kapat
29.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

AHMET HAKAN


Viagra ve Uday

Porno kaset, erotik fotoğraflar, Viagra ve prezervatif... "Ölü olarak ele geçirilen" teröristlerin örgüt evlerine yapılan baskınların olmazsa olmaz ganimetidir bunlar... Açıklamayı polis yapar. Amaç zaten gözden düşmüş teröristi iyice rezil etmektir. "Siz bakmayın bunların böyle davaları uğruna silahlı çatışmalara filan girdiklerine... Bunlar keyifleri için yaşayan sapıklardır" demek istenir.

Peki gerçekten terörist evlerinin değişmez malzemesi midir bunlar? Silahlar, çatışmalar, polis aramaları, kaçmalar, kovalamalar ve bütün bunların tam ortasında Viagra? Bu olacak şey midir? İşin doğrusu nedir?

Bunu bilmenin imkanı yok. Çünkü "bu yalan" diyecek olan adam ya da adamlar "ölü ele geçmiş"tir. Verilen bilginin tek kaynağı ise "ölü ele geçirme" işlemini başarıyla yapanlardır. Bize düşen iki şey var Bu haberlere burun kıvırmak ya da inanmak... Siz istediğinizi seçin... Ben inanmamayı tercih ediyorum...

Bu yüzden Amerikan askerleri tarafından her yerde aranan, başına milyon dolarlık ödül konmuş Uday'ın evinden Viagra ve prezervatif çıktığına inanmıyorum. Kendisinden hiç hoşlanmasam da...

Suçlusun Bodrumlu!
(Dikkat! Dikkat! İçinde Bodrum geçse de bu bir "Tatildeyim, Bodrum'dayım!" yazısı değildir.)

Hilmi Yavuz'la her yıl ağustos ayının ilk haftası Bodrum'da bir akşam yemeğinde buluşuruz. Bu, adı konulmamış geleneğe uymak için ikimiz de titizlik gösteririz. Geçen yılki buluşmamızda Bodrum'un içler acısı haline tepeden ve uzaktan bakan korunaklı bir mekanda yemek yerken, bir Bodrum acemisi olarak, yıllardır Bodrum'a gidip gelen Üstad'a sordum "Burası nasıl bu hale geldi?" Hilmi Yavuz, içinde Mina Urgan, Vedat Türkali geçen bir Bodrum hikayesi anlattı... 60'ların sonlarından, Bodrum'u bozmadan seven aydınlardan söz etti... Sonra geldi 80'lere... Özal döneminde bir yandan turizmi teşvik fonlarının, bir yandan da toplumsal dejenerasyonun devreye girmesi sonucu Bodrum'un şaşırtıcı derecede hızla değiştiğini anlattı... Cazip tekliflere dayanamayan Bodrumlular'ın evlerini, tarlalarını elden çıkardıklarından söz etti... Lafın tam burasında aklıma yıllar önce Çatalca'da düzenlenen bir şenlikte Aziz Nesin'in yaptığı konuşma geldi... O zamanlar yeni yeni "Çatalca'da çiftlik sahibi olmak" modası vardı ve Çatalcalılar tarlalarını İstanbul'dan gelenlere satıyorlardı... Aziz Nesin de bu duruma tepki gösteriyor ve "Siz doğduğunuz toprakları sevmiyorsunuz! Siz buraya kendinizi bağlı hissetmiyorsunuz. Burayı sevseniz, buraya bağlı olduğunu hissetseniz, topraklarınızı satar mısınız? Buralarda oluşan anılarınız yok mu sizin" diyordu...

Merak ediyorum Bugün 45-50 yaşlarında olan Bodrumlular ne düşünüyordur acaba? Pişman olmuşlar mıdır? Ve en önemlisi Bodrum'u hala seviyorlar mı?


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Sarı Sayfalar


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır