Urgup Belediyesi'nin duzenledigi karikatur yarismasinin odul toreni vardi. Bu konuya daha sonra girecegiz... Ben simdi juri baskani, usta karikaturcu Semih Balcioglu'nun laf arasinda degindigi bir noktadan bahsetmek istiyorum.
Balcioglu diyor ki "Tuhafima giden, hatta bazen beni sinir eden klise laflar var." Nedir bunlar?
Birincisi "Kendinize iyi bakin." Amerikan Ingilizcesi'nden ceviri olan bu soz epeydir (yaklasik 5 yildir) kullaniliyor. Soguk, bana da itici gelen bir laf... 'Soguk' cunku gercek bir samimiyete gonderme yapmiyor. Plastik. Yapay. Otekinin iyiligi, esenligi, sagligi seni 'hakikaten' ilgilendirmiyor. 'Basinin caresine bak' demenin bir baska bicimi.
Ikincisi "Size donecegim." Bu da Bati dillerinden apartma. Daha cok 'araci' konumundaki kisiler kullaniyor. Halkla iliskiler sektorunde calisanlar ya da sekreter gibi... Ornegin, "Musteriyle konusup sizi ararim" demek yerine "Musteriyle konusup size donerim" diyorlar. 'Ararim'dan, 'donerim'e gecmeye niye ihtiyac duyuldu bilemiyorum. Bir 'jargon' yaratma cabasi oldugunu saniyorum. Kendi pozisyonunu guclendirme, vazgecilmez kilma; daha dogrusu 'oyleymis gibi gosterme' amacini tasiyor.
Balcioglu'nun taktigi ucuncu klise ise soyle "Sizi burada gormek ne guzel." Ben buna dikkat etmemistim. Bana karsi pek soylenmez; (yasim ve statu icabi) herhalde o yuzden. Sahne gozumun onune geliyor... Diyelim ki Balcioglu esiyle birlikte bir serginin kokteyline gidiyor. Galerinin sahibi agzi kulaklarinda onlarin yanina yaklasiyor ve "Aman efendim, sizi burada gormek ne guzel" diyor. Niye? Neden "Ooo, hosgeldiniz, seref verdiniz" filan demekle yetinmiyor. Cunku Balcioglu saygin bir isim. Bircok tanidigi var. Onlara bu sergiden soz edebilir. Bir bakima 'reklamini' yapabilir. Yani bu sozde ben bir 'ellerini ovusturma' havasi seziyorum. Ama ayni anda bir 'uzaklik' da dile getiriliyor. Sik sik gorusulmedigi belli. Hatta farkli alanlardan olmanin alti ciziliyor.
Kelimeler aslinda aysberge benziyor. Acik, gorunen, ortada olan anlamlarinin otesinde bir gerceklige sahipler. Ve o 'oteki gerceklik' hic de sicak, samimi, dostca, sevgi dolu olmayabiliyor.
OGS cihazi; Dert ustune dert
Gecenlerde Bogaz koprulerinden ve otoyol giselerinden gecilirken kullanilan OGS cihazindan soz etmistik. Bu konuya deginmemize Erkan Celebi'nin OGS pilleriyle ilgili, Hurriyet'teki haberi vesile olmustu. Bircok okurumuz benzeri sikayetleri oldugunu belirtti. Bunlardan biri de endustri muhendisi oldugunu belirten Can Cakirogullari... Bakin neler diyor
****
Bu etiketlerin (OGS cihazi) icinde kullanilan pil cok yuksek kapasiteye sahip, Alcatel'in sahibi oldugu Fransiz SAFT firmasi tarafindan uretilen bir sarjsiz lityum pildir (kapasitesi en iyi kalem pilin en az 10 katidir) ve kolay kolay bitmesi soz konusu degildir. Gecen sene 6 kere kacak gecis yapip 300.000.000 (yazi ile ucyuz milyon lira) ceza yedikten sonra icini acip bu etiketi inceledim.
'Pilin bitmesi' sanilan problemin asli, bu pilin yollardaki cukurlara dayanamayip yerinden cikmasi ve etiketin 'gecici' hafizasini kaybetmesi olarak tanimlanabilir. Halbuki SIM kartlardaki gibi kalici bir 'Flash' bellek kullanilsa idi, etiketteki pil yerinden ciksa dahi yerine lehimlemek ya da pil biterse yenisini takmak soz konusu olabilecekti. Yerinden cikma sorununun esas cozumu ise bu pilin kutu icine sunger veya plastik kasanin yeniden dizayni ile siki bir sekilde tutturulmasidir.
Bunlar yapilmadigi ve bu basit etiketi ithal ettigimiz icin sadece bir kullanici olarak ben 2 yil icinde 3'uncu etiketime gecen hafta transfer oldum. Onceki iki etiketin bozuk oldugunu tesbit icin bir defa FSM koprusune ve bir defa Izmir Tahtakale'deki Karayollari subesine ugradim. Oralardan aldigim 'kagit parcalarini' Merter Ziraat Bankasi'na getirip OGS'yi alirken o uzun sureci (yaklasik yarim saat) tekrar yasadim. Bu kadar zamani normal giselerden gecsem harcar miydim bilemiyorum, fakat kesin olan bir sey bu etiketin Turkiye sartlarinda test edilmeden kullanima suruldugudur.
Yazinizda belirttiginiz sekilde, ya bu etiketlerin Turkiye'de servisi verilmelidir ya da yerli ureticilere ihale acilmalidir. Bu yapilmazsa faturayi 10 dolarlik bir plastik kutu icin 40-50 dolar bedel odeyen ve bu sartlarda OGS kullanmayi caydirici bulan Turkiye otoyollarinin kullanicilari olarak biz odemeye devam edecegiz.
****
Okurumuz bunlari soyluyor. Ben boyle teknik konulardan anlamam. Ancak bildigim kadariyla soyledikleri gayet makul geldi. Ayrica su nokta da apacik Binlerce tuketici 'resmen' kaziklaniyor. 'Resmen' diyorum cunku kazigi atan devlet!
Olmasi gerekeni bir daha ozetleyelim
1)OGS cihazi ucuza satin alinmali.
2)Her yerde satilmali.
3)Tamir servisleri olmali.
4)Daha gelismis bir teknoloji kullanilmali.
Inadina asik olmak
Gecen gun Demir Ozlu'nun Is Bankasi Yayinlari'ndan cikan 'Kentler, Kadinlar, Yazarlar' adli deneme kitabini okudum. Kitapta ilginc ve onemli saptamalar, cesitli yazarlardan alintilar var. Bunlar icinde en carpicisi kitabin hemen basinda yer aliyordu. Iste Demir Ozlu'nun, Lermontov'un 'Zamanimizin Bir Kahramani' adli yapitindan yaptigi alinti "Erkegini paylastigini sandigi kadini cileden cikarmak icin nelere basvurmaz kadinlar. Hic unutmam, bir defasinda, sirf baska bir kadina asigim diye bir kadin asik olmustu bana."
Haberleri gazete sayfasi goruntusunde okumak icin
SABAH e-Medya"ya
tiklayin
|
|
|
|
