|
|
ÖMER LÜTFİ METE
Aşk var, gam yok
İsmet Özel'in ağır eleştirilerle İslamcı kesimden kopuşu köklü bir inancımı pekiştirdi Hiçbir karşıtlık, insanların zannettiği kadar keskin değildir.
Özel'in Milliyet'ten Tulgar'la söyleşisinde göbekleri açık kızları göstererek, "Başörtülü kızların bir kısmı bu. Amaçları bu yani. Göbeklerini açan kızlarla aynı amacın peşindeler başlarını örterken" deyişi çok kimseyi kızdırdı. Ancak "bir kısmı" diyerek çoğunluğu tenzih edişi yeterli.
Üç şeyin dini imanı yok; erkekliğin, kadınlığın ve paranın.
Engince bakan nice büyük karşıtlığı "nüans" derecesine indirebilir. Hele biraz serdengeçti ise, Kapital'deki bütün "madde" kelimelerinin yerine "Allah" lafzını koyunca, Marks'ı bile Arabi'ye yaklaştırabilir.
Yalnız; bu böyle diye, sözgelimi, bazı sufi meşreplerdeki gibi, her gün bir fasıl tabuta girerek "ölmeden önce ölmeyi deneme" yöntemini Joyce'un sıradan bir kahramanında da görmek, Müslümanlık ile Hıristiyanlığı aynı yapmaz.
Asıl soru; kimin Allah ile nasıl ilişki kurmaya çalıştığı.
Şimdiki Müslümanların pek kafa yormadığı bu sorunun cevabını Vatikan araştırmaya başlayalı 30 yılı geçti. Sanırım bu sorunun eşiğindeki sınav da karşıtlar arasındaki ortak yanlar üstüne. Mesela tapınan veya tapınmayan ne kadar karşıt?
'Dinim aşktır benim'
Kurcalarsak görürüz ki, bir tanrıtanımaz da bal gibi tapınabilir. Buna karşılık bir softa da ömrünü tapınmadan geçirebilir.
Tapınmak, aşk ile yoğunlaşmak.
Bu yüzden adı konmadan nice tapınmalar yaşanır ve başarı elde edilir! Yine bu yüzden adı tapınma olan nice ayin yapılır da hiçbir verim sağlanmaz!
Tanrıtanımaz kişi ibadet etmez ama bir tek şeyi Mecnun gibi severek tapınmayı yaşayabilir. Kimi özgürlüğüne, kimi sanatına, kimi şehvetine tapınır mesela. İbadeti "kulluk etmek" sayan softa da tapınmayı öğrenmeden göçüp gidebilir.
Tapınmayı kulluk sanmak inananların nasipsizliği Tapınan, kulluk eden değil; sonsuz seven.
Sevgiliye "kul olunmaz" demiyorum. Kime aşıksan onun kulusun ama önce aşıksın. Karşılığı varmış-yokmuş ne gam! Bütün öteki sevgiler buna özenme içeren benzetmeler ve denemelerden ibaret.
Kişi en çok neyi ve kimi seviyorsa tanrısı odur. Bu yüzden dünyada mutlak içtenlikle yaşanan tek din aşktır. Bütün öteki dinler ve öteki tanrılar sahte!
Onun içindir ki mesela nice Müslüman'ın tanrısı paradır, nice Hıristiyan'ın tanrısı sosyal güvenliktir, nice futbolseverin tanrısı karşı kaleye atılan goldür.
Aşk yoksa din yok
Bugün her zamankinden fazla tanrı ve her zamankinden fazla ibadet türü var. Fiilen bu alt tanrılara tapınan milyonlarca insan ayrıca da Allah'ı benimser, böylece onu "tanrıların kıralı" gibi algılar ve aldanır. İbadete kulluk diye diye insanın Allah ile ilişkisini neredeyse bire bir efendi-köle ikilemi gibi hisseder hale geldik.
Sevgilisine "sana tapıyorum" diyen kişi ona ibadet ettiğini mi söylüyor?!
Tapınmak aşık olmak.
Allah Kur'an-ı Kerim'de "Ben insanları ve cinleri yalnızca bana tapınsınlar diye yarattım" diyor. Hoca bunu "yalnızca bana kulluk etsinler diye yarattım" şeklinde anlatıp duruyor.
Eğer bu anlam kesinse hiçbir Müslüman garsonluk yapmamalı mesela!
Bunu "Her şeyden çok beni sevsinler" diye anlamadıkça din siyaset olur, ticaret olur, zahmet olur. Müslüman toplumun açmazı burada İbadet edenlerin çoğu tapınmıyor, tapınanların çoğu da ibadet etmiyor.
Tanrı, aşksızlıktan korusun!
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|