kapat
26.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Eşeğin kulağı mı yoksa ayağı mı?

Devlet Bakanı Kemal Derviş, dün yaptığı açıklamada, "KDV oranlarında indirim yapılmasının, 2002'de kesinlikle söz konusu olmadığını" belirtti.

Bu açıklama bize, ünlü bir laz fıkrasını anımsattı;

Lazın biri, sabahın köründe elinde keser, köprünün alt tarafını yontuyormuş. O sırada oradan geçen Kaymakam durumu fark etmiş.

- Be adam, ne yapıyorsun orada. Yazık değil mi? Milli servet o köprü..

- Kaymakam bey hiç sorma... Ben her sabah eşeğumla bu çöprünün altından geçeyrum. Eşeğumun iki kulağu da çöprünün altına değeyur. İşte o kısmı yontayrum.

- Hay Allah!.. Be adam, madem öyle bir durum söz konusu. Toprağı kazsana...

Adam Kaymakama dik dik baktıktan sonra yanındakine dönmüş;

- Ula bu ne deyur? Bir de Kaymakam olmuş daa!. Ben deyrum ona kulağu, o deyur bana ayağu!...

Fıkrada olduğu gibi, kamuoyunun beklentisi "vergide beyaz sayfa açılması" suretiyle, bir "vergi barışı" ilan edilmesiyle ilgili. Yoksa, şu aşamada, özellikle 2002 yılı içinde, IMF'ye verilen taahhüt gereği, KDV oranlarının indirilemeyeceği biliniyor. Halkın beklentisi "vergi barışı" ile ilgili.

Hem ülke ekonomisinin mevcut görüntüsü hem de vergi mükellefinin içinde bulunduğu koşullar, bu tür bir barışı zorunlu kılıyor. Aşağıda yer verdiğimiz yazıdan da farkedileceği gibi, 2002 yılının ilk iki aylık sonuçları son derece ürkütücü. Devletin sağlıklı gelir kaynağına ve mükellefiyle barışmaya ihtiyacı var.

Neden vergi barışı?
Vergi mükellefi olanların neredeyse tamamının, vergilerle ilgili olarak başı dertte. Krizden dolayı vergi borcunu ve birikmiş faizleri ödeyemeyenler, işyerlerini kapatmak ya da işlerini küçültmek zorunda kalanlar, Maliye ile ihtilaflı olup Vergi Mahkemelerinde ve Danıştay'da uğraşanlar ya da 1 Ocak 2003'de başlayacak "Nereden buldun?" uygulaması karşısında ne yapmaları gerektiğini bilmeyenler kısaca herkes şaşırmış vaziyette. Sıkıntılı bir şekilde, neyin nasıl olacağını ya da sonuçlanacağını izlemeye çalışıyorlar...

Ekonomik krizden perişan olanların çoğu, vergilerin dahi ödeyemediler. Cumhuriyet tarihinin en büyük krizini yaşadığımız dönemde, Devletin sokaktaki sade vatandaştan tutun da, esnaf ve sanatkâra, tüccarlara ve şirketlere kadar yüzbinlerce mükelleften, bir türlü tahsil edemediği, 8 katrilyon TL. civarında, vergi, gecikme faizi ve ceza alacağı var. Her ay üzerine binen ağır faiz yükü, mükellef açısından bu borcu, giderek ödenemez hale getiriyor. Bununla da bitmiyor, Vergi Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay'da yine katrilyonlarca liralık 130 bin adet ihtilaflı vergi davası ve bununla ilgili dosyalar var. Onbinlerce vergi mükellefi ile Maliye, davacı ve davalı olarak, karşı karşıyalar.

Olayın, daha da ötesi var; 1 Ocak 2003'ten itibaren "Nereden buldun?" uygulaması yeniden başlayacak. Vatandaş, 1998'deki hatalı uygulamadan ürktü ve servetini gizledi. Bundan zararlı çıkan da ülke ekonomisi oldu. Devletin açıklamalarına göre milyarlarca dolar yurtdışına kaçtı. ekonomi daraldı, paralar yastık altına gitti. Acil bir çözüm olarak, "Nereden buldun?" uygulaması, 1 Ocak 2003'e ertelendi. Şimdi o tarih yaklaşıyor... Vatandaş yine şaşırmış durumda.

İşin doğrusu, vergi gelirleri de azalıyor. 1994'den bu yana ilk kez, 2001 yılında vergi gelirlerindeki artış, enflasyonun yüzde 38 gerisinde kaldı. Ve yine 2001 yılında Cumhuriyet tarihinde ilk kez vergi gelirleri, faiz ödemelerini karşılayamadı. 2002 yılının iki aylık sonuçlarına göre de, toplanan tüm gelirler faiz ödemelerini bile karşılayamadı.

Jean Baptiste Colbert'in söylediği gibi, "Vergileme sanatı, kazı bağırtmadan, ondan mümkün olduğu kadar fazla tüy almaktır". Şu anda vergi mükellefinin, bağırmaktan sesi kısılmış, üzerindeki tüyler de azalmış ya da hiç kalmamış durumda.

Ekonomik kriz, yüksek vergi oranları, enflasyon muhasebesinin olmayışı, sürekli değişen vergi yasaları, üst üste gelen ve bir kısmı da geriye dönük olan vergiler, mükellefi iyice bunalttı. Birikmiş vergi borçları, bunun üstüne binen faizler, mahkemelerdeki vergi ihtilafları, ufukta görünen yeni "mali milat" ve "nereden buldun?" olayı, bununla ilgili belirsizlikler; iyi niyetli mükellefleri bunaltmış ve perişan olmuş vaziyetteler. Gelecek günlerin endişesi içindeler.

İşte bu tablo, bir "vergi barışı" nı zorunlu kılıyor. Devlet, kendisine vergi ödeyen ve ödeyecek olan mükellefi ile başka bir deyimle velinimeti ile barış ilan etmeli.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır