Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı "lakırdı değil iş üretelim" dedi. "Türkiye'nin 3 temel sorunu var ve bunlar çözülmeden, işleri yoluna koymak mümkün değil" diyen Sabancı bu sorunları şöyle özetledi:
* "Devleti küçültmek için adım atmak zorundayız. Tasarruf ve verimlilik ancak bu sayede gerçekleşir.
* Mali sektör dipsiz kuyu olmaktan çıkarılmalı. Devlet bankalarının yapılandırılması tamamlanmalı.
* En önemli sorun siyasi kaygılar içinde yaşıyor olmamız. Türkiye'nin krizi siyasetten geliyor. Diyalog eksikliği ve el ele verememe, güvensizlik ile istikrarsızlık getiriyor. Bu nedenle yabancı sermaye gelmiyor. Bu nedenle benim müteşebbisim Romanya ve Bulgaristan'a gidiyor.
Bakın Türkiye 2 üç yıl önce kalkınma trenindeydi. Ekonomi büyüyordu. Şimdi ise bizi o trenden attılar. Evimizin içine çekildik. Türkiye güçlü iktidarlarla büyüdü. Celal Bayar, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal dönemlerinde büyüdük.
Görüyorum ki birtakım geçici önlemler üretiliyor. Mali sektördeki bozukluk, devletin büyüklüğü, siyaset alanındaki temel sorunlar çözülmeden, problemimiz bitmez."
Sabancı, TBMM'nin geceli gündüzlü çalışmasını takdir ettiğinin altını çiziyor. Ama hemen ekliyor: "İyi güzel de bunların iyi uygulanması ve hayata geçirilmesi esastır."
Ekonomi yönetiminde de eşgüdüm eksikliği olduğunu hatırlatan Sabancı'ya göre "Hazine, Planlama, Merkez Bankası gibi temel birimlerin başında bulunan bakanların birbiriyle eşgüdümü yok ve basının önünde farklı farklı konuşuyorlar."
Türk sanayicilerinden ihracat yapmasını isteyen Sabancı Ankara'ya da şöyle sesleniyor:
"Rakamlar, gerçekler benim enerjiyi rakiplerime göre 2 kat daha pahalı kullandığımı gösteriyor. Adamla nasıl rekabet edeyim? Bir yıl enerji fazlamız, bir yıl enerji açığımız oluşuyor. Bir yıl Bulgaristan'dan enerji satın alıyoruz, diğer yıl satıyoruz. Bu nasıl iş. Sihirli kelime istikrar, istikrar, istikrar..."
Sabancı, isim vermeden Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'a da şöyle dokunduruyor: "Ağam, işsizlik çığ gibi. Sokaklarda işsiz insan kaynıyor. Sen kalkıp iş güvencesi getireceğim diye olayın anasını bırakıp, danasıyla uğraşıyorsun. Nasıl işyeri açarız diye bakacağına, zayıflamak zorunda kalan firmaların önüne güvence adıyla bir yasa getiriyorsun. İş güvencesi olmasın demiyorum ama önce gereğini yapalım."