|
 |
|

ABDURRAHMAN YILDIRIM
Piyasaları 8.5 milyar $ korkusu sardı
Yandaki küçük tablo piyasalarda neler olduğunun yanıtı için küçük parçalardan biri. Türkiye'nin bu yılın ilk dört ayında vadeli akreditif yoluyla ithalatı patlamış. Yüzde 150 oranında artışla 1.326 milyon dolara çıkmış. Vadeli ihtalat demek parasının sonraya ödenmesi demek. Bunun faturası ilerki aylarda ödenecek. Bu da döviz talebi anlamına geliyor.
* Pozisyonlar açılıyor- Merkez Bankası'nın yayımladığı Ödemeler Dengesi Raporu'nda, ilk dört ayda bankacılık kesimi yurtdışından net kredi kullanıcısı durumunda. Bu yolla 659 milyon dolar girmiş Türkiye'ye. Bu da döviz arzı demek.Banka dışı reel kesim aynı dönemde dışarıdan 1.4 milyar dolarlık borçlanmaya gitmiş.
Döviz hesaplarındaki çözülmeyi de ekleyince 5-6 milyar dolarlık döviz fazlalığı ortaya çıkıyor. Bu da kurdaki gerilemeyi açıklamaya yeter.
Vadeli ithalattaki patlama, finansal ve reel şirketlerin yurtdışından borçlanması döviz pozisyonlarının yeniden açılmaya başlandığına işaret. Açılan pozisyon miktarı yukarıdaki döviz fazlası kadar yani 5-6 milyar dolar diye tahmin edilebilir.
* Faiz neden yükseldi?- Normalde geçen hafta eksi enflasyon verilerinin ardından bu haftaya faiz düşüşü ile başlamamız beklenirdi. Üstelik IMF Heyeti Türkiye'ye geliyordu ve bu ziyaret sırasında 5. ile 6. gözden geçirmelerin birleştirilmeyeceği kararlaştırıldı. Buradan da bir olumluluk var.
Ancak yetmedi. IMF Heyeti buradaykan bile faizler fırladı ve dün yüzde 57'ye kadar çıktı. Dolar 1.425 bini gördü ve yaklaşık 40 bin lira arttı
* Neden acaba?-Birkaç neden biraraya geldi.Birincisi ABD ile ilişkiler gerginleşti. 8.5 milyar dolarlık kredinin yürürlüğe girmesinin tehlikeye binmesi piyasaların tansiyonunu yükseltti. Piyasaları, 8.5 milyar dolar hala gelir mi? korkusu sardı. Nasıl ki, bu kredi olayı açıklandığında piyasalar olumlu etkilenmişse, tehlikeye girmesiyle aynı ölçüde olumsuz etkilendi.
Hükümetin programı uygulama konusundaki isteksizliği, gecikmesi, verdiği yanlış mesajlar, 2004 yılına ilişkin belirsizlikleri ortadan kaldırmaması, piyasalarda ve yabancılarda belli bir güven kaybına yol açtı. Son hareketlere de yabancılar öncülük etti.
* Hazine operasyonu- Hazine'nin üç müsteşar yardımcısının üçünün de aynı anda görevden alınması programı yürütme konusunda hükümetin isteksizliğini ortaya koyuyor. IMF Türkiye'ye gelirken onların karşısına yetkili biri çıkmıyor. Bu operasyon yılın ilk yarısında yüzde 104 olan borç çevirmenin tamamlandığı ve ikinci yarıda yüzde 83'e düşmesinin beklendiği, yani işlerin kolaylaştığı, enflasyonun eksiye geçtiği bir aşamada yapıldı. Ancak faizler yükseldiğine göre demek ki zamansız oldu. Belki 5 ve 6'ıncı gözden geçirmeler tamamlandıktan ve 2004 yılı büyüklükleri belirlendikten sonra yapılsaydı, daha az hasar verirdi.
* Faiz düşer ama nereye?- İş bilen kadroları görevden al. Bu sırada gelecek olan 8.5 dolar tehlikeye girsin. Yüzde 45'lere inmesi gereken faiz de o zaman yüzde 55'le çıkar. Belki işlerin rayına sokulmasıyla faizler yeniden inecek, inmeli de, ancak kaça ineceği önemli. Temmuz sonunda yüzde 40'lar yakalanamazsa yapılacak yeni borçlanmaların sırtına yüksek faiz yükü biner ve sadece bu etki bile, Hazine için bu yıl ve gelecek yıl ek finansman ihtiyacını doğurur. Ortaya çıkan bu durum programı yürütmede, IMF ile ilişkilerde ve Hazine operasyonunda aşırıya kaçıldığının göstergesi.
* Sonuç- "Ölçüyü kaçıran, hata eder" Hz. Ali
Mesajlarınız için: ayildirim@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|