Adamlar 1.5 yıldır kaytarmış. Birden yüklenince takım iyi gözüküyor. Tempo böyle giderse sakatlıklar başlar. Lorant; Hakan ve Ceyhun'a sürekli şans vermeli

F.Bahçe'nin, Antalya kampında çizdiği görüntü fevkalade olumlu. Neden böyle? Çünkü futbolcular sahada daha çabuk hareket ediyorlar ve mücadele güçleri daha fazla. Böylece rakibin üstünde baskı da kurabiliyorlar. İyi yoldalar; istenen, özlenen F.Bahçe'ye yüzde 10 daha fazla yaklaşmış durumdalar.

Futbolda benim yıllardır inandığım bir prensip vardır: Kadronuzdaki futbolcuların kalitesi ne olursa olsun, birinci prensip, sahada mücadele etmekten geçer. Bunun için de yeterli kondisyonunuzun bulunması lazım. F.Bahçe'de kondisyon olmadığı için, kaliteli bazı isimler bile geçmiş dönemde yeteri kadar verim sağlayamadılar. Ayrıca yabancılar da öyle tek başlarına takımlarını sırtlayacak yıldızlar çıkmadı. Ama seyirci, yönetim, şans gibi faktörlerin de yardımıyla şampiyon oldular.

Adale hemen güçlenmez
F.Bahçe devre arasındaki teşhisini doğru yaptı ve kondisyon eksiğini gidermek için iyi çalıştı. İşte tehlike burada ortaya çıkıyor. Çünkü F.Bahçe'de 30 yaşın üstünde 6 oyuncu var. Kulüpte 1.5 senedir süregelen kötü bir gelenek vardı. İdmanı sevmeyen adamlar "sakatım" bahanesiyle bütün hafta yatıp, Cuma günü hafif bir koşuyla maça çıkıyorlar, tabii doğru-dürüst randıman veremiyorlardı. Şimdi Lorant'ın gözüne girmek isteyen futbolcular daha çok çalışmaya başladılar. Bu kadar kısa zamanda adale güçlenmez. Ama bir gerçek var ki, yeni dönemde sahada boşverenler ve idmanda kaytaranlar artık bunu yapamıyor. Belki içlerinden yine öyle geliyor ama pabucun pahalı olduğunu anladılar.

Çalışmaya alışmamışlar
Bu oyuncuların sakatlanma tehlikesi de var. Bu yüksek tempo sürerse, patır patır adale sakatlıkları başlar. Futbolcular yorgunluktan topa ters girerler. O zaman da kadroyu istediğiniz gibi kuramazsınız. Bu çok normal, çünkü adamlar çalışmaya alışmamışlar. F.Bahçe'nin kaliteli ayakları kimler? Rapajç ile Revivo mu? Bunların fizik gücü hiçbir zaman fazla olmadığı ki! Natura'larında bu özellik yok. İspanya ve İtalya'da oynarken de bu haldeymişler. Bunlar tekrar sakatlık geçirir mi, takımı yeniden onların üstünde kurmak ne kadar doğru, orasını da bilemiyorum.

Omurgayı Oğuz kursun
Benim iki favorim var. Bunlar babamın oğlu da değil. Ama futbolcu kere futbolcular. Hakan Bayraktar çok kaliteli, geniş alan kaplayan, her tarafa gidip mücadele eden, topu kazanan ve daha önemlisi kullanan, genç bir çocuk. Artı her mesafeden topa vuran, nereye topu attığını bilen bir Ceyhun. F.Bahçe üst üste 7 maçı bu ikili sayesinde kazandı. Şimdi, Lorant'a kimin hangi özelliklere sahip olduğunu, idmandan nasıl kaytardığını, gerçekten çalıştığını en iyi verecek kişi de Oğuz Çetin. Lorant burayı bilmediği için takımın omurgasını Oğuz oluşturmalı.

Tercüman krizi olmamalı
Ayrıca dikkatimi çeken bir nokta var. F.Bahçe'de bir de tercüman problemi çıktı. Basın toplantısında teknik direktör Lorant'ın tercümanlığını başkasının yaptığını gördüm. Bu takımda başta Oğuz Çetin olmak üzere, Mustafa, Ogün, Ali Güneş, Serhat hep Alman kökenli futbolcular. Hocanın ne dediğini anlayabilecek kadar Almanca konuşuyorlar. Özellikle Oğuz, Lorant'ın futbol felsefesini ve isteklerini takıma en doğru şekilde yansıtacak birikime sahip. En sıhhatli futbolcu-teknik adam-medya ilişkisini Oğuz sağlar. Duyduğuma göre, Oğuz "Ben tercüman değil, antrenörüm" havasına girerek Lorant'ın yanında tercüme yapmıyormuş. Böyle evhamlara kapılırsa, büyük hata eder. Basında "F.Bahçe tercüman arıyor" haberleri çıktığına göre, demek ki Oğuz'un bu topa girmek istemediği doğru... Bence çok yanlış yapıyor. Oğuz spekülasyonlara açık kapı bırakırsa, takımın içine fuzuli adamlar sokarsa hata eder.