kapat
03.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
159 olmasa olmaz mı?

Okurlarım tarafından sık sık "gerçekçi olmamakla" ya da "ayaklarını yere basmamakla" eleştirilmeye alışkınım. Geçen gece TV 8'de Haluk Şahin'in "Derin Haber" programında "159'uncu madde hiç olmasa ne olur?" dediğimde yine aynı şey oldu. Birçok izleyici, düşünce özgürlüğünün iyice daraltılmaya çalışıldığı bir sırada böyle "uçuk" fikirler ortaya atmanın yanlış olduğunu yazdılar. Hemen söyleyeyim ki bence bu, düşünce özgürlüğü açısından, 159'uncu maddenin öyle ya da böyle değişmesinden daha vahim bir durum...

Körle yatan şaşı kalkar diye bir söz vardır. Ehh, biz de onyıllardır 141, 142, 163, 159, 311, 312 gibi maddelerle yaşaya yaşaya sonunda şaşı olmuşuz. Bu yasakçı maddeler düşünce biçimimizi öylesine etkilemiş, fikirlerimizi sustalı maymuna döndürüp; dört ayak üstüne tutmayı o kadar iyi becermiş ki, şimdi istesek de belli sınırları aşamıyoruz. O maddeler, kara kaplı TCK'nın sayfalarında durmakla kalmamış, beyinlerimizin içine kadar sızıp hayal gücümüzü prangalamış. Düşüncemize at gözlükleri takıp ufkunu daraltmış. Öylesine daraltmış ki, 159'un olmadığı bir hayatı hayal bile edemiyor, hayal etmeye kalkanları da "ayaklarını yere basmamakla" eleştirip aslında ayaklarından yere çivilemeye çalışıyoruz.

***
Düşünen insan, reel durumdan kopmadan, ama düşüncesini reel durumla sınırlamadan fikir geliştirebilen insandır. Siyasi ve toplumsal konjonktür, bugünkü 159. madde tartışmalarının "eldekini koruma" noktasında yoğunlaşmasını gerektirebilir. Mevcut koşullar, ancak bu tip sınırlı hedeflerle reel politika yapılmasını zorunlu kılabilir.

Ama bir yazar, ya da düşünen bir insan, düşüncesini bir yasa metninin ibareleri üzerinde taklalar atmakla sınırlayamaz. Hiçbir özgür kafa, tartışma alanını 159'uncu maddenin eski ve yeni şekilleri arasındaki ifade farklılıklarıyla sınırlı tutamaz.

O, tartışmasını mutlaka iki düzlemde birden sürdürmek zorundadır. Hem bugün acil olan tehlikeyi göstermeye, teşhir etmeye çalışacak ve bugünkü koşullarda en iyi sonucun alınmasına destek olacaktır; ama aynı zamanda o reel durumun düşüncesinin sınırlarını belirlemesine izin vermeden, tartışmasını özgürce sonuna kadar götürmeye, meseleye bakabildiği kadar geniş bakmaya çalışacaktır. Ben 159 konusunda bunu yapmaya çalışıyorum.

Ve soruyorum: Devleti ve kurumlarını, tahkir ve tezyife karşı özel yasa maddesiyle koruma altına almamızın sebebi nedir? Neden, sivil kurum ve kişileri tahkir ve tezyife karşı nasıl koruyorsak, devleti ve kurumlarını da aynı maddelerle korumuyoruz?

Mesela, neden savcılık makamını tahkir ve tezyif eden 159'dan yargılanıyor da, ülkedeki bütün avukatları temsil eden baroları tahkir ve tezyif eden başka maddeden yargılanıyor? Adaletin iki ayağından biri (savunma), diğerinden çok daha mı onurlu?

Neden, herhangi bir holdingi "halkı ezmekle, sömürmekle, alın terine el koymakla" suçlamak sıradan bir olay sayılıyor da, herhangi bir bakanlığın icraatıyla halkı ezdiğini, sömürdüğünü ve yoksullaştırdığını söylemek 159'luk suç oluyor? O bakanlığın başındaki bakan da da tıpkı o holdingin patronu gibi uğradığı haksızlığa karşı dava açamaz mı?

Nereden geliyor bu fark? Devletin maddi ve manevi şahsiyetinin yanında, zavallı bireylerin ya da sivil kurumların şahsiyetlerinin esamesi okunamayacağından mı?

Bu sorularıma doyurucu cevaplar verilirse, böyle bir maddenin varlığı konusunda ikna olmaya hazırım. Ama ne olur, verilen cevap totoloji olmasın. Yani, "devletin ve kurumlarının özel olarak koruma altına alınması neden gereksin?" diye soran birine, "159 olmalıdır, çünkü devletin korunması gereklidir" diye cevap verilmesin. Ya da sık sık yapıldığı gibi "Başka ülkelerde de var" denmesin.

Baştan söyleyeyim, bunları cevap saymıyorum.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır