kapat
24.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL

EMRE AKÖZ


İş yapıyormuş gibi görünmek

Eğer geçen yılın İstanbul trafik istatistiklerine bakarsak, "yolları açık tutmak" amacıyla yasak yere park etmiş binlerce aracın Trafik Vakfı ekipleri tarafından çekildiğini görürüz.

Bu veri hoşumuza gider. Niye? Çünkü gerçekten de trafik akışını engelleyen ya da engellemese dahi deprem anında açık bulunması gereken yolların yasak yerlerine park etmiş araçların çekilmesi doğru bir işlemdir. Halkın yararınadır.

Şimdi size son derece saçma bulduğum bir araç çekme operasyonunu fotoğraflarıyla birlikte anlatacağım.

Sonda söyleyeceğimi başta belirteyim Buradaki amacım bazı ekiplerin "yolu açık tutmak" değil, "iş yapıyormuş gibi görünmek" amacıyla hareket ettiğini göstermek.

Üstelik aşağıda anlatacağım olay her gün en az iki kere meydana geliyor.

Asıl kabahatli başkası
Kadıköy Selamiçeşme'de bir trafik merkezi var. Çekiciler oradan geliyor. Selamiçeşme ışıklardan sağa dönüp, Bağdat Caddesi'ne giriyor.

Burada bir cep var. Bu cep 4 belediye otobüsünü alacak uzunlukta. Durak cebin alt (Kadıköy) ucunda. Cebin başında ya da sonunda park yapılmaz tabelası yok. Bazı araç sahipleri bu cebe kısa süreli park ediyor (genellikle 2 otomobil). Sürücülerin çoğunluğu karşı kaldırımdaki Ziraat Bankası'na işlerini görmeye gidiyor.

Bizim çekici işte burada devreye giriyor. İki araçtan önde olanı çekiyor. Yaptığı işlem yasal mı? Elbette yasal. Çünkü cebe park etmemek gerekiyor.

Ama ben de diyorum ki Burada çekiciyi yöneten iki görevlinin amacı yolu açık tutmak değil, iş yapıyor görünmek.

Nasıl mı? Şöyle

1) Bir kere cepteki araçlar Bağdat Caddesi'ndeki trafik akışını kesinlikle engellemiyor.

2) Fotoğrafta çekici cepteki aracı çekerken karşı tarafta, yolun en sol şeridine park etmiş siyah bir otomobil görüyorsunuz. Bu otomobil bir şeridi keserek akışı engelliyor. Biçim çekici ise onunla değil, cepteki araçla uğraşıyor.

3) Selamiçeşme'de Bağdat Caddesi tam 4 şerit. Yani yol ferah, geniş. Ayrıca hiçbir otobüs burada cebe girerek durmaz. İşte fotoğrafta da görüyorsunuz.

4) Bostancı'dan Kadıköy'e giderken Bağdat Caddesi'ndeki en önemli dar boğaz Selamiçeşme değil Kızıltoprak'tır. Bu semtte yol nispeten dar 3 şeride düşer. Ancak bunların tamamı hiçbir zaman kullanılmaz. Çünkü bankalara ve pastanelere uğrayanlar yolun sağ şeridini 'daima' kapatırlar. Ne var ki Kızıltoprak'ta hiçbir zaman çekici göremezsiniz. Çünkü çekiciler, yukarıda da anlattığım gibi Selamiçeşme'deki cebe park etmiş araçları çekmek ve onları Suadiye'deki otoparka götürmekle meşguldür.

Çok önemli bir soru
Soralım Diyelim ki aynı anda iki olay meydana geliyor. Birinde adam elinde bıçak, karısını kovalıyor. İkinci olayda ise adam karısını dövüyor. Polis olarak ilkine mi müdahale ederseniz, ikincisine mi? Elbette ilkine. Çünkü biri daha 'hayati', daha 'önemli' bir konu.

İşte çekicilerin de böyle davranması gerekiyor. Sol şeride park edip yolu tıkayan sürücü mü daha kabahatli?.. Yoksa 4 otobüsü alacak uzunluktaki cebin taa en başına park etmiş, otobüslerin durağa yanaşmasını kesinlikle egellemeyen, şerit işgal etmeyen biri sürücü mü? Apaçık İlki çok daha hatalı, çok daha yanlış bir iş yapıyor.

Bir şey daha söyleyeyim Bir vatandaş olarak, benim açımdan, "önemli" suça değil de, "tali" suça müdahale eden bir güvenlikçi de suçludur! Az suçludur, çok suçludur; ama suçludur! Çünkü gerçek görevini ihmal etmektedir.

Evet benden öğreneceksin!
Not 1; Yukarıdaki olay pazartesi günü saat 1335'te meydana geldi. Trafik Vakfı çekicisinin plakası 34 MIY 06 idi. O aracı çekmeye çalışırken karşı şeride, solun soluna bir araç daha yanaştı. Çünkü nasıl olsa çekici iş başındaydı, kendisine müdahale etmeyeceğini biliyordu.

Not 2; Geçenlerde aynı olay meydana geldi. (Zaten her gün oluyor.) Yanlarına gidip "Onu çekeceğinize, karşıdaki aracı çeksenize, bu hatalı olsa dahi yolu tıkamıyor, öteki ise tıkıyor" dedim. Çekicideki görevli, "Sen mi bize görevimizi öğreteceksin" diye avaz avaz bağırdı. Bağırdı çünkü kabahatli olduğunu o da biliyordu. Yanımda fotoğraf makinem ve not defterim olmadığı için olayı ispatlayamam. Ama bu kişilerin amirleri onlara biraz nezaket dersi verse iyi olur.

Not 3; Kimse "Herhalde senin aracını da çektiler, kuyruk acın var, gazeteci olduğun için bunları yazıyorsun" demesin. Evet o civarda oturuyorum ama işim olmadığından o cebe hiç ama hiç park etmiyorum.

ORYANTALÄ°ZMÄ°N Ä°TÄ°RAFI
Laila'nın sahibi Şefik Öztek, "Oryantalizm ruhumuzda var" demiş. Ahmet Hakan da soruyor "Şefik Bey'e oryantal ile oryantalizm arasındaki farkı nasıl anlatayım?" Halbuki Öztek farkında olmadan asıl 'gerçeği' ifade etmiş Burjuvasından romancısına bu ülkede bazı kesimler Türkiye kültürüne bir oryantalist gibi yaklaşır. Yani kendi ülkesini Doğu'ya bakan Batılı'nın gözlükleriyle izler. Mekanına 'Laila' adını veren ve üç tane palmiye dekoru kurdu diye burayı 'Türkiyeli' yaptığını sanan kişiden âlâ oryantalist mi olur?


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır