kapat
23.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Kıyamet gününden sağ kurtuldum

7 Mart 1983: Zonguldak Armutçuk'daki maden ocaklarında grizu patlaması oldu. 103 işçi öldü. Aradan 19 yıl geçti ama sağ kalanlar o günü unutamıyor...

Bundan iki hafta önce, 7 Mart Perşembe günü, Zonguldak'a bağlı Armutçuk beldesinde sessiz sedasız, hazin bir tören yapıldı ve 19 yıl önce grizu patlaması sonucu ölen 103 işçi anıldı. Törene katılanların çoğu o acılı günün canlı şahitleriydi. Ya vardiyaları uymadığı ya da tesadüf eseri yeşile çalan o alev topundan kurtulmuşlardı.

Takvim 7 Mart 1983'ü, saat 17:45'i gösterirken Armutçuk halkının yıllar sonra bile 'Kıyamet Günüydü' dediği dakikalar yaşanmaya başlıyordu. Maden ocağında grizu patlamıştı. Yerin 400 metre altında müthiş bir panik yaşanıyordu. Dışarıda ise sirenler çalıyor; "Allah'ını seven ocaklara insin" anonsu yeri göğü kaplıyordu. Madenciler bu kez arkadaşlarının ölü bedenlerini sırtlıyordu.

TEK BEN KURTULDUM
Sadece bir kişi canlı kalmıştı kıyamet günü: Ahmet Bayram. Bugün 48 yaşında. Babası maden işçisiymiş, dedesi de. Kendisi 23 yıldır ocaklarda çalışıyor. Peki ya oğlu? "Allah korusun" diyor Bayram, "Onun kaderi bizimki gibi olmasın diye madende çalışıyorum. Oğlum metal öğretmeni olacak ve yerin üstünde çalışacak!"

Söze, "Bir tek ben kurtuldum" diye başlayan Bayram o günleri anlatıyor... Saat 16:00'da asansörlere binip yerin altına inerken, sabahki vardiyadaki arkadaşları da yeryüzüne çıkıyordu. Bayram yerin 400 metre altında motor garajında çalışmaya başlamıştı. Ve son motorun radyotörünü değiştiriyordu ki: "Birden bir tuhaflık sezdim. Bir uğultu etrafı kaplıyordu. Galeriye adım attığım anda, allı yeşilli bir alev topunun üzerime geldiğini gördüm. Donup kalmıştım. Ve o top beni yakarak bir kenara fırlattı. Sonra... Hiçbir şey hatırlamıyorum. Tek hatırladığım o müthiş acı. Yüzüm, kulaklarım, kollarım, vücudumun büyük bir bölümü yanmıştı. Hastanede aynı vardiyadaki 60 arkadaşımın öldüğünü öğrendim. Acıdan ağlayamadım bile..."

Bayram tam 7 ay 10 gün hastanede kalımıştı. Öldü gözüyle bakılan Bayram bir mucize eseri hayattaydı. Vücudunda o günün izlerini hala taşıyor ve 19 yıldır yaşadığı her gün için Allah'a şükrediyor.

O sabah canım hiç çalışmak istemedi
Ali Yıldız ise tesadüfen hayatta kalanlardan: "3 aylık raporum bitmişti. Ama işe gitmek hiç istemiyordum. Doktora söyledim. 'Olmaz' dedi: 'Bugün git, sonraki iki gün gitmezsin.' Doktorun bugün işe git dediği tarih 7 Mart'tı ve ben birinci vardiyada görevliydim!"

İş saati gelip çatmıştı. Ama o bir kahveye oturup çay söyledi... Henüz birkaç saat geçmişti ki tüm kasabada grizu patladı sözüyle çalkalanıyordu: "Kahveden çıktım. İnsanlar koşuşturuyordu. Birden babamı gördüm. Ona seslendim. Beni görünce 'Sen işe gitmedin mi' dedi. Korkarak, 'Gitmedim' dedim. Bana 'Hayatında ilk defa doğru bir iş yapmışsın' dedi. Sonra birlikte hemen madene koştuk..."

Allah bir daha göstermesin
24 yıllık maden işçisi Fevzi Gümüş arkadaşlarını kurtarmak için madene koşmuştu. Ancak Gümüş birkaç saat önce çalıştığı galerinin mezarlığa döndüğünü görünce şok olmuştu: "Kendimi tutmam gerekiyordu ama gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Yaralıları; bulabilirsek sedyeye, bulamazsak sırtımıza alıp asansöre taşıyorduk. Zehirlenenlerin ayaklarının altını kesiyordum, zehirli kan aksın diye. Sabahın ilk saatlerine kadar birçok yaralıyı dışarı çıkartık. Söyleyebileceğim tek şey var: Allah bir daha öyle bir gün yaşatmasın!"

Bülent GÜNAL



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır