|
 |
|
Adına yakışan bir yarış oldu
Açık deniz yarışları en zorlu spor dallarından biridir. Yarışmacılar müsabaka sırasında hem teknenin, hem donanımın, hem de ekibin tüm limitlerini zorlarlar.
Elbette bütün bunlar yapılırken gerekli emniyet tedbirleri elden bırakılmaz. Ama yine de açık denizin sürprizleri yarışmacılara sevimsiz anlar yaşatabilir... Bu açıdan bakınca Sabah Deniz Kuvvetleri Kupası 2003'ün bir iki ufak tefek olağan arıza dışında başarıyla tamamlanmış olmasından mutluluk duyuyorum.
GÜVENLİK DONANMAMIZDAN
Sabah Deniz Kuvvetleri Kupası, baştan sona deniz kuvvetlerimizin güvenlik desteği altında gerçekleşti. İki mayın gemisi ve 1 sahil güvenlik botu tüm yarışı baştan sona izlediler. İki mayın gemisi öndeki ve arkadaki yatları takip ederken, sahil güvenlik botları da tüm parkuru olası bir kaza anında acil müdahale edebilecek konumda kontrol altında tuttular.
Yarışı sahil güvenlik botlarından izledim. İstanbul- Bozcaada etabını o etabın refakatçisi Sahil Güvenlik 85, Bozcaada'dan Çeşme'ye kadar da o bölgenin sorumlusu Sahil Güvenlik 80'le...
İlk etapta, gecenin zifiri karanlığında geniş alana dağılmış teknelerin radarla takibinin zorluğunu onlarla birlikte yaşadım. İkinci etapta da komşu ülkenin karasularına girmemeye dikkat ederek ağır denizlerde yapılan traverslerin "volta atarak beklemek" yıpratıcılığını gördüm.
Her iki teknedeki bahriyeli kardeşlerimiz; son yelkenli finişe gelinceye kadar işin takibini büyük bir titizlikle gerçekleştirirken, bu arada bizleri ağırlamak için de ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Sağolsunlar.
BOĞAZIN KELEBEKLERİ
Sabah Deniz Kuvvetleri Kupası'nın Çengelköy'deki startının ihtişamını kelimelerle anlatmak mümkün değil. Bu yıl katılımın ikiye katlanması görüntünün ihtişamını daha da arttırmıştı. Uygun poyraz rüzgarını yakalayan yatların bastıkları yelkenlerle İstanbul Boğazı bir anda ünlü Kelebekler Vadisi'ne döndü.
İstedikleri rüzgarı bulan yarış makinaları arasındaki kopmalar daha Kız Kulesi geçilirken gerçekleşmeye başladı. Çekmece açıklarına gelindiğinde en öndekiyle arkadakiler arasında birkaç millik fark oluşmuştu bile...
Marmara Adası bordalanırken 20-25 mil civarında esen rüzgar sertlemeye başladı. Kaba denizlerde seyreden tekneler 40 mile yükselen ani sağnaklarla karşılaşmaya başladılar. Birden bastıran bu rüzgarla bir çok teknenin balon yelkeni patladı, bir çoğu da dolanan balon yelkenlerini açmak için uğraşırken rakiplerinden geride kaldı.
Bozcaada, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte peşpeşe gelen teknelerle bir anda şenlik yerine döndü. Tekneler bağlanmadan yelkenciler peşpeşe kendilerini denize atmaya başladılar..
Ve ertesi gün yola çıkıldı. Midilli adasını iskelede bırakarak Ege'nin uluslararası sularında yelken basan tekneler, giderek artan rüzgarla pupa yelken Çeşme'ye doğru yol almaya başladılar.
HERKES MUTLU OLDU
İlk tekne finişe geldiğinde geridekiler 40 milden daha uzak bir mesafedeydiler. Artçı mayın gemisi Yunan Karasuları'na girmeden uzaklaşan tekneleri kontrol ediyor, Koyun ile Sakız adaları arasındaki boğaza giren yatların takibini o andan itibaren sahil güvenlik botu devralıyordu. Akşam 17 civarında başlayan finişler geceyarısında tamamlandığında tüm katılımcılar ve görevliler böylesine zorlu bir yarışı kazasız belasız tamamlamanın mutluluğu içindeydiler. Belki de bunda "reyting hesaplamaları çok uzun sürdüğü için" kimin kazandığını hiç kimsenin bilememesinin büyük payı vardı. Ama aralarından biri olarak biliyorum ki; böyle bir yarışa katılmanın mutluluğu ve şerefi kazanmanın hiç de gerisinde değildir. Çünkü bu hesaplardan sonra finişe en önde varan tekne, en son sırada yer alabilir...
Turgay NOYAN
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
