
Bir fırtına koptu ve Koç'un hayatı değişti
Koç 'un 75 yıllık öyküsü bir kitapta toplandı. Kitap, adeta Türk sanayinin tarihi
KOÇ Topluluğu'nun 75 yıllık öyküsünün toplandığı kitap, Türkiye Cumhuriyeti'nin sanayi alanındaki "ilk"lerinin bir özeti gibi. İlk yerli çamaşır makinesi, ilk yerli traktör, ilk yerli otomobil... Ve nicesi. Türkiye geliştikçe Koç da büyür. Koç başarılı oldukça, Türkiye de kazanır. 1917 yılında Ankara'da küçük bir bakkal dükkanıyla başlayan ve Türkiye'nin en büyük holdingine varan bu yolculuk, birbirinden ilginç anekdotla anlatılıyor kitapta. Onlardan biri de Koç'un şansını döndüren olay.
Cumhuriyetin ilk yıllarıdır. Bozkırda yeni bir başkent inşa edilmeye başlanır. İşe ticaretle başlayan Vehbi Koç, başkentin gereksinimlerini hemen görür ve süratle yapı malzemesi işine girer. Çeşitli malzemelerin yanısıra bir parti de Marsilya kiremiti getirir ve dükkana koyar. Ama babasından "Ankara'da bunları satamazsın" diye azarı da işitir.
Devamını anılarında Vehbi Koç şöyle anlatıyor: "Kiremitlere bağladığım sermaye hakikaten aylarca dondu kaldı. Fakat bir gün Ankara'da müthiş bir fırtına koptu. Birçok bina gibi Millet Meclisi'nin damındaki kiremitler de paramparça oldu. O zamanlar Meclis'in idare müdürü olan Rüştü Bey mağazaya geldi. Dükkandaki Marsilya kiremitlerini görünce şaşırdı kaldı ve hepsini alıp gitti."
İLK OTOMOBİLLERİ CAMYÜNÜNDENDİ
1950'lerden itibaren Vehbi Koç'un hayalinde tek şey vardır. Ülkede otomotiv sektörünün temelini atmak ve yerli bir araba üretmek. 1963'de İzmir Fuarı'nda İsrail pavyonunu gezen Bernar Nahum ve Rahmi Koç'un "fiberglass" ile yapılmış bir araba ilgilerini çeker. Hemen kollar sıvanır. Sac ile araba kalıbı yapmak o sıralar pahalı olduğu için, camyününden araba yapmak çok daha ekonomiktir. Böylece Ankara'da Ford acenteliği ile başlayan Koç-Ford işbirliğinin sonucunda 1966'da ilk yerli araba "Anadol" üretilir ve 26 bin 800 liradan satışa sunulur.
Mine ŞENOCAKLI
|