|
|
Fatih Akyel bitirdi
Fatih Akyel'i F.Bahçe'ye kim aldıysa tebrik ediyorum. Fatih dün gece ilk 20 dakikada F.Bahçe'ye sürat getirdi; toplu veya topsuz oyunda hep o vardı. Topu aldığında Serhat'ı oyuna sokması, sağ kanada müthiş bir hareket getirdi. Bir de Hakan Ünsal'ı alsaydık...
F.Bahçe'nin erken bulduğu gol hem oyuncular üzerinde, hem de seyircilerde büyük bir rahatlama sağladı. Rizesporlular aleyhlerine verilen penaltı kararına çok itiraz ettiler. Belki hakem ağır karar vermiş olabilir. Ki, aynı hakem, 2. yarıda F.Bahçe'nin mutlak bir penaltısını vermedi. Ama benim anlayamadığım, penaltı atılıp, gol olduktan sonra, Nicolas'ın hâlâ hakeme hem itiraz edip, hem de alaycı bir tavırla alkışlaması. Çünkü bu hareketin sonucunda Rize takımı 10 kişi kalıyor. Maçın kaderi de zaten burada çizilmiş oluyor.
Simao beni şaşırttı
Rize 10 kişi kaldıktan sonra F.Bahçe'nin daha rahat oynamasını beklerdim. Çünkü rakibin sayısal olarak eksilmiş, sen toplara daha kolay sahip oluyorsun. Futbolda bir kanun vardır; topu ayağına alan oyuncu, güçlü olur. Çünkü idarenin kendisinde olduğunu bilir. Fakat dün, Simao'ya şaşırdım. Toplarla buluştuğunda, bir Brezilyalı'ya yakışmayan top kayıpları yaptı. Tabii bu da F.Bahçe'nin oyununu olumsuz etkiledi.
Ümit Özat'ın da boş oynamasına rağmen, buluştuğu topları rakibe atmasına şaşmamak elde değil. Benim futbol anlayışıma göre, futbolcu hareketli oynadığı zaman, marke edilmesi imkansızlaşır. Tabii Andersson Efendi gibi oynarsan, rakibine yardım eder, oynadığın, sahada kaldığın halde takımını eksik bırakırsın. Senin yanında oynayan Rapajç, Revivo gibi adamlardan gelen müsait topları ezerek kullanamazsan kendi kendini marke etmiş olursun.
F.Bahçe ilk 20 dakikada oynadığı süratli oyunla kazanarak şampiyonluk yolunda 3 puanı daha hanesine kattı ve rakiplerinin maçlarını beklemeye geçti.
|
|
|
|