kapat
26.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Şifre: "Güven"

Ertuğrul Yalçınbayır... Hukukçu... Bursa Milletvekili... Ak Parti Genel Sekreteri... Dün gazetede çay içtik, sohbet ettik.

Söz bir ara "içkiden" açılınca...

Ertuğrul Bey "bize ne milletin rakısından" dedi.

Sonra da...

Bir "öneride" bulundu:

- Rakı üretimi devlet tekeli olmaktan çıkarılsın... Özelleştirilsin... Günümüzde artık devlet içki üretmemeli... Bu özel sektörün işi.

Yalçınbayır devam etti:

- Devlet denetim yapar... Gözetimde bulunur... Kaliteyi kontrol eder.

Ve "son sözünü" söyledi:

- Ama içki içen biri kamu hayatını tehdit ediyorsa... Alkollü araç kullanıp, başkasının yaşamı için tehlike oluşturuyorsa... Devlet ona şoför temin eder... Evine yollar... Ve şoför ücretini de ondan tahsil eder.

***
Sohbet sırasında söz bu defa da "doğum kontrolünden... Çocuk sayısından" açılınca...

Sorduk:

- Kaç çocuğunuz var.

- İki oğlum var... İki de torunum.

Ve "yine" devam etti:

- Çocuklarımın amcasının da olmasını isterim, dayısının da... Ama herhalde "on tane amca... On tane dayı" istemem.

- Neden?

- Yavuz Bey... Neslin devam etmesi önemli... Ama eğitimli olarak... Yani, kaliteli bir yaşam... On çocuğu olan acaba bunlara düzgün bir eğitim ve gelecek verebilecek mi?

***
O konu, bu konu derken...

Sıra "Avrupa Birliği'ne" gelince...

Yalçınbayır "en önemli olay... AB'nin dışında kalamayız" diye söze başladı:

- AB için "Batı kulübü... Hıristiyan kulübü... Şu... Bu" söylemleri, Türkiye'ye çok şey kaybettirdi.

***
- Yavuz Bey toplum aşırılıkları sevmiyor... Sivri söylemlerden rahatsız oluyor... Bir gün Erbakan Hoca, Meclis kürsüsünde konuşuyordu... Cebinden bozuk para çıkardı... "İşte İslam Dinarı" dedi... "Eyvah" diye tepki gösterdim... Eyvah!.. Ne gerek var Hocam?.. Türkiye'nin derdi İslam Dinarı değil, Türk Lirası'nın değerinin yükselmesi.

***
Ertuğrul Bey'in siyasete yeni atıldığı günlerden bir anı...

Prof. Erbakan, bir gün Yalçınbayır'ı çağırır:

- Hukuktan çok bahsediyorsunuz... Ama... Siyasetçi olduğunuzu da unutmayın.

- Sayın Genel Başkanım... Siyaseti, hukuk yoluyla yapsak... Hukukun üstünlüğünü hiç gözardı etmesek... Hukukun dışına çıkmasak... Daha doğru olmaz mı?

***
Sohbet sırasında "uzlaşma konusuna" girilince...

Yalçınbayır "ana hedef barış ve uzlaşma" dedi.

Sonra da...

Bu hedefe ulaşmak için gerekli "anahtar sözcüğü... Şifreyi" söyledi:

- Güven vermek... Herkese güven vermek... Toplumu etkileyen bütün güçlere ve unsurlara güven vermek... Bu önkoşul.

***
- Yavuz Bey... Toplam kalitenin yükselmesi lazım... Siyaset dahil, her konuda... Bunun yolu da, eğitimin seviyesinin yükselmesinden geçer.

"Ertuğrul Bey" dedik:

- Yarın TBMM'ye "temel eğitim sekiz yıldan on bir yıla yükseltilsin" diye bir yasa önerisi gelse... Bu söyleminize göre... Siz "evet" dersiniz.

Yalçınbayır'ın tepkisi:

- Elbette evet.

***
Ak Parti Genel Sekreteri "takiye mi yapıyor?"

Hayır.

O bir "takiyeci" değil.

Öyleyse...

- Parti içi muhalif misiniz?.. Bu sözleriniz bir başkaldırı mı?

- Hayır Yavuz Bey... Söylediklerim, genel doğrular... Söylediklerim ortak aklın gereği... Söylediklerimde bir yanlış var mı?

Bizce "yanlış yok."

Ama...

Ertuğrul Bey'in söylemi, kendi partisinde "ne kadar kabul görüyor acaba?"

İşte "bu konu" hayli tartışmalı.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır