|
 |
|
ALI KIRCA
Bedel
Newyork'ta elektrikler kesildi.. Hayat durdu.. Ulasim felc oldu.. Haberlesme kesildi..
Sebebi ne olursa olsun; Newyork, 11 Eylul gunu yasadigi panik ve travmanin bir benzerini daha yasadi..
Ustelik, bu kez teror ya da teroristler filan da yoktu ortalikta..
Eli falcatali, ilkel silahlarla donanmis teroristler degil; uygarligin kendi "devasa" makinesi kendi icinden vurmustu ulkeyi..
Yani, kendi yarattigi uygarlik canavarina yenilmisti modern dunyanin insani..
Cocuklar buyudukce sorunlar da buyur ya..
Oyleydi iste "hormonlu" bir buyumeyle super bir guc haline donusen koca ulkenin hali de..
Kucuk bir ulkede ya da kasabada sancisiz gecistirilecek ve birkac dakikada cozumlenecek bir elektrik arizasi, Newyork'ta hayati felc eden bir felakete ve cileli bir kiyamete donusuyordu..
Yalniz Newyork'ta degil, ulkenin buyuk bolumunde "yasam" tokezliyordu..
Aslinda 11 Eylul de ayni surecin kacinilmaz sonucuydu.. ABD'nin Irak'ta ve dunyanin oteki koselerinde yasadigi "belali" maceralar da..
Her seyin en buyugu ve her seyin egemeni olmaya cabaladiginiz zaman; belalarin da en buyugu gelip sizi buluyordu iste..
Hayat, bedelini odetiyordu bir sekilde..
Tipki; olcusuz ve hesapsiz sanayilesmenin sonunda kendi elleriyle yarattiklari "kuresel isinma"yla, oturduklari topragi "kizgin sac"a ceviren Avrupalilar'in hali gibi..
Kendi tercihinin sonunda odenen bedellerden kimsenin sikayet etmeye hakki yoktu elbette..
Peki, daha cok buyumekten, gelismekten, sanayilesmekten ve modernlesmekten vazgecebilir miydi insanoglu; bedeli ne olursa olsun?
Bu da "modern dunya"nin en buyuk ikilemiydi iste!
****
Bir de "gule-oynaya" odenen bedeller var!..
Sikayet etmeden, yakinmadan, aglamadan sizlanmadan..
Galatasaraylilarin "Olimpiyat Stadi" macerasi gibi..
Bu koseyi izleyenler biliyor ki, bu satirlarin yazari isin basindan beri Galatasaray'in "Olimpiyat Projesi"ni destekliyor.
Oynanan iki mactan sonra fikrimiz degismemis, tersine pekismistir..
Elestirilerin cogunun "mesnetsiz" oldugu da ortaya cikmistir..
Ruzgarin etkisinin cok da onemli olmadigi gorulmustur. (Her dakika da ruzgar esmiyor zaten..)
Stadin "akustik" meselesine gelince.. Turkiye'de hicbir stadda boylesi "gokgurultusu"nu andiran bir "tezahurat" duydugumuzu hatirlamiyoruz..
En cok konusulan da trafik ve ulasim.. Herkes birkac mac sonra, "ne kadar surede" stada ulasabilecegini ogrenecek ve sorun da kalmayacaktir.. Mevcut yollarla bile.. Ancak.. Bugune kadar alti cizilmeyen bir sorunun varligini buraya buyuk harflerle aktaralim.. Olimpiyat Stadi'nin asil sorunu stadla ya da ulasimla ilgili olani degildir..Asil sorun "cevre"dir..
Sasirtici olan; gecen yillarda o bolgeye, yeterli yollarin yapilmamasi degil; bir tek agac fidaninin dikilmemesi ve bir tek cim tohumunun ekilmemis olmasidir..
Futboldaki basarilariyla dunyada onemli bir tanitim misyonu ustelenen Galatasaray'in, Olimpiyat Stadi'na konuk olarak getirecegi dunya takimlarina -ve medyasina-sunacagi "cevre" goruntusu, o misyonu zedeleyecektir ne yazik ki..
Daha once siralanan butun sorunlar, o stada gelmeyi her "sartta" kabullenmis Galatasaraylilarin "gule-oynaya" odemeye hazir oldugu bir bedeldir..
Bolgenin ekonomisiyle, insanlariyla, yapilariyla yani "sosyal ve gorsel cevre"siyle gelismesi sorunu ise, futbol olgusunu asan hayati onemdedir..
Ve bir oneri..
Galatasaray Kulubu, yeni Ali Sami Yen projesinden vazgecmeli, maddi ve manevi butun enerjisini Olimpiyat Stadi cevresinin gelisiminde "onculuk" yapmaya harcamalidir..
Bolgede dis ve ic dinamiklerin harekete gecirilmesiyle, yeni Ali Sami Yen'in bitis tarihi olarak gosterilen 2005 sonlarinda, Olimpiyat Stadi'nin cevresi her anlamda ve her alanda "cennet"e doner.. Uzerinde dusunmeye degmez mi? Ya da...
Istanbul'da dorduncu bir stada gercekten ihtiyac var mi?
Haberleri gazete sayfasi goruntusunde okumak icin
SABAH e-Medya"ya
tiklayin
|
|
|
|
