kapat
02.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

MEHMET BARLAS


Düşe kalka ata binmeyi de öğrenir!

Klişeleşmiş resmi söylemler, genellikle şifrelidir. Örneğin, aralarında hiçbir problem bulunmayan iki ülke liderinin görüşmesi ertesinde, "Taraflar barışı korumak konusunda görüş birliğine vardılar" denilirse, anlayın ki bu iki ülke arasında ciddi bir problem başgöstermiştir.

Şimdi bu şifreli resmi söylemler, resmi olmayan ama kamuoyu önünde bulunan özel kişilerin de konuşmalarını etkiledi.

Magazin sayfalarını izlerken, güzel ve ünlü bir manken ile zengin ve ünlü bir delikanlı arasında ilişki başladığına dönük haberler okuyorsunuz.

Sonra taraflar, şifreli açıklamalar yapmaya başlıyor..

- Aramızda seviyeli bir beraberlik var!

Veya;

- Aramızda hiçbir şey yok. Aramızda sigara kağıdı bile yok!

Bu tür şifreli açıklamaların en bilmece gibi olanları ise, daha somut söylemler içeriyor.

Mesela..

- Ben onun elini bile tutmadım!

Bir dönemler İzmir'in acar gazete fotoğrafçısı ve sonrasının ünlü film yıldızı Hüseyin Baradan, "Bu gözler neler gördü" adı ile yayımladığı anılarında, başından geçen olayı anlatır.

Eski İran Kraliçesi Süreyya, 1958'de İzmir'e geldiği zaman, hem Demokrat İzmir'in, hem de Hürriyet'in foto-muhabiri olan Hüseyin Baradan, İzmir Kız Enstitüsü'nün salonunda, bir koltuğun altına gizleniyor. Birazdan salonda, Olgunlaşma Enstitüsü'nün, Kraliçe Süreyya için hazırladığı defile başlıyor. Baradan deklanşöre basıyor. Flaş patlıyor. Süreyya'nın ikinci pozu için de flaşı patlatınca, Kraliçe'nin yanında oturan o zamanki İzmir Valisi Kemal Hadımlı eğiliyor. Hüseyin Baradan'ı kulağından tutup, koltuğun altından çıkarıyor.

Ertesi gün Demokrat İzmir yazarı Ziya Hanhan, "Vali Hüseyin Baradan'ı kulağından tutup, dışarı attı. İyi ki kulağını tuttu. Başka yerini tutsa, dudağı uçuklardı" diye bir fıkra yazıyor.

Vali, yazar Hanhan'ı dava ediyor ve Hanhan 10 sene hapse mahkum oluyor.

Özetle, magazin medyasının konu mankeni olarak kullandığı ünlü kişiler, "Ben onun elini bile tutmadım" diye açıklama yapmadan önce, iki defa yutkunsalar iyi olur.

Çünkü ertesi gün, "Elini tutmuyor. Acaba başka neresini tutuyor" diye manşetlerle karşılaşmaları, işten bile değildir.

Bereket Başbakan Erdoğan'ın attan düşmesi konusunda, böyle şifreli açıklamalar yapılmadı. Bu olay, sadece hafif kışkırtıcı açıklamalara konu edildi.

Örneğin, aynı ata, İstanbul Anakent Belediye Başkanı Gürtuna da binmiş, ama düşmemiş.. Veya, Tayyip Erdoğan, ata binmesini biliyormuş ama, inmesini henüz öğrenmemişmiş gibi.

Açıkçası en tatsız açıklama, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "Dilerim ülkeyi de attan düşürmez" şeklinde olanıydı. Ülkenin kaderini belirleyen koca CHP'yi, attan indirip eşeğe bindiren insanların, Tayyip Erdoğan'a sadece "Geçmiş olsun" demeleri, daha uygun olmaz mıydı?

Bu attan düşme meselesine, kimsenin fazla takılmaması gerekir.

Nasreddin Hoca da eşekten düşmüş.

Bakmış çevredekiler gülüyor. Ayağa kalkmış, üstünü başını düzeltmiş..

Sonra bağırmış..

- Ne gülüyorsunuz? Düşmeseydim zaten inecektim!

Halimize şükredelim neticede.

Ya Ecevit hala Başbakan olsaydı?

Ya o ata Ecevit binse ve düşseydi?

Genç ve sağlıklı bir Başbakanımız var.

Belli ki düşe kalka bu işi öğrenecek. Amerika ile arayı düzeltirse, ileride Başkan Bush'un Teksas'taki çiftliğinde, rodeo yarışmasına katılır.

ŞAKA

At binenin
Başbakan Erdoğan'ı düşüren atın seyisine, muhalefet partilerinden transfer teklifi geliyormuş.

Seyis ise bu konuda kararsızmış.

- Başbakanı ben değil, at düşürdü. Atı transfer etseler daha iyi olur, diyormuş.

Bazıları da, "Tayyip Erdoğan'ın bindiği at, İmar Bankası'nın amblemindeki at" diyorlarmış.

GİZLİ MESLEKLER

Sivilleşmek ve sivil giysiler!
Bu "Sivilleşmek" olayında dikkatli davranmak gerekiyor. Neticede, üniformalıların siyasete müdahalesi, demokrasinin ve hukuk devletinin kurallarına uymasa bile, hiç olmazsa, ortadadır.

Yani, kimin neye müdahale ettiğini, müdahale edenlerin üniformalarına bakarak bilirsiniz. Bir de, sivil görünümlü, ama sivil siyaset dışında bulunan atanmışların, ülke yönetimine müdahalesi var.

Bir Latin Amerika ülkesinde bir adam terziye gidip, istediği elbiseyi tarif etmiş,

- Ceket sarı, pantolon kırmızı olacak. Ceketin omuzlarında yaldızlı apolet düğmeleri için de sarı metal istiyorum. Pantolonun yanlarında da, altın yaldızlı şerit olsun.

Terzi sormuş adama?

- Ne iş yapıyorsunuz? Mesleğiniz ne?

Adam açıklamış.

- Diktatörümüzün gizli servisinde çalışıyorum!

Bizde de, köşe yazarı konumunda sivil giysilerle dolaşan bazıları, acaba bunların altına başka şeyler mi giyer?

Acaba bunlar da sivilleşecek mi?

Mesajlarınız için: mbarlas@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
kim
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
GREECARD
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır