AB sömürge valisi gibi!

Dışişleri Bakanı Cem, AB'de sömürge valisi gibi davranan, Türkiye'ye ne yapması gerektiğini öğretmek isteyenlerin varlığının ilişkileri tıkadığını söyledi. Dışişleri Bakanı İsmail Cem, AB kanadının bazı yaklaşımlarının Türkiye'de ağır eleştirilere hedef olduğuna dikkat çekerek, Brüksel'e uyarıcı mesajlar verdi.

Cem, Türkiye-Avrupa Vakfı'nın düzenlediği ''Türkiye ve Avrupa'nın Geleceği'' konulu konferansta konuşmak ve AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Günther Verheugen'le görüşmek üzere dün Brüksel'e gitti. Cem, hareketinden önce Türkiye ile AB arasında son zamanlarda bazı yanlış anlamalar meydana geldiğini belirterek, "Bunları düzeltmek icap ediyor" dedi. Cem, Brüksel'de Türkiye-Avrupa Vakfı'nın düzenlediği konferansta da, bu konuda açıklamalarda bulundu.

TÜRK SİYASİLER HASSAS
Türkiye'nin bazı duygusal yaklaşımlarının sağlıklı olmadığının kabul edilebileceğini, ancak AB'nin de eleştirilecek yanları olduğunu belirten Cem, AB'de ''sömürgeci tavırdan'' ve ''geçmiş yüzyılların büyük güçlerinin sömürge valileri gibi'' davrananların varlığından şikayet etti.

Dışişleri Bakanı, "AB içinde geçmiş yüzyıldaki büyük devletlerin sömürge valisi tavırlarıyla Türkiye'ye ne yapması gerektiğini öğretmek isteyen belli kesimler var. Bu tavırlar Türkiye-AB ilişkilerinin önünü tıkıyor" dedi. Türkiye'de siyasi çevrelerde ve kamuoyunda bazı ''hassaslıklar'' olduğuna da işaret eden Cem, Laeken zirvesinden sonra AB tarafından oluşturulan terör örgütleri listesinde Türkiye'nin isteklerinin yansıtılmamasının yarattığı hayal kırıklığı üzerinde durdu ve Batı Avrupalıların bu konuda çok daha duyarlı olmaları gerektiği mesajı verdi.

DUYGUSALLIĞI BIRAKALIM
Cem, AB ile Türkiye arasındaki ilişkiyi "mantık evliliği"ne de benzeterek, ekonomik, siyasi olarak bunun gerekli olduğunu ifade etti ve şöyle konuştu: "Her kötülük AB'den geliyor ya da her güzel şey AB'den geliyor, yaklaşımları fazla duygusaldır. Onun yerine daha pragmatik olarak ilişki ilerlemedir. Örneğin Kıbrıs konusunda, AB'nin en doğru kararları aldığından emin değiliz. İki farklı toplumu zoraki olarak bir arada tutamayız; ki, Yugoslavya'da bunun olmayacağı anlaşıldı. AB, sadece Kuzey Kıbrıs'a değil, Güney Kıbrıs'a da telkinlerde bulunmalıdır."

Cem, AB'nin Türkiye ile tam üyelik müzakereleri için kesin bir tarih vermesi halinde, Türkiye'nin üyelik kriterlerini daha hızlı tamamlayacağını da vurguladı.

AB: KİMSENİN HAKKI YOK
Cem'den sonra konuşan AB Komisyonu üyesi Michael Barnier ise, Cem'in eleştirilerine şu yanıtı verdi: "Kimse size Koloni Valisi gibi ders verme hakkına sahip değil. Türkiye kendisi gönüllü olarak üye olmak istiyor. O yüzden Kopenhag Kriterleri'ne uymalı. Size yapılanlarla, diğer aday ülkelere yapılan tamamen aynı. Kriterleri gereken süre içerisinde yerine getirirseniz müzakere de başlar."

Haziran'a kadar Kıbrıs'ta kısmi çözüm olursa müzakere başlar!
AB Komiseri Günther Verheugen, dün Cem'le yaptığı görüşmenin ardından, 2002'de Türkiye ile ilişkilerde önemli gelişmeler yaşandığını, tam üyelik müzakerelerinin başlayabilmesi için Haziran'da Sevilla'de, Ekim'de Brüksel ve Aralık'ta Kopenhag'da yapılacak zirve toplantılarının önem taşıdığını belirtti. Verheugen, "Bu yıl sonuna kadar müzakerelerin açılabilmesi için çalışacağız. Bu yönde en iyi gelişme, Haziran'a kadar Kıbrıs'ta kısmi bir çözüme ulaşmak olur. Bu sorunun yarısını çözersek çok iyi olur" dedi. Cem de, Türkiye'nin Sevilla'den somut ve yapıcı mesajlar beklediğini, Kopenhag zirvesine kadar somut adımlar atılarak, bu yıl sonunda müzakerelere başlanması için uğraşıldığını söyledi.

Ahmet YUMRUKAYA