Yeni ekonomik yapı için alınması gereken kararların büyük kısmı alındı, şimdi uygulama ve bunun sonucunda ortaya çıkacak olan büyüme bekleniyor. Büyüme geciktikçe toplumda, ekonomi çevrelerinde, hükümette, hatta Meclis'te sabırsızlık artıyor. Katlanılan bunca fedakârlıktan sonra büyümenin bir an önce ortaya çıkması isteniyor. Gecikme sürdükçe şirketler el değiştiriyor ve daha çok yabancılara satılmak durumunda kalınıyor. Şirket evliliklerine ve şirket satın almalarına aracılık eden bankaların bugünlerde işleri gayet iyi. Bir yabancıyla ortaklık kurmak isteyen ya da şirketini satmak isteyenlerin, şirket simsarlarının önünde kuyruk oluşturduğunu duyuyoruz. İlk büyük örneklerini görmeye başladığımız şirketlerin yabancılar tarafından satın alınmasının giderek hızlanması bekleniyor.

Zordaki şirketler için ortaya atılan çözümler henüz uygulamaya geçirilemedi.

* İş dünyasının önerileri- Çözümler geciktikçe de iş dünyasından çeşitli talepler ve baskılar geliyor. Bu kesimin temsilcisi olan Odalar Birliği Başkanı Rifat Hısarcıklıoğlu, iş dünyasından gelen taleplerin bir kısmını dile getirdi.

* Enflasyon muhasebesi, nereden buldun, stok affı ve sicil affı birlikte düşünülmeli. Geçmiş tümüyle temizlenmeli.

* AB ortalamasının yüzde 50 üstünde bir maliyetle kullanılan enerji maliyetleri düşürülmeli.

* İstihdam üzerindeki vergi ve benzeri yükler çok ağır. Belli bir takvimle bu yükler hafifletilmeli.

* Finansman krizi sürüyor. Bunun çözümü süratlendirilmeli. Ülke varlıklarının yok pahasına elden çıkarılması önlenmeli.

* Vergi oranları belli bir takvimle düşürülmeli ve ödenebilir hale getirilmeli.

Ekonominin yeniden canlanabilmesi için bu tür önerileri değişik kesimlerden de duyuyoruz.

* Vergi gerçeği- Hakikaten dolaylı vergileri dikkate aldığınızda Türkiye'de vergi oranları yüksek. Son ekonomik krizle birlikte artık bu vergi oranları ile üretim yapıp para kazanmak, rekabet edebilir mal üretmek zorlaşmıştır. Enerji, haberleşme, finansman üzerindeki vergilerden dolayı istihdam, Türkiye'de pahalı hale gelmiştir. Bugün olmasa bile yarın, bu iktidar olmasa bile gelecek iktidar vergileri basitleştirip oranlarını düşürmek durumunda. Geçmişe yönelik vergi alacaklarını tahsil etmek ve kayıt dışını da kayıt altına almak zorunda.

* Nereden buldun sorunu- 1994 krizinden çıkış ile 2001 krizinden kurtuluş arasında en belirgin fark, patronların kötü gün paralarını yurtdışından getirmesi olayıdır. Dışarıda tutulan varlıklar bilinen bir gerçek. 94 krizinden süratle çıkışımızdaki en etkili faktörlerden biri olarak patronların yurtdışından sermaye getirerek şirketlerine koyması gösterilmişti. Şimdi aynı yöntemin önünde bir engel var. Vergi kimlik numarası uygulaması ve yeni yıldan itibaren yürürlüğe girecek olan nereden buldun yasası. Bu yasanın nasıl uygulanması gerektiğini bilemem ancak, Türkiye'nin dışarıdan gelecek sermayeye şiddetle ihtiyaç duyduğu bir gerçek. Bunun bir yolu ve yöntemi bulunmalı.

* Bedeli var- Bir büyük devalüasyon ve faiz şoku yemiş, üstüne bir de talep şokunu yaşamış Türkiye ekonomisi yeniden yapılandırılırken ve kurallar değiştirilirken, geçmişin de dikkate alınması lazım. Yeni dönemde işimiz kolay değil. Hem geçmişte yaptığımız borçları ödememiz, hem de geleceğimizi kazanmamız gerekecek. Bunun için toplumun öncelikle kendisiyle yüzleşmesi, hataları ve sevaplarını ortaya çıkarması, önceliklerini belirlemesi ve kendisiyle barışması gerekir. Bu konuda da yeni bir milat ilan edilmeli.

Aksi taktirde hem yerli şirketler yabancıların olmaya hem de ekonomi küçülmeye devam eder.

Sonuç- "Anahtarı deliğine bakarak yap" Kore Atasözü