kapat
02.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Ya ruhumuzdaki depremler..

Depremler mi daha tehlikeli, yoksa "Deprem programları yapmaya meraklı televizyonların insanlarımızın ruhlarında yarattığı depremler mi" diye ciddi ciddi düşündüm, Perşembe akşamı, televizyonlarda haberleri izlerken..

Bu ülkede durmadan, bıkmadan, usanmadan deprem uzmanları konuşuyor.. Ruh doktorlarının konuşma zamanı gelmedi mi?..

Yani, ben bu ülkenin diktatörü olsam, deprem üzerine haber, program her ne ise hepsini yasaklarım..

Yahu 4 şiddetinde bir depremin televizyonlarda nerdeyse saatler süren ana haber olduğu bir başka paranoyak ülke var mı dünyada..

Yetmez mi yahu, Türk insanını ruh hastası ettiğiniz..

İki sene evvel bıkmadan usanmadan gösterdiğiniz deprem sonrası facia görüntüleri yüzünden kaç kişi öldü biliyor musunuz?.. Daha sonraki depremlerin istatistiklerine bakın.. Çöken binanın altında kalan birse, kalp krizinden ölen 2, kendini pencereden, balkondan, terastan atıp ölen 5!..

Neden?.. Çünkü herkesin kafasında o görüntüler öyle çakılı ki, en ufak sarsıntı, panik yaratıyor..

Her sarsıntıda, haber dahi olmayacak minnacık sarsıntıda televizyonlar için gün doğuyor sanki.. Ayni adamlara bağlanıyor, ayni adamları stüdyoya getiriyor, ayni yanıtları alıyorlar, ama akıllanmıyorlar..

İlle korku, ille panik, ille dehşet yaratacaklar.. Öyle olunca haber reyting yapıyor çünkü..

Öncü mü?.. Ölüyorlar biri "Öncü" dese de, onlar da tavsiye etseler.. "Bu gece sokakta yatın" desinler ki, ertesi akşam da parklardaki çadır görüntüleri ile haberleri kurtarsınlar..

Deprem üstadının "Korkmayın.. Bir şey olmaz" diyemeyeceğini adları gibi biliyorlar.. Adam bu sorumluluğu alır mı?. Dese de, ya maazallah deprem olsa, dünyayı o üstadın başına yıkmazlar mı?.

Adamın "Olur" demeye de, bilgisi ve vicdanı elvermiyor.. O zaman yanıt "Havet!.."

Yani benim meşhur lafım, Hayır da, Evet!..

Her deprem gecesi, "Havet" diyen yığınla uzman.. Halkın beyninde yığınla şüphe.. Huzurlar kaçıyor, keyifler kaçıyor, paranoya yeniden başlıyor..

Yeter yahu.. Yeter artık.. Yeter be..

Öleceksek adam gibi bir defa da ölelim.. Yeter.. Her depremde azar azar ölmekten iyidir.. Ruh sağlığı kalmadı millette yahu..

***
Bakın sevgili okurlar..

Fayların hafızası yoktur.. Yani faylar her bilmem kaç yılda bir kırılmazlar..

Fayların benzerliği de yoktur. Yani filan fay, falan faya benzer. Filan kırıldı, o zaman falan da kırılır.. Öyle bir şey de yok..

Bu yüzden faylar, hatta hava kadar dahi tahmine gelmez.. Ne zaman kırılacakların hakkında bilimsel bir tahmin söz konusu değildir.

Bu dediklerim gerçeğin ta kendisi.. Kanıtı da, hepsi de bilim adamı olan bizim uzmanların herbirinin bambaşka şeyler söylemesi..

"Allah bilir" demeyi bilimsel unvanlarına yediremedikleri için, bilimin hiç bilmediği bir konuda, kendilerine keramet atfedip açıklama yapıyorlar. Açıkladıkları da "Havet" ya, o da ayrı..

Depremin ne zaman, nasıl ve kaç büyüklüğünde olacağını bugünün bilimsel durumu içinde sadece Allah biliyor.. Sadece Allah..

Gerisi boş laf..

Haa.. Depreme karşı hazırlıklı olmak gerekmez mi?.. Gerekir.. Önce keçini sağlam kazığa bağlayıp, sonra Allah'a dua edeceksin..

Bunları söylemek için de, ille deprem olması beklenmez. devlete düşen görevler için medya sıkıştırmalı. Bireye düşen görevler için de, medya öğretmeli.. Medya işte bu.. Yoksa millete kabuslar gördüren, ruh hastası yapan haber programları düzenleyip, "Havet"ten başka bir şey söylemeyen uzmanlara "Öncü mü?.. Öcü mü" diye zoraki dehşet soruları sormak değil..

Yetti.. Bıktık sizden, deprem kumkumaları!.

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar
Abuzittinciğim, Geçmişler olsun kardeşim.. Gene 4.8'le sallanmışsınız. Allah 8.4'lerden korusun! Korusun da acaba daha ne kadar zaman koruyacak? Zira, hala "laklak"la vakit geçiriyoruz.. Bilebildiğim kadarıyla ciddi alınmış tek bi önlem yok. ATV de Murat Birsel, aklımdan geçeni, Deprem Dede'ye sordu. Adamcağız ne desin: "..devlet çok önem veriyor..Yavaş yavaş da olsa önlemler almaya çalışıyor!" Öncü mü, Öcü mü, dayanmış, "Ben kapıdayım¥" diyor.. Devlet de "Yavaş yavaş" önlem almaya çalışıyor!. Acaba, "Acele işe şeytan karışır" diye mi ağırdan alıyorlar? Hayır iyi de bu defa Azrail işe karışacak.. Hem de ne karışma..

Bazı işlerde de maşallah çok aceleciler.. Şeytanı meytanı düşündükleri yok.. Gelsin 2002 model arabalar, pırıl pırıl lojmanlar, eski binalara yepyeni masalar, koltuklar, abajurlar, aynalar, halılar.. TRT'2 de Nazmi Kal'ın ekonomi programında izledim: Bi devlet bankasının tuvaletlerini yenilemek için 2 trilyon harcanmış! Bankasının tuvaletlerini yenilemeyi düşünen devlet İstanbul'un ilk zelzeleyle yerlebir olacak binalarını yenilemeyi aklından geçirmiyor!? Diyeceksin ki "İstanbul'da çökmeye hazır 700 bin bina varmış.. Devlet n'apsın?" İyi.. O halde bankalara tuvalet yapsın! Rahmetli Prof. Barka demişti ki: "İstanbul'da çürük binaların yerine, sağlam zemine sağlam binalar inşa edilmedikçe felaket önlenemez.. Bir plan çerçevesinde, beş yılda, 7.5 milyon insan buralara nakledilebilir. İşin mali portesi 15 milyar dolar civarındadır." Masanın altına girip ana rahmindeki çocuk şeklini almakla depremden kurtulunmaz. Önce sağlam zeminde sağlam bina gerek! Prof. Barka'nın dediği planı devreye sokmalıyız.. 15 milyar dolar ne ki? Biz Ayaş tüneline 1 katrilyonu gömmüş adamlarız! Geçenlerde başka bi profesör (Naci Görür) "TÜBİTAK'ın ciddi çalışmaları var.. İstanbul'da tsunami dahi olabilir (1509 da olmuş). Yetkililer derhal harekete geçmeli, gerekli önlemleri hemen almalı" dediydi.

Şu tuvaletlerin yenilenmesi bitsin elbette ilgilenip gerekli tedbirleri alırlar. Ama yukarda Allah var kardeşim.. Devlet babamızın yaptığı veya yapmayı planladığı iyi işleri de görmezlikten gelmemeliyiz. Mesela yeteri kadar ceset torbası hazırlanıp stoklanmış. Sonra deprem sonrası, insanların kullanması için her mahalleye bi konteynır konulması planlanmış. Bu konteynırların içinde her türlü araç gereç bulunacakmış, diş fıçası bile. Herhalde ayakkabı boyası da koyarlar..

Konteynır diyip geçme kardeşim: Düşünebiliyor musun zelzeleden sonra, nasılsa hayatta kalmış bi İstanbul'lu.. Dişlerini fırçalamadığından ağzı kokuyor üstelik papuçları da boyasız! Ne feci bi manzara.. Münasip yerlerinden öperim Abuzittinciğim. Kardeşin Güneş

Aslan Terbiyecisi
Bayıldım. Hakan Ertunk'un yolladığı şakaya bayıldım.. Siz de bayılacaksınız..

Soru:

Çeşitli dillerde "Aslan terbiyecisi" nasıl söylenir?

Yanıtlar:

LionfTrainer (İngilizce)

Addestratore delfleone (İtalyanca)

Löwekursleiter (Almanca)

Entraineur deflion (Fransızca)

Instrutor dofleao (Portekizce)

Amaestrador del leonf(İspanyolca)

Fenerbahçe (Türkçe)

Korkut Eken!..
Bir kahramanı dün hapse yolladık.. Bir ulusal kahraman, aslında ulusal güvenlik madalyası alması gereken bir kahraman, şimdi, entel medyamızın yarattığı umumi arzu havası içinde hapse giriyor..

Suçu, bu ülke için, hayatını ortaya atarak savaşmak..

Asıl büyük kahramanlığı, hala ağzını açıp tek kelime etmeyişi..

Korkut Eken, hani o bayıla bayıla izlediğimiz Görevimiz Tehlike takımı var ya.. Onlardan biri.. Ölümü göze alacak.. Ama başı derde girerse, ağzını açmayacak. Görev ve verenler hakkında tek kelime etmeden kadere razı olacak..

Amerikan ajanlarını alkışla izler, kendi kahramanımızı hapse yollarız..

Peki Türkiye'nin dertleri, sorunları, düşmanları bitti mi?..

O zaman, yeni Korkutlara görev düşerse, adam bulabilir misiniz?..

Yok canım..

Eroin mafyasını yasal yollarla yakalar, mahkum eder, onların bu ülke gençliğini zehirleyerek temin ettikleri paralarla, dağdaki teröristlere silah almalarını da önlersiniz. Çünkü yasal yollarla silah kaçakçıları, ölüm tüccarlarını da durdurmak mümkündür, dünyada..

Ülkeme bakın..

Tüm mafya babaları dışarda.. Yakalansalar da dışarda.. Mahkum olsalar bile ellerini kollarını sallayarak yurt dışına gidiyorlar..

Korkut Ekenler de içerde..

Entellerimiz, sentellerimiz ve gentellerimiz kına yaksınlar!..

BİZİM DUVAR
Bu yıl kurban satışları azalmış. Demek ki asıl bu sene KURBAN Bayramı. Hakan&Utku

TEBESSÜM
Elma diskoya neden gitmiş? Cevap: Kurtlarını dökmek için.

SEVDİĞİM LAFLAR
Karanlıktan korkan çocuk ve aydınlıktan korkan yetişkin. Acaba hangisi daha aptaldır?

M. Freehill



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır