kapat
24.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL

ABDURRAHMAN YILDIRIM


IMF ile işi geciktirmenin faturası iç borca biniyor

Bugünlerde iç borçlanma faiz oranları yeniden yükselmeye başladı. Yüzde 46-47'lere kadar inen bono bileşik faizleri yüzde 50'nin üzerine tırmandı. Bunun ana nedeni kuşkusuz haziran sonu gibi IMF ile tamamlanması beklenen 5. Gözden Geçirme'nin temmuz ayına sarkacağının kesinleşmesi.

Eğer mayıs sonunda gözden geçirme tamamlanabilseydi belki de bugünlerde yüzde 40 civarında bir faizi görecektik. IMF ile temmuz ortası gibi anlaşmaya gidilir ve gözden geçirmenin kredi dilimi serbest bırakılırsa, buna bağlı ABD'nin 8.5 milyar dolarlık kredisi de devreye girerse ne olur? Diğer koşulların değişmediğini varsayarsak, faiz oranları düşmeye başlar. İlk hedef de yüzde 40'lar olur. Bugünlerde yüzde 50'nin üzerinde faizle Hazine kağıdı alanlar, yüzde 50'den yüzde 40'a düşmenin rantını yemiş olurlar. O zaman "Faiz farkından dolayı devleti soyuyorlar" demenin anlamı yok.

* Kaynak nereden?- Sorun aradaki bu farkın kârını alanlarda değil, buna yol açan hükümette. Mayıs sonunda tamamlanması gereken gözden geçirmeye gerekli önemi vermediği ve bir de harcamalarda gerekli disiplini sağlayamadığı için.

Ben en azından birkaç şehirde gördüm, her taraf kazılıyor. Kaldırım, alt geçit, üst geçit gibi seçim yatırımları. İnsan sormadan edemiyor Hani yerel yönetimlerin kaynağı yoktu? Yerel seçime hazırlık için yapılan ve çoğu eminim ki gerekli olmayan yatırımlar. Nereden finanse ediliyor? Bu yatırımları yapan belediyeler vergi, SSK, elektrik, telefon borçlarını ödüyor mu? Milyar dolarlara varan Hazine garantili borçlarını ödüyor mu? Raporlar ve veriler pek ödenmediğini gösteriyor.

* Devlet borçlanıyor- Hükümetin geçmişe yönelik yolsuzlukları soruşturmasına kimsenin bir diyeceği yok. Ancak şimdi bu kadar kaldırım yatırımı, seçim yatırımı nereden yapılıyor? Devlete olan borçlarını ödemiyor ama öbür taraftan seçim yatırımı yapıyorlar. Geçmişi soruşturan hükümetin bugünü de gözden kaçırmaması gerekir.

Çünkü devlet bütün bunları finanse etmek için borçlanıyor. İşte bitişikteki tablo bunun sonucunu yansıtıyor. Son üç ayda iç borç stoku 27.5 milyar dolar arttı. Ürkütücü bir gelişme. Ancak bunun karşısında hemen paniğe kapılmak gereksiz. Çünkü önemli bölümü TL'nin değerlenmesinden kaynaklanıyor. Geçmiş dönemlerde bunun örneği tabloda var. Ancak son aylarda iç borçlar reel olarak da artıyor. Hem de kamuya filan değil, doğrudan piyasaya. 2001 krizi sonrası ilk kez iç borçların yarıdan fazlası artık piyasaya ait oldu. Yılbaşından bu yana piyasanın sırtındaki iç borç 20 milyar dolar arttı, 43 milyar dolardan 62 milyar dolara çıktı. Beş ayda yüzde 50'lik artış. İşte faizin neden düşmediğinin resmi.

* Hükümetin umudu- Bu borçlanmanın bir başka gerekçesi, geçen yılki 10 milyar dolarlık IMF kredisini karşılayacak dış kaynak girişinin yokluğu. Geçen yıl IMF parası ile Başbakan'ın hastalanmasına kadar faizlerde dramatik düşüşler yaşamıştık. Bu yıl IMF parasını karşılayacak herhangi bir kaynağımız yok. Ancak hükümet, Arap ülkelerinden ve orman arazilerinin satışdan gelecek paralara bel bağlamış olabilir. IMF ile ilişkilerin bu kadar ağırdan alınmasının arkasında bu neden yatabilir. Bunun doğru çıkmasını herkes can-ı gönülden istemeli. Çünkü bu paralar gelmezse maliyeti ağır olabilir.

* Sonuç- "Hayat dardır, doğru, ama umut da geniş" Goethe

Mesajlarınız için: ayildirim@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır