Sezer'in villası olur mu?
Cumhurbaşkanı Sezer'in Ankara'daki villası üzerine gelişen haberleri toleranslı bir sükunet içinde izlemekteydim.
İnsanların malın mülkünü konuşmaktan hoşlanmam, konuşanlardan da pek hazetmem.
Ne zaman ki, şimdilerde Recep Tayyip Erdoğan'ın fahri "halkla ilişkiler" müdürlüğüne soyunan Fehmi Koru'yu okudum ve de basında aynalı bir köşeye sahip olamadığı için hep diş bilediği "kartel"cilere villa bahanesiyle yine çamur attığını gördüm, işte o zaman iki satır da bizim konuşmamız gerekti, dedim.
"Dinci" yazarın mantığı öyle amuda kalkmış ki, şunu soramıyor kendisine:
Bir emekli hakim, tekaüd parası ile ne zaman villa aldı, alabildi?
Kendisi birinci sınıf öküz altında buzağı arama uzmanı olan Fehmi Koru'nun bu hoşgörüsü şaşırtıcı da değil, çünkü, her zamanki kurnazlığı ile medyaya karşı Çankaya'yı kışkırtmaya çalışıyor, bakın size nasıl sahip çıktım demeye getiriyor!..
Ucuz ise niye?
Oysa basın basit bir soru soruyor:
Nasıl aldınız, kaça aldınız beyefendi?..
Hepsi bu!..
Çıkar cevaplarsın, olur biter...
Bakın, o villanın emsallerinin 400-500 bin dolara gittiği ileri sürülüyor.
Sezer'in villası nasıl ve ne için 180 bin dolar oluyor?
Müteahhit, ünlü ve hatırlı birine ucuza villa verip, orayı cazibe merkezi haline getirerek sair villaları pahalıya satma yöntemini kullanmış olabilir mi?
Dikkat edilirse, Ankara Belediye Başkanı Gökçek de "özel" doğalgaz hattını döşetmeye başlamış bile...
Belki de müteahhit, sırf siteye kolayca doğalgaz getirtmek için Sezer'e villayı 200-250 bin dolar ucuza vermiş olabilir.
Çünkü bundan sonrakileri "doğalgazlı" satacak...
Belediyeye 1 milyon dolar bağışta bulunsan, 23 kilometre öteye doğalgaz çektiremezsin!
Bunlar hep ince işler!
Emekli bir hakim olarak Sezer'in de bu "piyasa oyunlarına" aklı ermeyebilir, müteahhidin kurnazlığına kurban gitmiş olabilir.
Cumhurbaşkanı "yaşasın, ucuza villa aldım" diye sevinirken, müteahhit de kervanı dağdan aşırmış olabilir.
Bu para birikir mi?
Diğer iki daire ile birlikte, 500 milyar gibi hatırı sayılır bir servetin "hakim" ve "öğretmen maaşı" ile nasıl biriktirildiği sorusu da henüz cevapsız duruyor.
Emekli bir hakim 40 yıllık hizmeti neticesinde bu kadar para biriktirebilir mi? Keşke biriktirebilse...
Benim asker kayınpederim, 41 yıllık hizmetten sonra 1977'de hem de, emekli olurken, OYAK'tan biraz daha düşük fiyata verilen bir Renault ile çırak çıkmıştı, farzımisal...
İkinci sınıf binlerce genç hakim şu anda 700 milyon maaşa talim ediyorken, nasıl para biriktirecekler de, Sezer'in yaşına geldiklerinde nasıl "villa alacaklar", söyler misiniz bana?..
Yoksa hakimler eskiden zenginlerdi de şimdi mi yoksullaştılar?
Sayın Cumhurbaşkanı diyebilir ki, babamdan kaldı!
O zaman biz de "güle güle oturun" deriz...
Ayrıca, "ukalalık" saymazsanız eğer, aklımdan geçen bir önemli ayrıntıyı da mertçe söylemek isterim:
Sezer'in sergilediği sadelik, giyim kuşam ve mala mülke metelik vermez duruş ile şu villanın "şatafatı" uyuşuyor mu, Allahaşkına?..
Bence pek uyuşmuyor da!.
Not: Cumhurbaşkanlığı'nca dün yapılan açıklama, bu soruların cevabı değildir. İ.S.
BÜYÜTEÇ
Öldürme
Tarım Bakanı Yusuf Ziya Gökalp "ülkenin tarımını öldürdük" diyerek çok büyük bir gerçeğe parmak basmış... Ben de başka bir gerçeğe basayım: Neyi öldürmedik ki?