Dağ fare doğurdu

Arap Zirvesi'nin ilk günü sancılı geçti. Dünya, zirvenin ilk günü Suudiler'in barış planından daha çok, 5 krizi konuştu.

1- İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un sürgün tehdidi üzerine Arafat Beyrut'a gitmedi Aksilikler zirveden 12 saat önce başladı. Yurtdışına çıkma yasağı olan Filistin lideri Yaser Arafat'ın Beyrut'a gidip gidemeyeceği merak konusuydu. İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Salı akşamı şu açıklamayı yaptı: Arafat Beyrut'tayken, İsrail'e karşı bir terör saldırısı olursa, dönmesine izin vermem. Ona sürgün hayatı yaşatırım... Arafat bu şartlar altında Beyrut'a gitmeyeceğini, Şaron'un gidişini, kendisini Filistin topraklarına sokmamak için bir bahane olarak kullanacağını söyledi.

2- Mısır lideri Mübarek ile Ürdün Kralı Abdullah da İsrail'i protesto için zirveye katılmadı. Zirveden 3 saat önce Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Arafat'a destek çıkmak için zirveye katılmayacağını açıkladı. Kendisi yerine başbakanı Beyrut'a gönderen Mübarek, "Arafat gidince kasıtlı bir saldırı düzenlenebilir. Şaron bunun üzerine Filistin karakollarını basıp, Filistin yönetimini sürgün yönetim ilan edebilir" dedi. Hemen sonra Ürdün'den de şok bir açıklama geldi. Kral Abdullah da benzer bir mazaret gösterip, Beyrut'a gitmeyeceğini belirtti.

3- Arafat, Beyrut'a tele-konferans yöntemiyle bağlanmak istedi. Lübnan izin vermedi. Arafat bu kez Ramallah'taki bürosundan tele-konferans sistemi ile zirvenin yapıldığı salona bağlandı. Ancak bağlantı Lübnan hükümetinin aldığı karar sonucu kesildi. Arafat'ın danışmanı Faruk Kaddumi, "Bu bir Arap zirvesi, Lübnan zirvesi değil" diyerek delegasyonunu geri çekti. Toplantıyı sinirli bir şekilde terk eden Kaddumi, çıkışta gazetecilere "Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahoud'a elimle bir şeylerin ters gittiğini gösterdim. Ancak yüzünü çevirdi. Lahoud'un Filistin'in sesini kesmeye hakkı yok" dedi.

4- Bir geri çekilme kararı da BAE'den geldi. Başbakan ilk uçakla ülkesine döndü. HavaalanIna yönelen Filistin delegasyonunu Suudi yetkililer durdurdu. "Filistin delegasyonu, barış planının işleyişini görmek için biraz daha kalmaya karar verdi" diyen Suudi yetkililer, Lübnan hükümetini Filistin'den özür dilemeye davet etti. Suudiler'in son anda önlediği krizden hemen sonra Birleşik Arap Emirlikleri de geri çekilme kararı aldı. Ülkenin Başbakanı Şeyh Maktum bin Raşid, havaalanına giderek özel jetiyle ülkesine geri dönerken, yerine velaketen Dışişleri Bakanı Raşit Abdullah'ı bıraktı.

5- Gecenin sonunda Suudi istihbarat şefi Prens Naval felç geçirdi ve hastaneye kaldırıldı!. Arap zirvesinin ilk günü ne yazık ki, üzüntülü bir haberle noktalandı. Zirve toplantılarına katılan Suudi Arabistan istihbarat şefi Prens Naval felç geçirdi ve hastaneye kaldırıldı. Suudi delegasyonunun ikinci adamı olarak bilinen Prens Naval'ın Arafat'ın tele-konferans bağlantısının kesilmesi üzerine yaşanan gerginlik sonrası fenalaştığı belirtildi. Zirve toplantıları bu akşam sona eriyor. Suudi Prens Abdullah'ın barış planının devamının görüşüleceği toplantı sonunda bir de deklarasyon yayınlanacak.

Başkentimiz Kudüs olsun
Arap Zirvesi için Beyrut'a gidemeyen Filistin lideri Yaser Arafat, zirveye Ramallah'tan tele-konferans sistemiyle katılmak istedi. İhlas Haber Ajansı'nın uplink sistemi sayesinde birçok uluslararası kanalın canlı yayınladığı konuşmasında Arafat, devlet hayalini anlattı. Bağımsız Filistin devleti kurulmasını istediğini belirten Arafat, "Bu devletin başkenti Kudüs olacak" dedi. Arafat şöyle devam etti: Sizlere barış toprağı, kutsal toprağımızdan, Hz. Muhammed'in Miraca çıktığı, Hz. İsa'nın doğduğu yerden sesleniyorum. Filistin kutsal değerlerinden vazgeçmeyecek. Bu mücadele son gününe kadar devam edecek. İsrail güçleri topraklarımıza girerek insanlarımızı topraklarından kovdular. Biz, dünya haritasındaki yerimizi bilmek istiyoruz.

Prens Abdullah planını sundu
Suudi Veliaht Prensi Abdullah, zirvede başkenti Kudüs olan Filistin devletinin tanınmasını ve mültecilerin haklarının geri verilmesi karşılığında İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesini öngören barış planını Arap liderlere sundu. Abdullah, Arap Birliği'ne bu ilkeler çerçevesinde BM Güvenlik Konseyi'ne ortak program sunulmasını önerdi. Prens Abdullah'ın planı Filistin yönetimi tarafından memnuniyetle karşılandı. Filistin lideri Yaser Arafat'ın yardımcısı Halid Selam, Filistin yönetiminin bu planı kabul ettiğini söyledi. Suudi barış girişiminden memnuniyet duyduğunu belirten Arafat, "Bu girişim, İsrail ile Filistinliler arasında cesur bir barışa yönelik Arap girişimine dönüşecektir" dedi. ABD Başkanı George Bush da planı övdü ve Arap liderlere planı geliştirme çağrısında bulundu.