11 Eylül büyük bir şoktu! Kabul, gerçekten öyleydi. 11 Eylül bir milat oldu. Kabul, birçok bakımdan milat özelliği taşıyor.
11 Eylül uluslararası alanda öncelikleri değiştirdi, entelektüel ve insani ilgilerimizde köklü değişikliklerin kapısını açtı. Ona da kabul!
Ama 11 Eylül bir zihin silgisi olmalı mı?
Hayır, işte bunu kabullenemiyorum.
Çok geniş bir konu bu "silgi" meselesi, şimdi sadece dünyaya bakışımızı "daraltan" yönüne işaret edip geçeceğim.
Günlerdir popüler medyamızın dünyadan haberlerini, uluslararası sorunlar üzerine medya yorumlarını başka bir dikkatle izliyorum. Eşle dostla konuşurken dikkat ediyorum.
Ve doğrusu, şaşırıp kahroluyorum.
Galiba gerçekten silmişiz geçmişi...
Öyle tarihi filan değil, yakın ve sıcak geçmişi silmişiz.
Yaser Arafat kimdir? Herhangi biri mi? (Konuştuğum ve aklı başında sandığım gençlerden bazıları "Arabın biri işte" deyince başımın döndüğünü, gözümün karardığını hatırlıyorum.)
Ramallah neresi? İsrail "Arafat'ı oradan belki de ömür boyu çıkartmayacağını" açıkladı. Ramallah hapishane mi?..
Sadece "terör"den mi ibaret İsrail'le Filistinliler arasındaki çatışmanın genel karakteri?
Filistinliler yıllar öncesinde çekilmiş soluk, sararmış fotoğraflar mı bizim için?
Yazık! İsrail gerçek, Filistin gerçek, ama bizim ilgisizliğimiz, unutkanlığımız ve "silinmiş" zihinlerimiz de bir gerçek!
ooo
Bakıyorum da, 11 Eylül yalnız geçmişi değil, gelecek hakkındaki fikirlerimizi de silecek özellikler taşıyor. Gelecek bugünden baktığımızda flu görünüyor...
Maceracı meraklarla Afganistan'a ve teröre odaklanan ve bir yandan da ekonomik krizin açtığı yaraları sarmaya çalışan zihinlerimiz geri kalan ne varsa boş vermeye hazırlanıyor.
İnsan klonlamasıyla ilgili çalışmalar mı? "Bilimsel gelişme değil, bir tür magazin haberi ve düşünce egzersizi işte, o kadar! Hangi futbolcunun klonlanmasını isterdiniz, Deniz Akkaya'dan kaç tane olmalı, vb."
Ozon deliği mi? "Ah, sahi öyle bir şey vardı değil mi? Genişlemiş miiii!!"
Bilgi-teknolojisinin yerini yakında biyo-teknoloji mi alacak? "Hele şu terör bir dursun da, biyolojik harp tehlikesi kalksın da, biyo-teknolojiyi sonra elbet düşünürüz..."
Hindistan geleceğin süper güçlerinden biri olmaya doğru ilerliyormuş, doğru mu? "Yok canım, o süper güç biz olmayacak mıydık!"
Ne dersiniz?
Kendimizi toparlasak, 11 Eylül takviminin dışına çıksak, biraz hatırlasak, biraz geleceğe bütün yönleriyle baksak...
Fena olmaz, değil mi?