Aslına bakarsanız milletvekillerinin Cumhurbaşkanı'na böyle bir soru sorma hakkı yok.
Ama Sayın Sezer bunu kullanmadı. "Aldımsa ben aldım" diyerek konuyu kapatma yolunu seçmedi.
Çankaya'nın kapılarını kapatıp, işin soğumasını ve gündemden düşmesini beklemedi.
Hatta -içinde fırtınalar kopmuş olsa bile- sorulardan tedirgin olduğu izlenimini de uyandırmadı.
Ya ne yaptı?
Hayatını, kazancını, birikimlerini ve banka hesaplarını kamuoyunun önüne döktü.
Ve böylece Türkiye yeni bir modele kavuşmuş oldu.
Sorulardan kaçmayan, yasal koruma kalkanlarının ardına gizlenmeyen, apaçık, mert ve saydam bir devlet adamı modeli.
Cumhurbaşkanı'nın bu davranışı, ona inanan ve kamuoyu araştırmalarında "en güvenilen kişi" seçen toplumun ne kadar haklı olduğunu bir kez daha vurguladı.
Sonuçta sayın Ahmet Necdet Sezer, bu yapay tartışmadan daha da güçlenerek çıkmış oldu.
İyi ama Cumhurbaşkanı'nın erdemlerini zaten biliyorduk.
Sorunumuz Çankaya'nın değil, Türkiye'nin erdemi.
Bu tartışmadan Türkiye ne kazanacak, ya da ne kazanmalı?
Bu sorunun cevabı açık: Herkes Cumhurbaşkanı'nın açtığı yolu izlemeli.
Başbakanlar, siyasi parti liderleri, başbakan yardımcıları, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, holding patronları, medya mensupları, asker ve sivil bürokratlar; emekli dahi olsalar edindikleri bütün serveti ve bunu ele geçirme biçimlerini açıklamalılar.
Kim, hangi mülkü, ne zaman ve kaça almış?
Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı gibi tapuya gerçek değeriyle kaydettirmiş mi?
O mülk alındığı yıl, ne kadar vergi ödemişler?
Kendilerinin ve yakınlarının servet dökümü nedir?
Toplum, bu ve bunun gibi soruları herkese sormalı ve Cumhurbaşkanı'nın aydınlık tutumunu takınmaya davet etmeli.
Düzgün bir ülkede, yolsuzluk yapan kişi yadırganır. Çünkü böylelerine ender rastlanır.
Türkiye'de ise yolsuzluk o kadar yaygınlaşmış ki; Cumhurbaşanımız gibi sayıları çok azalan dürüst kişiler "olağan dışı" sayılıyor.
Ama yine de fazla üzülmemek gerekir.
Bunlar son çırpınışlar.
Değişim sancıları çeken Türkiye'de "yükselen değerler"; Cumhurbaşkanı'nın erdemli kişiliğinde parıldayan; hukukun üstünlüğü, dürüstlük ve saydamlıktır.
İyi ki Cumhurbaşkanı o görevde yıllarca kalacak.
Çünkü bu işin seçimden sonrası da var.