kapat
26.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Cesurlar da helva oldu

Serdar Tatlı, Ali Aydın... Son iki yılda ikisi için de "Çok cesaretli hakem" dedim. Ama görüyorum ki, onlar da bazı konularda esnemeye başlamışlar. Geçen hafta Şükrü Saracoğlu Stadı'nda F.Bahçe-Malatya maçı... Sarı-lacivertli takımın aleyhine bir serbest atış. Ogün, 9.15'i ihlal ediyor. Tatlı, haklı olarak sarı kartını Ogün'e gösteriyor ve atışı tekrar ettiriyor. Aynı serbest atış. Bu sefer Ogün'ün ihlali daha da fazla, köküne kadar deliyor. Serdar'a bakıyorum tık yok. Başka yerlere bakıyor. Hani ikinci sarıdan kırmızı? Hikâye.

Bu hafta Ali Aydın. Mustafa Şahintürk'e yapılan bir faulden sonra itiraz etti diye sarı, sonrasında ne konuşuluyor bilemiyorum kırmızı gösteriyor. Dikkat edin "Ne cesaretli" dediğim iki hakem bile hep deplasman takımlarına sarıları, kırmızıları basıyorlar. Evsahibine sarı gösterseler bile sonradan onlara kırmızı çıkmıyor. Herhalde evsahibi ekibe çıkarılacak kırmızının bulunduğu cep dikili!..

MHK, Erol Ersoy'u Hagi'yi attı diye 1 yıldır G.Saray maçına veremiyor. Şimdi de Ali Aydın çıktı. Onu da veremeyecekler. Herkes "Büyük takımlar Serdar'la Ali'yi iç sahaya istemiyorlar" diyor. Bundan sonra Tatlı da Aydın da büyüklerin iç sahadaki maçlarını idare edebilirler. Onlar da yumuşadılar artık, helva gibi oldular. Zaten helva gibi olmayana komite maç vermiyor. Hatta ben olsam o helvaları biraz da fırınlarım. Üzerine de biraz fıstık attın mı, yanına bir de kızarmış ekmek koydun mu yeme de yanında yat. Hele rakı-balıktan sonra süper oluyor.

Kendine yapılınca aslan
Tabii bunlar büyüklerin maçlarında gördüklerimiz. Bir A.Gücü-İstanbul maçı izledim tam evlere şenlik. Orada da hakem dağılmış, toz şeker gibi olmuş. Önce erkekleşip, ceza alanı içinde endirekt vuruşu vermiş, ihlalde sarı kart var, tekrar ihlalde korneri göstermiş kırmızıya döndürememiş. Yani oyun kurallarını tatbik ederken helvalaşmış. Ama iş kendine yönelik bir davranışa gelince hemen sertleşivermiş. Aykut Kocaman gibi bir beyefendi futbol adamını böyle konuşturabiliyorsanız, demek ki sizde bir sakatlık var. "Yukarda Allah var" diyen futbolcuya sarı kart gösterebilirsin. Belki devamında tahrik ettiğin adam sana söz veya fiili hareket edince kırmızı da olabilir. Ama unutmayın hakikaten beyefendi mücadele eden bir futbolcuyu ve takımı yakıyorsanız, yukardaki de sizi yakar. Daha doğrusu akşam kafayı yastığa koyduğunda rahat uyuyamazsın.

Konuşmak Türe'ye mi kaldı?
Milliyet Gazetesi, Tuncay Özkan'ın önderliğinde güzel bir iş yaptı. Hani şu Ali Fevzi Bir olayı... Belki de son 20 yılda yapılan en iyi işlerden bir tanesi. Ama aynı Milliyet Gazetesi, bu kadar düzgün ve doğru bir olayın arkasında dururken bu sefer İhsan Türe'nin hatıralarını yayınlamaya başladı. Şöyle bir bekledim. Acaba hakem camiasından birileri çıkıp tepki gösterecek mi diye... Dışardan insanlar hakem camiasını bilmeyebilirler. Ama eğer yanılmıyorsam bir tek Orhan Erdemir'in açıklamasını okudum. Eskiler, yeniler herkes sustu.

1923'te kurulan Futbol Federasyonu'nda bugüne kadar İhsan Türe'nin anlattığı ve bahsettiği konularda konuşamayacak 50 kişilik bir liste çıkarırsanız Türe, ilk üçe girer. Birinci mi, ikinci mi, üçüncü mü olacağına ancak foto-finişle karar verilebilir.

Ve bu İhsan Türe'nin tuzağına Milliyet Gazetesi nasıl düştü inanılır gibi değil. Ne dersiniz sayın Şenes Erzik, Talat Tokat, Yusuf Namoğlu, Özcan Oal, Yüksel Okçuoğlu, Bedri Dölkeleş, Muzaffer Sarvan, ne dersiniz ses versenize...

Hakem camiasının bırakmış düdükleri ve şu anda devam edenleri dahil toplanıp bir basın toplantısıyla Milliyet Gazetesi'ni kullanan İhsan Türe'yi kamuoyuna açıklamasını beklerdim. Yazıklar olsun size...

Bu cesaretiniz olmadığı için de zaten bu düdükler Türkiye'de hâlâ böyle ötüyor, daha doğrusu ötemiyor.

Hiç boşuna uğraşmayın, onlar utanmaz
Ankara 19 Mayıs Stadı'nın meşhur şeref tribünü, dert olmaya devam ediyor. Cemal Aydın'la Adnan Sezgin, maçı taraftarların arasında seyretmişler. Herhalde görevliler ve bu şeref tribinüne gelip oturanlar utanırlar zannediyorlar. Sevgili Cemal, sevgili Adnan. Onlarda utanacak yüz olsaydı, yıllarca 19 Mayıs'ın şeref tribününde hadise yapmazlardı. O tribün nele yaşadı neler! Aslında kamerayı oraya çevireceksin, sonra oynatacaksın. Süper dizi film olur.

Arat: 1 Bilgili: 0
Hasan Arat çok uyanık çıktı. Beşiktaş Belediyesi'nin kiraladığı bilboardları alan Arat, Serdar Bilgili'nin evinin etrafındaki bilboardlara da bir gece ansızın "Beşiktaş için varım" posterini yerleştiriverdi. Sabah evden çıkan Bilgili, bilboardlar sayesinde her taraftan sarıldığını anlayınca, pılısını pırtısını toplayıp acele evden taşındı. Yani şu anda Arat, attığı golle 1-0 önde.

Canaydın'ın ilke ve prensipleri!
Yeni G.Saray Yönetimi, özellikle Canaydın ilkelerden bahsediyor, prensiplerden bahsediyor. Ama daha geldiğinin ilk günü Abdürrahim Albayrak konusunda çark ediyor. Aynen Federasyon'un Beşiktaş'ın ikinci yıldızı için yaptığı gibi bir açıklama yapıyor ki, "Dön baba dön" kimse anlayamıyor.

Eğer sınırlar ve prensipler çizilecekse bu belli bir sınırın içinde olur. Ve orada yürürsün. Eğer Albayrak'ı işin başında tekrar tutacaksan o zaman Mehmet Cansun'u niye tenkit ettiniz?

Fatih Altaylı da, Hıncal Uluç da bu yönetim kurulunda etkili olmak isteyecekler. Yönetimdeki adamları vasıtasıyla dedikleri yapılsın isteyecekler... Ama yönetimde enteresan isimler var. Ve bu G.Saray yönetim kurulunda uyum nasıl olacak merak ediyorum. Mehmet Cansun-Haluk Ulusoy ikilisi iyi anlaşıyorlardı. Ulusoy da çok konuda Cansun'u kırmıyordu. Şimdi aynı yakınlığı (!) Canaydın ve ekibi sağlayabilecek mi? Bunların hepsi tartışılacak. Ve enteresan şeyler çıkacak. Bekleyip göreceğiz.

Boşat yaptığını temizlesin
Hangi D.Bakırlı ile konuşsam herkes "Rizespor'u bekliyoruz" diyor. Neden? Rize'de oynanan maçta Koray, Muhammed Ali gibi yumruklarını konuşturdu. Maçın hakemi Muhittin Boşat sarı kartla geçiştirdi. Yani hakem adaleti sağlamayadı. Bu sefer o sağlanmayan adaleti D.Bakır kendi vermeye kalkacak. Ondan sonra da diyorlar ki, "Hakemlerimiz mükemmel." Madem öyle ikinci yarı oynanacak D.Bakır-Rize maçına da Muhittin Boşat'ı gönderin. Yaptığını o temizlesin, doğru değil mi?

Yıldız komedisi
Nihayet Beşiktaş da 2. yıldızı taktı. Ulusoy, bir şeker de Beşiktaş'a verdi. Yarın bir gün, F.Bahçe de sesini yükseltirse o da bir yıldız, G.Saray "Avrupa Kupası'nı aldım" derse ona da bir yıldız. Eh A.Gücü de oradan çıkıp "Ben de askeri idareyle çıktım, Kenan Evren emretmişti, ordu desteği var. Bir yıldız da benim hakkım" derse ona da bir yıldız. D.Bakır, "Ben devletin resmi televizyonlarından yayınlanması gereken bir Altay maçını yayınlatmayarak 1.Lig'e çıktım bana da bir yıldız" diyebilirler. Bu, en tabii de hakları olur.

Federasyon'un Beşiktaş'a yıldız verilmesi konusundaki açıklamasını okudum, anlayamadım. Ne olur birileri bana yardımcı olsun, anlatsın.

Şike olayına acil yargılama
Ali Fevzi Bir olayının çok seri olarak sonuçlandırılması gerekir. Eğer hatalı olan kulüp, futbolcu, hakem, teknik adam varsa en kestirme yoldan cezasını görmeli. Belki de küme düşürülmeli. Bu örnek cezaları vermezseniz, yarın daha büyükleri karşınıza çıkar. Ama küme düşmeyi bu senelik kaldırmak gibi saçma bir şey olamaz. Siyasiler şimdiden bu işin üstüne gitmeye başladılar. Zaten oldum olası siyasetçi, futbolu elinden kaçırmanın ezikliğini yaşıyor. Kendini içeri atmak için can atıyor. Onun için de burada yargıya çok önemli görev düşüyor.

Spor kulüpleri siyasi partileri geride bıraktı
G.Saray kongresine 3 bin 496 kişi katıldı. F.Bahçe kongresinde de 2 bin 188 üye oy kullanmış. Beşiktaş'ta oy kullanacak kongre üyesinin 5 bin civarında olması bekleniyor. Spor kulüplerinde yönetimler böyle seçilirken Türkiye'yi idare eden siyasi partilerin yöneticileri kaçar kişiyle seçiliyor. Bakın dudağınız uçuklar. Demek ki kulüplerimiz öyle veya böyle doğru yolda ilerliyor. Siyasetçilerimiz kulüpleri örnek alsalar; ama nerede!

19 Mayıs Stadı'nın şeref tribünü, yani bu siyasilerin geldiği yer ve siyasilerin seçtiği bürokratlar sayesinde stadın en sorunlu tribünü oluyor. Kulüpler bundan şikayetçiler. Ve siyasetçiyi düzgün yola çekmeye uğraşıyorlar. Demek ki eğitim olarak da spor kulüpleri siyasetçilere göre daha iyi seviyede.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır