kapat
28.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Okurdan: İnternet öyküleri, sevgi ve futbol

* Sayın zekâ küpü... "Bırakın bu saçma öykülerin peşini" direktifli başlığı taşıyan köşe yazınızı ibretle okudum, ve bugüne kadar katılmaktan imtina ettiğim "dantel entel" fikrine sayenizde balıklama atlamak zorunda kaldım... Aktardığınız öykünün içerdiği basit gerçek şudur: "Değerini muhafaza yeteneğine sahip bir şey sadece bu yeteneğinden dolayı dahi değerlidir." İnsanın özde böyle bir yeteneğe sahip olduğunu bu öykü en kolay, en basit yoldan, günlük hayatta en çok kullandığımız nesne olan para vasıtasıyla anlatmış. Ama siz günlük çorbalığınızı çıkarmak için böylesine net bir mesajı olan öyküyü mantıksız bağlantılar kurarak, yok biri armutmuş da biri elmaymış da, mış mış da mış gibisinden "zekâ kıvılcımlarıyla" köşenizi doldurmuşsunuz... İnsanların birbirine forward ettikleri o öyküyü birkaç kere daha okuyun mutlaka size de faydası olacaktır. Sizden sonra Sayın Selahattin Duman'ın köşesinin başlığı biraz olsun yüreğime su serpti: "Sesi gelir takır tukur... ben de sandım kilim dokur... bir de baktım kitap okur... Alim olmuş bir sıçan." (Hilmi D.)

* İnternet şairaneliklerine alerjim var benim de... Bizim insanımız biraz acayip; gidip şiir kitabı almaz, ama internetten biri şiir yolladı mı tutar herife aşık olur... Neyse bu hafta yazılarınızda biraz kızgın gibisiniz, bu havalarda böyle olmanız resmen moral bozuyor. Zaten bu şehir kapalı havalarda hiç çekilmiyor. (Serdar E.)

* Koca koca insanların yere atılıp buruşturulan paranın yine aynı değerde kalmasıyla, insanın değerini eş görmeleri ve bu hikâyeye bayılmalarına inanamıyorum! Bu hikâye en az 20 kez de bana mail yoluyla geldi, tanıdıklarım da vardı gönderenler arasında. Bu hikâyelerde Amerikan işi zekice benzetmeler ve hayat için veciz dersler çıkarma modeli işler. Ama bence burada o bile işlemiyor!.. İnsanın değeri dediğimiz şeyin maddi değil, manevi bir değer olduğunu anlayamıyor olduğumuz için mi, toplumumuzda insan bu kadar değersiz? (Ahmet E.)

* 24 Mart Pazar günkü "Bir başka sevgi olmalı" başlıklı yazınızda sevgi hakkında görmekten kaçındığımız, görmek istemediğimiz birçok anlamlı mesaj ve gerçekle karşılaştım. Aynen yazdığınız gibi ben de kendi hayatımda bu gerçekleri görmezlikten geldim hep. Veya bunu sevgi sandım! Fakat sizin de sanki son cümlenizde bir kaçış var. Bir başka sevgi yok mu, var mı? (Sercan A.)

* Roma olaylarından sonra sportmenlik nerede kaldı, diye soruyorum kendime... Batistuta'nın Emre'ye yumruğundan sonra ne yazık ki oyuncularımız kavgaya girdiler. Bunu içlerinde hâlâ yaşayan amatörlüğe bağlıyorum. Fakat Emre kendini yere atmalıymış ve kıvranmalıymış diye düşünenlere de hiç katılmıyorum. Allahaşkına şöyle düşünelim; biz maç sırasında kendini yere atıp kıvranan, hakemi aldatmaya çalışan futbolculara her fırsatta karşı çıkmamalı mıyız? Saha içinde yapıldığında kızdığımız şeyleri sahanın kenarında yaparlarsa onları alkışlayacak, aferin oğlum mu diyeceğiz. Emre yumruk yediği an kendini yere atmayarak hata yapmamıştır. Gidip yumruk attığı zaman hatalıdır... Bu düşüncemi sizinle paylaşmak istedim. (Necdet P.)



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır