kapat
24.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL

MUHARREM SARIKAYA


Milli Monitoring neden çalışmıyor?..

Türkiye, üzerinden geçen tüm yayınları izlemek, dinlemek ve kontrol altına almak için 1980'lerde kolları sıvadı.

Bunun için Milli Monitoring Sistemi (MMS), yani yayın izleme ve denetleme sistemi kurma kararı aldı. 1995 yılında Dünya Bankası'nın da desteği ile sistemin kurulmasına ilişkin hazırlıklar başladı.

Açılan ihalede, yerli ve yabancı konsorsiyumlar yarıştı.

ASELSAN, Ere Grubu ve Bilkent'in oluşturduğu ortaklık, yabancı şirketlere rağmen ihaleyi kazandı.

Bilkent'in İSYAM şirketi yazılımı, ASELSAN gerekli teknik cihazları, Ere Grubu da inşaat ve diğer gereçleri yaptı.

Türkiye, kendine ait yazılımı ve ürettiği cihazları ile Milli Monitoring Sistemi'ni yarattı.

Sistem 7 il merkezinde kuruldu. Bununla birlikte seyyar istasyonların üretimi de gerçekleştirildi.

Türkiye, en küçük yerleşim biriminden, ovasına, dağına kadar, her noktadan yapılan telsiz, telefon, radyo, televizyon yayınları da dahil, havaya çıkan her türlü elektronik dalgayı yakalama ve yer tespitinde bulunabilme yetisine kavuştu.

Digital harita
Bununla da kalınmadı, İSYAM, sistemi daha da geliştirdi ve Türkiye'nin demografik yapısını çıkarıp digital olarak simülatör üzerine yansıttı. Böylece en küçük yerleşim biriminden yapılacak en cılız yayın dahi, Ankara'daki merkezden nokta olarak anında izlenir hale getirildi.

Diyelim ki, AB uyum yasaları doğrultusunda özel televizyon ve radyolar ana dilde yayına başladı.

Bu yayınlar RTÜK'ün bölge müdürlüklerine gerek kalmadan Ankara'dan izlenebilir hale getirildi.

Ayrıca RTÜK'ün frekans planlaması ihalesi de bu sistemle birlikte yürütüldü.

Neden devreye girmiyor?
Ere Grubu Yönetim Kurulu Başkanı H. Reşat Köymen'in verdiği bilgiye göre, MMS 28 milyon dolara mal oldu.

Frekans planlaması ile bütün sistem 36 milyon dolara kuruldu.

Sistem, bir yıldır "deneme" adı altında çalışır vaziyette.

Hatta, ABD'nin Irak operasyonu sırasında da çok iyi bir performans çıkardı.

Sorun ise Telekomünikasyon Kurumu'nun (TK) bitmiş olmasına rağmen sistemi bir türlü devralmak istememesinden kaynaklanıyor.

Reşat Köymen'e göre TK bürokratlarının çekincesinin nedeni şöyle

"Kapı aralarında söyledikleri gibi, sistemin devreye girmesi ile olmaması gereken frekansta yayın yapan birçok televizyon ve radyonun yayınının durdurulması gerekiyor. Ellerini taşın altına sokmaktan kaçıyorlar."

Telekomünikasyon Kurumu Spektrum İzleme ve Denetleme Daire Başkanı Mehmet Gülşen'e göre ise, sistemi devralmamalarının nedeni, yapımcı şirketin bazı teknik konularda taahhütlerini zamanında yerine getirmemesinden kaynaklanıyor.

Öyle görünüyor ki yakında TK'nın direnişi aşılıp sistem devreye girecek.

Bu durumda, Türkiye üzerindeki en küçük yayın dahi kontrol altına alınmış hale gelecek. Bu gerçekleşmiş olsa dahi bir sorun bitmeyecek.

Bu kez sorun, frekans planlaması ve denetiminin iki ayrı kuruluş tarafından yürütülecek olmasından kaynaklanıyor.

Oysa bütün dünyada bu iş bir kurum tarafından yapılıyor.

Yani RTÜK benzeri kuruluşlar, denetim ile birlikte frekans planlamasını da yaptığı için iki kuruluş arasında ortaya çıkabilecek sorunlar da kalmıyor.

Örneğin ABD'de frekans planlaması ve denetimi FCC isimli kuruluş tarafından tek elden gerçekleştiriliyor.

Böylece yayınlar bir bütünlük içinde ele alınıyor. Türkiye'de ise frekans karmaşası, yetkiler iki kuruluşa dağıtıldığı için yıllardır çözülemiyor.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır