Oysa Beşiktaş'ta durum farklı. Kara Kartal, futbolcusuna ödediği maaş, gişe hasılatı, bonservis bedelleri başta olmak üzere tüm kalemleri ile yani tam bir futbol takımı olarak halka açılıyor. Bu Kartal için hem avantaj hem dezavantaj oluşturuyor. Çünkü bir futbol takımının en büyük gider kalemini bonservis paraları ve transfer ücretleri oluşturuyor.
Bunun farkında olan Beşiktaş şimdiden önlemini aldı. Beşiktaş bundan böyle bonservisli futbolcularla değil, sözleşmesi biten serbest sporcular ile ilgilenecek. Yani bu gider kalemini olabildiğince küçültecek. Beşiktaş Futbol Yatırımları Genel Müdürü Gökhan Sarı, "Artık sözleşmesi biten futbolcular ile ilgileniyoruz" diyerek yeni politikalarını açıklıyor.
Bir diğer fark her iki takım da borsada işlem görmeye başlayınca çıkacak. Çünkü tüm gelir ve giderleri ile halka arz edilecek olan Beşiktaş'ın maçlardaki performansı ve transferleri hissenin hareketine yansıyacak.
Örneğin bir derby maçta İnönü Stadı'nın önünde bekleyenler şirket için gelir kalemi olacağı için hissenin fiyatına yansıyacak. Ama artık Beşiktaş transferler için bonkör de davranmayacak. Tam tersine kendi futbolcusunu yetiştirmek için altyapıya dönük yatırımlara ağırlık verecek.
Beşiktaş da Galatasaray da taraftarına kredi kartı ile satış yapabilmek için bankalarla görüşüyor. Galatasaray burada bir adım daha öteye gidip, 1 lotun altında satış yapabilmek için SPK'ya başvurdu. Ancak şimdilik bu proje rafta bekletiliyor.
Galatasaray'ın halka arzda güvendiği en önemli nokta ise yurtdışından gelen yoğun ilgi. Bir yıldan fazladır Türk şirketlerinin hisselerini almayan yabancıların büyük ilgisi olduğunu belirten Global yetkililerine göre hisselerin yüzde 50'si yurtdışındaki büyük fonlara satılacak. Bunun için geçtiğimiz hafta Paris ve Milano'da yapılan toplantılar son derece başarılı geçmiş. Dün Frankfurt'ta yatırımcıların karşısına çıkan Galatasaray, bu hafta içinde de Londra ve Cenevre'de tanıtım toplantıları düzenliyor.