
Derviş mali affa yeşil ışık yaktı
KDV indiriminin 2002'de kesinlikle olmayacağını söyleyen Derviş, vergi barışını sağlamak için stok ve sicil affının gündeme getirileceğini SABAH aracılığıyla kamuyona açıkladı
Ekonomide üretim çarkının yeniden dönmesi ve sanayiciden yükselen "reel sektör için acil önlem" isteği hükümet kanadında ihtiyatla karşılandı. Devlet Bakanı Kemal Derviş, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun üretim için gündeme getirdiği 5 öneriden "birikmiş vergi borçlarına taksit" dışındaki dördüne yeşil ışık yaktı. Maliye Bakanı Sümer Oral ve Sanayi Bakanı Kenan Tanrıkulu, "Program hedeflerine bağlılığı" vurgularken, Devlet Bakanı Tunca Toskay, "Faiz dışı fazla hedefi ile çelişmeyecek mikro önlemler alınabileceği" tezini yineledi.
Derviş: KDV indirimi yok
Bakan Kemal Derviş, bu taleplere kesin ve sert bir açıklama ile şu yanıtı verdi: "2002 yılında KDV veya diğer vergi oranlarında, geçici ve dönemsel bazda dahi olsa, herhangi bir indirim düzenlemesi söz konusu değil. Beklentileri yanlış yönlendirecek ve dolayısıyla da ekonomik dengelerin yerine oturtulması sürecinde gecikmelere neden olabilecek nitelikteki spekülasyonların dikkate alınmamasında yarar bulunuyor. Buna karşın, orta vadeli ekonomik program, 2003'den itibaren, vergi sisteminin rasyonelleştirilmesi, verginin tabana yayılması ve enflasyon muhasebesinin getirilmesi gibi hususları içermek üzere, kapsamlı bir vergi reformunu öngürmektir."
İş dünyasını hayal kırıklığına uğratan açıklamanın ardından Derviş, beyaz sayfa açma hazırlıklarının ilk ipucunu da SABAH'a verdi. Mali affa yeşil ışık yakan Derviş, şu noktaların altını çizdi:
Bankalara Nereden Buldun sorulmasın
* Enflasyon muhasebesi uzun süredir savunduğumuz bir sistem. Bu konuda bir ihtilaf sözkonusu değil. 'Nerden Buldun' konusunda Maliye çalışıyor ama bizim önerimiz şudur: Eğer bankalar bir defaya mahsus olmak üzere ve sermayelerine eklemek şartıyla kaynak yaratırlarsa nerden buldun diye sorulmamalıdır." Stok affı ve sicil affı da yine Maliye'nin çalışma sahasına giriyor.
Enerjide hukuki tartışma sona ersin
* Düşük maliyetli enerji üretimi ve tüketiminin sağlanabilmesi için önce hukuki tartışmaların sonuçlandırılması gerekiyor. Anayasa Mahkemesi'nin bölgesel dağıtım şirketleriyle ilgili verdiği iptal kararı dikkate alınarak gerekli hukuki tartışmalar bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Ayrıca serbest piyasa şartlarına göre Enerji Piyasasının çalışması sağlanmalı ki, ucuz enerji mümkün olsun. Bu konudaki çalışmalar sürüyor.
Öncelikli hedef istihdam yaratmak
* Genç nüfusa sahip bu ülkenin en önemli sorunlarından birisi elbette istihdamdır. Unutulmamalıdır ki, Türkiye çok ağır bir bunalımdan geçti. Öncelikli hedeflerimizden birisi geniş istihdam yaratacak tedbirleri uyguladığımız program çerçevesinde kademe kademe yürürlüğe sokmaktır.
Türkiye'nin 2002 yılı sonunda hedeflediği yüzde 3.1 büyüme bazı çevrelerce eleştiriliyor ama sağlıklı bir değerlendirme için diğer ülke ekonomileri de dikkate alınmalıdır. Dünya konjonktürü içinde Türkiye'nin son dönemde yakaladığı başarı kesinlikle küçümsenmemelidir.
Karşılıklar Kararnamesi yumuşatılıyor
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, bankalar ile reel sektör arasındaki ihtilafların giderilmesi için programı aksatmayacak şekilde Karşılıklar Kararnamesi'nin gevşetilebileceğini savundu. Bu düzenleme ile bankalara batık krediler ile sorunlu krediler arasında insiyatif kullanma, bu krediler için bankaların karşılık ayırma konusunda esnek davranabilmesi gibi bazı kolaylıklar düşünülüyor.
Oral: Elimiz reel sektörün nabzında
Üretimi canlandırmayı istediklerini belirten Maliye Bakanı Sümer Oral, "Amacımız şüphesiz yatırım ve üretim hevesini yeniden yaratabilmek. Ancak kamu dengesini kuramadığımız sürece ekonomide üretim iklimini yaratmamız mümkün olmaz. Tabii ki reel ekonomi ne olursa olsun diyemeyiz. Kamu finansman dengesini bozmadan reel sektörü canlandırmak lazım. Bu nedenle bir elimiz programın, bir elimiz reel sektörün nabzında" diye konuştu. Oral, şöyle devam etti:
"Bankacılık sisteminin sağlıklı yapıya kavuşması şart. Bankacılık sisteminin iyi işlemesi reel sektöre nefes alma kanalları açacak. Yabancı kaynağın da yavaş yavaş gelmesi lazım. Dış kaynağın gelmesi, kamu dengesinin korunmasına bağlı."
ÜRETEN TÜRKİYE İÇİN ÖNERİLER...
Mali Milat'ı tartışıyoruz
* Sanayi Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu: Türkiye'nin, "Büyüme mi, enflasyon mu?" ikilemine itilmemesi lâzım. Ekonominin yönü büyümüye dönmüştür. Büyüme, Haziran ayından itibaren hissedilir biçimde görülecektir. Ancak, hepimiz ihtiyatlıyız. Kimse kazanı devirmek istemiyor. Mali piyasaların sağlıklı yapıya kavuşturulması gerekiyor. Ancak İstanbul Yaklaşmı ve Varlık Yönetim Şirketi konusunda yeterince hızlı yol alınamadı.
Mali Milat'ın yenilenmesi konusu ise küçük büyük bütün üretici kesimden ticaret erbabından bize ulaşıyor. Farklı kitlelerin aynı talebi seslendirmesi, bunun üzerinde durmayı gerektiriyor.
İndirimin faydasını gördük
* Devlet Bakanı Tunca Toskay: Programın bel kemiğini teşkil eden faiz dışı fazla hedefimizi tehlikeye sokmayacak şekilde, bazı sektörlerde canlılık yaratabilmek için vergiye yönelik bazı mikro çözümleri denememiz gerekir. Bunun bir örneğini, geçen yıl ekim ayının son haftası, kasım ve aralık aylarında beyaz eşya ve otomotiv sektöründe yaptık. Otomotiv satışları arttı ve vergi indirimine rağmen bu sektörlerden sağlanan toplam vergi hasılatının da düşmediğini gördük. Güzel bir örnek. Bunun nerelerde uygulanabileceğini, hangi alanlarda olabileceğini araştırmak gerek. Maliye'nin yanı sıra Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıkları, hatta sivil toplum örgütleri ile bir araya gelerek, ekonomideki durgunluktan çıkışı, yani büyüme hedefini gerçekleştirmek ve mikro çözümler üretmek bakımından, bir araya geleceğiz.
Servetin hesabı sorulmasın
* TÜRMOB Başkanı Mustafa Özyürek: Her gün mükellefle, piyasa ile iç içeyiz. Kan gövdeyi götürüyor. KDV başta olmak üzere vasıtalı vergilerde indirim kaçınılmaz. "Gelir kaybı olur" deniyor. Oysa, satılmayan malın KDV'si de, devlet için geliri de olmaz. KDV tahsilatında olumsuz işaretler alınıyor.
Mali Milat konusunda, mükellefleri istim üstünde tutmak doğru değil. İnsanlar tereddüt içinde kalıyor. "Mali Milat yenilenecek, merak etmeyin" deniliyor ama ne yapılacağı söylenmiyor. Ciddi bir vergi reformu yapılacaksa geriye yönelik hesap sormama garantisi verilmedir. Üstelik bu garanti yasal güvenceye bağlanmalıdır. Herkes, ne serveti varsa beyan etsin. Hesap sorulmasın. 2003'ten sonra yani beyan tarihinden sonraki servet artışları için vergisi ödenmiş mi diye araştırma yapılabilsin.
Şamil TAYYAR - Okan MÜDERRİSOĞLU
|