Başbakan Bülent Ecevit, idam cezasının kaldırılması konusunu "şimdilik" kaydıyla rafa kaldırarak koalisyonda olası bir krizin önüne geçti. Ancak sıkıntı bununla da bitmiyor. Bu kez de Kürtçe yayın ve eğitim tartışması başlıyor.

Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, "Bu kez treni kaçırmayalım bir an önce üyelik müzakerelerinin önünü açabilmek için, bir an önce siyasi kriterleri yerine getirelim" diye bastırdıkça MHP tutumunu sertleştiriyor.

Geçen yıl, AB'nin verdiği yol haritası doğrultusunda hazırlanan ulusal programda tartışmalı konuların koalisyonda kriz yaratmaması için örtülü ifadelerle geçiştirilmiş olmasının sıkıntısı şimdi yaşanıyor.

MHP, "ulusal programda yer alan taahhütlerin yerine getirilmesine taraftarız. Ancak ulusal programda açıkça ifade edilmemiş ve dolayısıyla bizim taahhüdümüz olmayan hiçbir şeyi, bunlar katılım ortaklığı belgesinde yer alıyor olsa dahi kabul edemeyiz" noktasında diretiyor.

Katılım ortaklığı belgesinde net bir biçimde yer almış olmasına karşın ulusal programda örtülü ifadelerle geçiştirilen, anadilde yayın ve kültürel hakların geliştirilmesine yönelik olarak bireysel hak olarak ana dilde öğrenim (eğitim değil) konuları şimdi idam kadar olmasa da koalisyon içinde ciddi bir gerilim konusu olmuş durumda.

Kısa vadeli kriterlerin yerine getirilmesi süresi 19 Mart'ta doluyor. Hükümet 19 Mart'a kadar en azından ulusal programda yer alan taahhütleri yerine getirebilmek için hazırlık yapıyor. Ancak çok zor. Çünkü bunun için basın yasası, RTÜK yasası, polis ve jandarmanın görev yetkilerine ilişkin kritik yasalar başta olmak üzere 7-8 önemli yasada değişiklik yapmak gerekiyor. Bu süre içinde söz konusu yasaları Meclis'ten geçirebilmek mümkün değil. Zaman kısıtını aşmak için Başbakanlığın bulduğu formül, bütün düzenlemeleri tek yasada toplamak. 10-12 maddelik bir demokrasi reform paketiyle sorunu aşmak.

BAHÇELİ'Yİ İKNA UMUDU
Buna MHP'nin de itirazı yok. Ancak can alıcı sorun, Kürtçe yayın ve öğrenim. MHP'nin bu konuya yaklaşımı da idamdan farksız. Konu henüz hükümet düzeyinde veya koalisyon liderleri zirvesinde ele alınıp tartışılmış değil ancak MHP'nin tutumu belli. Bu tür düzenlemelerin bölücü örgütün amaçlarına hizmet edeceği kaygısını taşıyan MHP "Kürtçe TV yayınlarına izin verilmesi, Kürtçe öğrenime kapı aralanması bizim için kabul edilemez" görüşünde.

Dün konuştuğumuz bir MHP kurmayı bu konuda şunları söylüyor:

"Bölücübaşını kurtarmaya dönük olarak idam cezası ile ilgili bir düzenlemeyi artık tartışmayız bile. Kürtçe yayın ve öğrenimi serbest bırakma yönündeki düzenlemelere de prensip olarak karşıyız. Ancak bunlar yine de tartışılabilir. Türkiye'nin uzun vadeli stratejik çıkarlarının bu serbestiden geçeceği, bu düzenlemelerin ülke bütünlüğüne hiçbir zararı olmayacağı konusunda bizi ikna edebilirler mi? Tartışırız, ama bunlar öyle bugünden yarına olacak işler değil. Bu konularda eğer illa da adım atılacaksa ince eleyip sık dokumak, esaslarını şartlarını iyi belirlemek gerekir. Bunları hemen yapmamız gerekiyor diye bizim üstümüze baskı kurulmaya kalkılırsa Türkiye'de daha büyük sıkıntılar doğabilir..."

Evet MHP kurmayının son cümlesi kritik. Zaten Başbakan Bülent Ecevit'i korkutan, idam konusunu buzdolabına kaldırma kararını aldırtan da bu kaygı. Koalisyonda bu nedenle kriz çıkmasını önleme gayreti.

Fakat Ecevit'in en azından Kürtçe yayın ve öğrenim serbestisi konusunda Bahçeli'yi ikna umudu hala devam ediyor.

Muhtemelen önümüzdeki hafta bu konuda bir liderler zirvesi yapılacak. Konular enine boyuna tartışılacak ve mini demokrasi reformu paketinde Kürtçe yayın serbestisinin de yer almasına çalışılacak.