|
|
 |
İlhan Selçuk
İlhan Selçuk ile önceki gün yarım saati aşan bir telefon konuşması yapmıştık... Medya üzerine... Türkiye sorunları üzerine... Dünya üzerine.
Dün sabah Selçuk'a dedik ki:
- Güzel bir sohbetti.
- Evet Yavuz... Bence de öyle... Her şeyden bahsettik.
- Konuştuklarımızı, başkanlarının da bilmesinde ne sakınca var?
- Sen bilirsin... İstersen yaz... Kimseyi çekiştirmedik... Gizli saklı bir şey söylemedik.
***
- Yavuz, siyasete yaklaşımımı biliyorsun... Sen de siyaset yazıyorsun... Siyasete atılmak gibi, bir partinin başına geçmek gibi arzum, hırsım, düşüncem hiç olmadı... Olması için bir neden de yok... Bizler, gazeteciyiz... Ayrıca... Ben şahsen kendi sınırlarımı çok iyi bilirim.
***
Biliyorum tabii... Ayrıca... Bir konudaki aşırı hassasiyetinizi de çok iyi biliyorum... Emaneti yaşatma gayretinizi... Cumhuriyet'i.
- Yavuz... Burada bir ayrıntıya dikkatini çekebilir miyim?
- Tabii.
- Sen "Cumhuriyet'i yaşatmak" dedin.
- Evet...
- Bunu, istersen, şöyle ifade edelim... Cumhuriyet Gazetesi zaten yaşıyor... Yaşatmak yerine "geleceğini oluşturmak" diyelim.
- Doğru... Yarınını sağlam bir altyapıya oturtmak.
- Evet... Aynen... Gazetenin geleceğini kurumlaştırmak.
***
- Yavuz, bu gazete bizim değil... Okuyucuların... Halkın... Benim şu anda bütün uğraşım, gazeteyi, gelecek nesillere sağlam şekilde bırakabilmek... Arkadaşlarımla buna çalışıyoruz.
***
- Yavuz... Sana bu anlattıklarımı Sayın Dinç Bilgin çok iyi biliyor... Sayın Aydın Doğan da... İkisiyle de konuştum... Projemize katkıda bulunacaklarını söylediler... Desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
***
- Nedir proje?
- Gazeteyi, yeniden yapılandırma projesi... Halka, okurlara açılma.
- Nasıl olacak?
- Sayın Cumhurbaşkanı'na, Sayın Başbakan'a, Sayın Başbakan Yardımcılarına anlattım.
- Bize de anlatın.
- Sermaye Piyasası Kurulu'ndan onay alındı... Herşey SPK'nın şemsiyesi ve denetimi altında yürüyor... On milyon dolarlık hisse senedi çıkarıyor ve halka, okurlarımıza açılıyoruz.
- Sonuç?
- Hisse senetlerinin bir bölümünü sattık.
- Gerisi?
- Çalışanların katıldığı 256 ortaklı bir şirketiz... On milyon dolarlık hissenin yedi milyonu yakında piyasaya sürülecek.
***
- Yavuz... Bu bir deneme... İlk kez deneniyor... Diyeceksin ki "kardeşim olur mu, yapabilecek misiniz?" Sormakta haklısın... Patronsuz şirket... Oluyor gibi... Güzel bir ders... Benim kavgam bu.
***
- Yavuz, birbirimize girmenin anlamı yok... Şurada kaç kişiyiz?.. Yıllardır Babıali'deyiz.... Bizim yokuşun yetiştirdiği insanlarız... Kavga başka yerde...
***
- Yavuz, son gelişmeleri dün konuşmuştuk... Baksana... Avrupa bizimle ilgili soykırım kararı alıyor... Şimdi ulusal dayanışmaya ihtiyacımız yok mu?.. Herkes kol kola girip, bunun kavgasını vermemiz gerekmiyor mu?
***
- Yazılıp çizilenlere bakıyorum... Tartışmaları izliyorum... Yavuz bu problemler leblebi çekirdek... Asıl problem farklı... Varoluşumuzun tartışıldığı bir dünyada yaşıyoruz... Ülkemizin geleceği sözkonusu... Bence bunları konuşalım.
***
- Yavuz... Bütün samimiyetimle söylüyorum... Kimseye kırgınlığım yok... Kindarlık diye bir şey bilmem... Babıali'de herkes benim dostum, arkadaşım, kardeşim.
***
- Yavuz... Madem ki bu sohbeti yazmayı düşünüyorsun... İstersen şöyle bir çağrı yapalım... İkimiz birden yapalım... Ey sevgili meslektaşlarımız... Gelin, birbirimizi hırpalamayı bırakalım da, Türkiye üzerine oynanmak istenen oyunlara bakalım.
|
|
|
|
