kapat
03.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Barka'nın ardından

"Uyan artık hoca" diye seslenmiştim, Prof. Aykut Barka hastanede yatarken...

Bizim dualarımız kabul olsaydı, Türkiye cennet gibi ülke olurdu.

Çok değerli bilimadamlarımızdan birini kaybettik. İçimden ve samimiyetle üzüldüm.

Sade ailesine değil, Türkiye'ye başsağlığı dilerim.

Aklımdan geçen kuşkuyu da yazmazsam hem kendime hem hocaya kalleşlik yapmış olurum.

Aykut Barka bir trafik kazası geçiriyor. Bu kazada, emniyet kemeri şah damarını zedeliyor.

Şah damarından oluşan bir pıhtı da beyin damarlarına gidip tıkanmaya neden oluyor.

Kaza Aralık ayında oluyor. Ama Barka, hastaneye 6 Ocak'ta götürülüyor. Burada bir gecikme meydana gelmişse, ihmal sözkonusudur.

Ayrıca, 6 Ocak'ta hastaneye gelen Barka, neden 10 Ocak'ta ameliyata alınıyor; bunun da bir açıklaması olması gerekmez mi?

Bir başka nokta daha var:

Ameliyat nasıl geçti, neden ameliyattan sonra hasta hiç uyanamadı?

Bu tür açıklamaların aslında her hastalıktan sonra istenmeden yapılması gerekir ama özellikle çok değerli bir bilimadamı ve şahsiyet hayatını kaybetmişse, bunu doktorlarımızdan beklemek kamuoyunun hakkı olsa gerektir.

Doktorlarımıza büyük güven besliyoruz.

Soru sormak, güvensizlikle ilgili değil, kaybedilen hastaya verilen değerle ilgilidir.

Bu ciddi ameliyatı geçiren bir doktor da, Barka'nın durumuna düşebilirdi ve biz aynı soruları yine sorardık...

Medeniyeti gerçekten istiyorsak, "Barka, yer bilimciydi. Yerin altını çok merak ederdi. Tanrı da onu erkenden yerin altına aldı. Barka'yı çok merak ettiği toprak çekti" türünden bir tevekkül ve kadercilik ile yetinemeyiz!

Lara'yı rahat bırakın
Geçen hafta yazdım. Ama sakalımız yok ki dinlesinler...

Basında hala intihar eden çocukla ilgili, röportajlar haberler yayınlıyorlar.

Güya annesi ile babası konuşmuşlar:

Ölen bir evladın arkasından ne anlatacaklar, neyi antlatacaklar da, kamuoyu aydınlanacak allahaşkına!

Asla suçlamayı düşünmem ama meseleyi anlamış, takip etmiş olsalardı, belki de Lara intihar etmezdi...

Fakat benim bilimsel düşünceme göre, anne baba "mükemmel insan"lar olsalar bile böyle bir sonuç oluşabilirdi...

Demek istediğim şu:

Bırakın artık rahat uyusun!

Bu meselenin kurcalanmasına kamu yararı yok! Zararı var!

Yarar olsun istiyorsanız, biraz "internet" olayının kullanılış biçimi üzerinde araştırma yapın...

BÜYÜTEÇ
Orhan Pamuk, bir tek sayfa yazmak için her gün düzenli 10 saat çalışıyormuş. Yoksa o sebeple mi eserlerin içinden çıkamıyoruz?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır