kapat
09.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

EMRE AKÖZ


'Ay deniz çok güzel'

Tatile çıktık ya... Türkler'in deniz aracılığıyla diğer insanlarla ne tür ilişkilere girdiğini de görme imkanına kavuştuk. Şöyle...

Kocaman bir deniz genç kadının önünde durmaktadır. Şezlongda güneşlenmekte olan bu kadın denize girer... Ya sudan seslenerek ya da çıkar çıkmaz şöyle der "Ay deniz çok güzel!"

Peki bu söz ne anlama gelmektedir? Deniz gerçekten güzel midir? "Güzel" kelimesi ile ne kastedilmektedir? İşte çözebildiklerimiz

* Şifre Ay deniz çok güzel...

Deşifresi Deniz çok sıcak.

Daha önce denizin serin olduğu bir tatil yöresinde yüzmüştür. Ürpermiştir, titremiştir. Teni tavuk derisi gibi diken diken olmuştur. Vaziyet canını sıkmıştır. Ama bu kez su sıcaklığının yüksekliği hoşuna gider.

* Şifre Ay deniz çok güzel...

Deşifresi Oh, biraz serinledim.

Tatile çıkıp da yanmadan kente dönenler, öldür Allah arkadaşlarını filan iyi vakit geçirdiklerine inandıramazlar. Yanık ten, iyi tatilin garantisidir. Neticede saatlerce güneşin altında yatarlar. Buna can mı dayanır? Sıcak basar. Bunalırlar. Sonra cup suya. Su biraz olsun serinletir.

* Şifre Ay deniz çok güzel...

Deşifresi Sen de gelsene.

Birlikte olduğu adam denizden hoşlanmamıştır ya da aklı başka yerdedir. O sırada yüzmek istememektedir. Halbuki kadın sadece kıyıda, plajda değil denizde de onunla birlikte olmayı, mesela cilveleşmeyi arzulamaktadır.

* Şifre Ay deniz çok güzel...

Deşifresi Giremeyenler çatlasın.

Birlikte olduğu ama pek de hoşlanmadığı kişilerden bazıları çeşitli nedenlerden dolayı denize girememektedir. Onları kışkırtmak veya kıskandırmak için söylenmiştir.

* Şifre Ay deniz çok güzel...

Deşifresi O da burada yüzüyor.

Çevrede ünlü birisi vardır. Onunla aynı suda bulunmak çok hoşuna gitmiştir. Denizin bulanık ya da dalgalı olması hiç önemli değildir; hatta bu durumun farkında bile değildir. Önemli olan kente döndüğünde anlatacağı hikayedir.

* Şifre Ay deniz çok güzel...

Deşifresi İyi yüzüyorum, değil mi?

Çoğu kadın suya balıklama atlamaz; merdivenden girer. Bazıları da kulaçla yüzerken kafayı suya batırmaktan çekinir. Yani stili kötüdür. Cup diye balıklama atlayanlar ya da doğru dürüst yüzenler bunu göstermekten hoşlanır. (İyi yüzdüğünü sananların bazıları kulaçlarını ölçülü ölçülü, adeta sayarak, bir mefruşatçı gibi denizi ölçerek atarlar ve böyle yaparak gülünç olduklarını bilmezler.)

****

Dediğim gibi bunların hepsine şahit olduk. Kimbilir daha ne deşifreler vardır.

Bu şifreler ve deşifreler bizim Sönmez Karakurt'a 'Enstantaneler'i için ilham verir mi dersiniz?

İnci Döndaş... Oldu mu ya!..
Dünkü Sabah'ta görmüşsünüzdür Haber Merkezi'nden arkadaşımız İnci Döndaş, konser için Türkiye'ye gelen seksi şarkıcı Jane Birkin ile röportaj yapmış.

Sadık Güleç de Öndaş ve Birkin'i birlikte görüntülemiş. Fotoğrafı görünce şaşırdım kaldım. Döndaş bir yandan teybini açmış, sehpanın üzerine koymuş. Bir yandan da kucağındaki defterine notlar almakta, büyük olasılıkla oraya kaydettiği soruları Birkin'e yöneltmekte.

Sevgili İnci! Nasıl böyle yaparsın? Modayı hiç mi takip etmiyorsun?

Bilmiyor musun ki artık bir röportaja giderken sorulardan ziyade iki şeye dikkat ediliyor

1) Önce kendine bakacaksın. En güzel elbiseni giyeceksin. Kolyeni, bileziğini unutmayacaksın. Saçına da özen göstereceksin. Kuaföre gidecek vaktin olmasa dahi mesela fön çektireceksin.

2) Bütün bu çabanın sebebi elbette gazeteni temsil etmen değil. Aklında hep röportaj yaptığın kişiyle çektireceğin fotoğraf olacak. Sorulardan önce bunu planlayacaksın. Boynuna mı sarılacaksın, elini omzuna mı atacaksın, boydan mı çekilecek? Gülecek misiniz yoksa birbirinize eğlenceli bir jest mi yapacaksınız?

Yukarıda saydığım iki nokta basında artık çok kritik hale geldi. Ayrıntılara girmemişsin, muhatabını sıkıştırmamışsın, kamuoyunun merak ettiği şeyleri sormamışsın... Bunlar hiç önemli değil. Önemli olan fotoğraf.

Ama sen kalkmış, tam bir 'klasik' gazeteci gibi davranmışsın... Her zamanki gibi temiz pak giyinmişsin. Saçını arkaya toplamakla yetinmişsin. Önceden hazırlık yapmışsın; yani Birkin'in hayatına ilişkin ayrıntıları çıkarmışsın. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi kameraya da bakmıyorsun. Sadece Birkin'in yaptığı espriye gülmektesin. Üstelik başın da önde.

İlahi İnci; oldu mu ya!

VAR BİR UĞURSUZLUK
Geçen gün 'uğursuzluk' üzerine yazmıştım. İşte 'efsane' sürüyor. Üstelik bu yıl teğet geçmekteyim Marmaris civarından döndük; Orhaniye'de orman yangını çıktı. Gelirken Bodrum'a uğrayalım dedik. Göltürkbükü'ne gelirken bir helikopterin 'kova' (uzaktan öyle gözüküyor) taşıdığını gördüm; 'Eyvah yangın' dedim. Gerçekten de az sonra dumanları gördük, bir süre sonra da yollar trafiğe kapandı. Demiştim ya... Olup biteni kendimden biliyorum, vicdan azabı çekip, "Tatile çıkmasaydım bunlar olmazdı" diyorum. Akıldışı bir düşünce ama var işte!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır