Avrupa Birliği yolu uzun ve zahmetli olacak. Bize "lânet olsun, istemiyoruz" dedirtmek için her şeyi yapacaklar.
Avrupa Parlamentosu, Ermeni soykırımı ile ilgili iddiaların yer aldığı karar tasarısını ezici bir çoğunlukla kabul etti.
Evet kararın bir yaptırım gücü olmayabilir.
Fakat parlamentonun tavrı "Boşuna uğraşmayın, aramızda yeriniz yok" anlamına gelmiyor mu?
Bereket Türkiye, pire için yorgan yakan bir muz cumhuriyeti değildir. Biz AB'ye girmek istiyoruz ama üyeliğin şartı olan Avrupa kalitelerini, kendimizi Avrupa'ya beğendirmek için değil hayatımızı geliştirmek için istiyoruz.
AB üyesi olmasak da çağdaş uygarlık hedefini feda edecek değiliz.
Kaldı ki Türkiye'nin feda edilemez olduğunu bir gün onlar da göreceklerdir. Yeter ki sağduyumuzu kaybetmeyelim ve milliyetçi öfke ile kendimize zarar vermeyelim..
Ermeni iddiaları konusunda daha çok çalışmaya ve dikkatli olmaya ihtiyacımız var.
Meselâ deniyor ki "Türkiye soykırımı kabul etsin, sorumluluğu Osmanlı'ya atsın, bu tartışmayı bitirsin.."
Hayır bu bencillik ve vicdansızlık olur.
Soykırım iddialarına, temelden yalan olduğu için direnmeliyiz.
Atalarımıza bu günün rahatı için işlemedikleri bir suçu yüklemek bizi tarihi tahrif etme suçunda Ermenilerden daha beter bir seviyesizliğe iter.
Ünlü tarihçi Jastin McCarthy şöyle diyor:
"Olay, savaşta düşmanla işbirliği yapan Doğu'daki Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutulmasıdır. Soykırım olsaydı, tehcir edilenlerin üçte ikisi Lübnan'a ulaşamazdı. Ayrıca ülkenin diğer bölgelerindeki, örneğin İstanbul ve İzmir'deki Ermenilerden hiç birine en küçük bir zarar gelmemiştir.."
Avrupa Parlamentosu'nun kararında şöyle bir öneri yer alıyor:
"Ermeni soykırımını inceleyecek uluslararası bir tarihçiler komisyonu oluşturulabilir.."
Türkiye hemen bu önerinin hayata geçirilmesini istemelidir. Baskı ve propaganda yoluyla siyasi zeminlerde tarih yazmayı başaran Ermeniler asla bilimin bu meseleye el koymasını istemeyeceklerdir.
O zaman gerçeğin ortaya çıkmasına kim engel oluyor; dünya görecektir.
Türkiye bu fırsatı heba etmemelidir.
Siyasetin dışarda da ahlâkı yok, ama bilimin namusuna güvenebiliriz.
PKK'ya yönelik yeni ve daha kapsamlı bir pişmanlık yasası hazırlanıyor.
Yeni yasadan örgütün lider kadrosu veya askeri kanadında bulunanlarla silâhlı eylemlere katılanlar da yararlanacak.
PKK'da büyük bir çözülme yaratabileceği düşüncesiyle böyle bir yasanın çıkarılması uzun zamandan beri öneriliyordu.
Taslak, örgütün çözülmesine katkıda bulunacak bilgileri veren örgüt elemanlarının ceza indiriminden yararlanmasını öngörüyor.
Peki böyle bir bilgiye sahip olmadıkları halde teslim olanlar ceza indiriminden yararlanmayacak mı?
Bu sorunun cevabı açık değil.
Hedeflenen amacı kolaylaştırmak için bu boşluğun doldurulması yararlı olacaktır.
Teslim olmak, başlı başına bir ceza indirimi sebebi sayılmalı, örgütü çözmeye yönelik bilginin değeri, ek indirim sağlamalıdır.
PKK'nın sonunu hızlandıran adımlarda cesur ve cömert olmak lâzım.
