kapat
16.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL


AHMET HAKAN


Karşılaşmalar

ATTİLA İLHAN'LA İLK KARŞILAŞMA
Benim kişisel okuma tarihimin efsane ismi, "Ben sana mecburum" gibi dillere pelesenk olmuş, "Vurdun, kanıma girdin, itirazım var" gibi yakıcı bir Müslüm Baba şarkısı havası yayan ve ilk gençliğimde beni çokça alıp götürmüşlüğü olan dizelerin sahibi Attila İlhan'la ilk kez karşılaştım.

Bu karşılaşmadan yer ve zaman vermeden, "meraklısı için notlar" aktarıyorum

Yanına gittim. "Otur" dedi. Oturdum. Daha ağzımdan tek bir sözcük bile çıkmadan başladı anlatmaya

"Bak" dedi, "Bizim laiklerimiz bu işi bilmiyor. Laikliği din karşıtlığı olarak algılıyorlar. Bu İsmet Paşa'nın yanlışıdır. Mustafa Kemal laikliği asla böyle algılamadı. Laiklik, Atatürk'ün ölümünden bir yıl önce Anayasa'ya girmiştir. Mustafa Kemal aslında bağımsızlıkçıdır."

O bunları anlatırken ben, 16 yaşında komünistlikten okuldan atılmış, 17 yaşında sürgünü tanımış İzmir'in en delifişek gencini düşünüyordum. Ama o benim bunları düşündüğümü aklından bile geçirmiyor, düşüncelerini kayıtsız kalınamayacak bir çarpıcılıkta anlatıyordu "Ben en çok başörtülü kızlar için üzülüyorum. Geçenlerde geldiler beni ziyarete.. Biri avukat, biri mühendis, biri de mimardı. Yazılarımdan tanıyorlar beni. Bana açıldılar. 'Biz evlenemiyoruz' dediler. 'Okumuş Müslümanlar bizimle evlenmekten kaçınıyorlar. Okumamışlar yanımıza yaklaşmıyor' Öyle üzüldüm ki onlar için.". Bir yandan onun anlattıklarına kulak veriyor, bir yandan da Emperyal Oteli'ni, Pia'yı, Müjgan'ı düşlüyor, "Beni bir kere dövdüler çok gözlüklüydüm" dizesi takılıp kalıyordu aklıma.. Ama o anlatıyordu "Şimdi ittifak zamanı. Bağımsızlığı önemseyen herkesle, bütün fikir aykırılıklarını bırakıp birlikte mücadele etmek gerekir".

Şöyle dedim "Hey şair! Bu ilk karşılaşma. Bunlardan değil, şiirlerden söz edelim." Bunu dedim ama içimden tabii...

BEDRİ BAYKAM'LA İLK KARŞILAŞMA
Gözleri birini arıyordu. Beni görünce oturduğum masaya doğru yaklaştı. İçten ama tedirgin bir şekilde "Benim için yazdığınız yazıya gönderdiğim cevabı dikkate aldığınız için teşekkür ederim". İyi bir karşılık verdim ona "Cevap ve düzeltme hakkına saygı kalmadı" dedi. "Haklısınız" dedim ve ekledim "Yazımda sizi eleştirmekten çok insanî bir duruma işaret etmek istemiştim". Hak verdi.. "Oturmaz mısınız?" dedim. Oturdu, birer kahve içtik. Karşılıklı tedirginliklerimizi attık. Düşüncelerimizin farklı yönlerini değil de ortak yönlerini ön plana çıkarmaya dikkat ettik karşılıklı. Güldük. Mahkemeden geliyordu, yayınladığı bir kitap ceza almıştı, durumdan yakındı. Dikkat ettim Benimle konuşurken sürekli gülümsüyordu, oysa televizyon programlarında ne kadar da hırçın bir portre çiziyor. Bu da söylenmedi durumun nezaketine binaen, ama ne yalan söyleyeyim "İçimden geçti..."


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır