|
 |
|
ALİ KIRCA
Asabı bozuk müttefik!
Kuzey Irak'ta, Türk ve Amerikan askerleri arasında meydana gelen olayları geçmişin şifreleriyle çözmenin mümkünü yoktur..
Şaşıranlara şaşmak gerekir..
ABD'de, karar mekanizmalarının en tepesinde oturan Başkan'dan, Kerkük'te kapıları tekmeleyen askere kadar, herkes aynı davranış kodlarıyla hareket ediyor aslında..
Bu müttefikin asabı bozuktur.
O nedenle de artık bu müttefik, o bildiğiniz eski müttefik değildir.
Öyle olunca, "Biz onlarla Kore'de aynı siperlerde savaşmıştık" ya da "Soğuk Savaş'ta NATO mevzilerinde birbirimize omuz vermiştik" demenin zerrece anlamı ve 'kıymet-i harbiyesi' yoktur.
Siz, kendi tarihinizin eski defterlerini kilitli kasalarda muhafaza ediyor olabilirsiniz..
Ancak, o tarihin Amerika'ya ait olan sayfaları çoktan yırtılıp atılmıştır.
Amerika kendi "dostluk, ittifak ve vefa" defterinin sayfalarını koparıp atmış, bilgisayardaki tarih kayıtlarını silmiştir..
Amerika, kendi tarihini "o" gün yeniden başlatmıştır.
"O" günün, "Ne gün?" olduğu sorusu, zihinlerinizde hala yanıtsızsa yapılacak bir şey yok.
O zaman olup bitenleri de anlamak elbette imkansız olur.
"O" gün koca bir süper gücün "dev bir travma"yı yaşadığı gündür..
O gün "11 Eylül"dür..
****
11 Eylül'den sonra Amerika için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı belliydi..
Eğer, duvarın bu tarafında yer alanlar, "Bizim için fark etmez, o bizim müttefikimizdir, bir şey değişmez, her şey eskisi gibi devam edip gider" diye düşünmüşlerse fena halde yanılmışlar demektir.
ABD, o sabah, geçmişle gelecek arasına silinmez bir "kırmızı çizgi" çekmiştir.
O günü "milât" kabul etmiştir.
Kendi tarih motorunu, rektifiye ederek, sıfırıncı kilometreden çalıştırmıştır.
Geçmişteki ittifak sinemalarının "son" yazısını büyük harflerle yazmış; yeni tarih senaryosunun çekimlerine o gün başlamıştır.
O senaryoda roller değişmiştir artık..
Vizyona giren, öylesine yeni bir filmdir ki, bu senaryoda, eskiden "kötü adam" olanlar pekala "iyi adam" olabileceği gibi; eski "iyi adam"ların "kötü adam" olarak görülmesi şaşırtıcı olmamalıdır.
Hatta, eski filmde başrolllerde görülenlere, yeni "Amerikan aksiyonu"nda "figüran" mertebesinde roller biçilmesi de şaşırtıcı olmamalıdır.
Peki bu çok mu normal? Çok mu sağlıklı?
Eğer söz konusu olan bir "Hollywood Senaryosu" olsaydı, kimse bir şey diyemezdi.. İsteyen yönetmen, istediği aktörlerle, istediği filmi çekebilirdi.
Lakin.. Söz konusu olan bir "Washington Senaryosu" ise, söz konusu olan bir devletse, siyasetse, liderlikse... Ortada "hastalıklı" bir durum var demektir..
Öyledir.. 11 Eylül sabahından bu yana yaşanan budur..
Siz unutabilirsiniz.. Ama, Amerika, 11 Eylül günü yaşadığı o muazzam travmanın etkilerinden kurtulabilmiş değildir..
Yeni savaşında onun yanında olanlar dostu, -karşısında bile değil- yanında olmayanlarsa düşmanıdır..
Bu kadar basit..
O sabahtan bugüne, ABD'nin ittifaklık ilişkileri yeniden kurulmuştur..
Eğer, sağlıklı bir davranış söz konusu olsaydı, ABD gibi "strateji"nin bilim sayıldığı, "akıllı ve sağduyulu" girişimcilerin hakim olduğu bir süper güç; Ortadoğu gibi bir coğrafyada, Türkiye gibi "dev" bir müttefikin yerine; geleceği belirsiz "devletçik"leri tercih eder miydi?.
Ne olacak derseniz?
Hastalığın ilacı yine bu coğrafyadadır.. Deneye deneye; doğru ilacı bulana kadar sürebilir "kriz nöbet"leri..
Lakin.. Bekleyin.. Geçecektir!...
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
