Annem başkan yaptı
Babam Federasyon Başkanı olmamı hiç istemedi. Aileyi ayağa kaldırdı. Ancak annem araya girip ikna etti. "Orhan Gencebay, Alişan, Mahsun Kırmızıgül, Zeki Müren'e bayılırım. İçki içmem, geceleri dolaşmam."
Bir insan niye federasyon başkanı olmak ister? Maddi-manevi bir getirisi mi var. Yoksa hizmet aşkı mı bu gerçekten? Şenes Erzik'den sonra kaos oluştu. Ardından Sayın Kiğılı başkan oldu. Abdullah Bey'le kaos biter diye düşündüm bitmedi. O zamanlar yayın karışıklığı vardı ve gerçekten çok ciddi baskılar vardı. Abdullah Bey birgün telefon etti ve bırakıyorum dedi. Yerine iki başkan vekilinden birinin gelmesi gerekiyordu, ben geldim ve herşeyi göze alarak işleri çözdüm. Herkesin kaçtığı herkesin korktuğu dönemlerde işi aldım. O zaman arkasına bile bakmadan kaçanlar kendilerini bilirler.
* Sizi bu işin altından kalkabileceğinize inandıran şey neydi? Neden diğerlerinin yapamadığı birşeyi yapabileceğinizi düşündünüz?
Aslında bakarsanız başkan olurum diye düşünmüyordum. Ama sezon devam ediyordu, maçlar vardı ve futbol dünyası bu karışıklığı haketmiyordu. Genel Kurul böyle karar verdi, ben de severek kabul ettim. Çünkü, genel kurul üstünde pozitif bir gücü var Haluk Ulusoy'un. Zannederim sevilen ve güvenilen biriyim. Futbolun içinden geliyorum. Baskıya boyun eğmeyecek ve aile olarak devletle hiçbir işi olmayan, sadece futbolsever biriyim. 15, 20 gün içinde bütün baskı yaratan, havuz problemini hallettik. Türkiye'de Federasyon başkanı olmak çok zor. Avrupa gibi değiliz biz. Medyamız olay yaratmayı seviyor. Bir takım maç kaybediyor önce hakem sonra federasyon suçlanıyor.
Naklen yayında mücadele bitmedi
* Bu "zor" şartlara rağmen mi bugüne kadar olan hayatınızı bırakıp bu işe gönüllü oldunuz ?
Asıl zorluk ailemde oldu aslında. Ulusoy yönetim kurulundayım ben. Kuşadası'nda otelim var. Benim babam çalışmaktan başka zevki olmayan, sadece iş düşünen bir adamdır. Ve tek oğluyum. Aramız daima çok iyiydi, ta ki ben işleri bırakıp federasyona başkan olana kadar. Bunu hiç istemiyordu, hâlâ da istemiyor. Karşıydı başkan olmama, işlerle ilgilenemem diye. Aileyi ayağa kaldırdı. Annemle aram çok iyidir. Annedir ailede işleri halleden ya, "Oğlumuz Federasyon başkanı olmak istiyor, bırakalım olsun, bu ona iyi gelecek, içinde kalmasın" diyerek babamı ikna etti. Çözebileceğime inanıyordum ben. Arkamda genel kurulum vardı en başta. Ama babama da hak veriyorum. O günün karışıklığı olsa ve oğlum bu işe girmek istese istemem. Oğlumu feda etmek istemem.
* Başkan olarak başarılısınız ama bu başarıyla doğru orantılı bir sevgi söz konusu değil sizin için. Neden sizi sevmiyorlar?
Türk futbolu öyle bir kaos görmedi inanın bana. Yayın konusundaki mücadelenin bittiğine inanmıyorum. Halen patronlar vasıtasıyla yazarlara aleyhimde yazılar yazması için baskılar yapılıyor. Ve ben bunların % 'ini hak etmiyorum. Etkileniyorum o yazılardan ve şunu düşünüyorum ben bunları haketmedim.
* Peki, siz baskılarla dayanmak için hangi güçten besleniyorsunuz?
Kendime güveniyorum her zaman. Doğru düzgün bir insanım, doğru şeyler yaptığım sürece işlerin karışacağını düşünmüyorum. Hiçbir şeye ihtiyacım yok. Çok iyi bir ailem var. Maddi gücüm var. Futbolu gerçekten çok seviyorum. Gitmediğim gezmediğim memleket kalmadı. 2. lig ve 3. lig takımlarının daima yanındayım.
Oğluma bile bilgi vermem
* Dostlarınız var mı? Aileniz sizinle bu sorunları paylaşıyor mu?
Ben evde futboldan hiç konuşmam. Onları da üzmek istemem. Susarım. Eve giderim yalnız kalırım. Federasyonla ilgili asla konuşmam evde. Oğlum bile bana kulüpler bazında birşey sorsa benden cevap alamaz. İnanmazsanız, işte yanımızda ona sorun. Kendi kendime kalıp işin
muhasebesini yapmaya çalışırım ve düşünürüm. Kimse bilmez ne kadar yalnız olduğumu. İçime atarım. Haluk Ulusoy bara gidemez, gazinoya gidemez. Gerçi gitsem de başım dik otururum orada. Çünkü, babam bana insanlarla konuşurken onların gözüne bakmayı öğretti. Başımı dik tutmayı öğretti. Ama bu bile sorun oluyor. Dostlarıma da anlatmam. Herşeye rağmen bir gizlilik ilkesi vardır. Federasyon'u öyle anlatamazsınız rahatlamak için.
* Nasıl dinleniyorsunuz peki?
Arkadaşlarımız gelir. Tatil çok severim, yaz tatili, kış tatilini, kayağı falan sevmem. Ama tatil de yapamıyorum artık. Müzik dinlemeyi severim. Orhan Gencebay aşığıyım, Zerrin Özer aşığıyım, Alişan, Mahsun Kırmızıgül severim. Muazzez Abacı, Zeki Müren severim. Karadenizli olduğum için İsmail Türüt'ü sevmemek mümkün değil. İçki içmem ama ben. İçki içmediğim için de yemek masasında uzun kalmayı sevmem, hemen yer kalkarım mesela. Ama içki içenlerle kolay muhabbet ederim onlar kadar eğlenirim ortamlarda.
* Sizinle ilgili geçmiş haberleri okurken, yeraltı dünyasıyla tanışıklığınız olduğunu vurgulayan yazılara da rastladım. Nedir sizin yeraltı dünyasıyla ilişkiniz?
O yazıları yazanı biliyorum, muhatap bile kabul etmiyorum. Bir ilişkim yok. Olması mümkün değil. Ben aday olduğum zaman karşımdaki insan Mustafa Kefeli'ydi, kırmızı bültenle aranan biri. Mafyanın yanında olan ben miyim şimdi? Bunları yazanlar Alp Yalman'la çok yakın ilişkileri olanların Yalman seçimi kaybettiği zaman yaptıkları iş bunlar. Politikacıları da yazıp duruyorlar.
Taraf olduğumu söyleyen haindir
* Son soru, sizin bir takımı şampiyon yapmak için kullanabileceğiniz bir gücünüz var mı?
Benim Galatasaray'ı şampiyon yapmak gibi bir derdim yok açıkcası. Biz üç büyük takımdan Milli Takım'ı kuruyoruz. Ve hep birlikteyiz onlarla, nasıl bir ayrım yapıp, ötekilerin yüzüne bakarım. Aptal olması lazım insanın bunu yapması için. Böyle bir gücü kullanmaz federasyon. Bu arada hakemlerin torba usulü olmasına kesinlikle karşıyım. Bu aşağılama olur ve izin vermem. Mesela oğlum fanatik G.Saraylı, ablam ve iki oğlu ise fanatik F.Bahçeli. Yani hangisini memnun etmek için şampiyonu belirleyeceğim ki? Böyle şeyleri söyleyen haindir. Bunlara çocuklar bile güler.
Şenol Güneş'i Milli Takım'ın başına Mesut Yılmaz'ın getirdiğini söylediler. Hayır! Güneş'i ben getirdim. Bilgisine inanmasam getirmezdim.
Mesut Yılmaz, yayın karışıklığı olduğu dönemde başbakandı ve bu kaosun çözülmesi için yardımda bulundu. 2 Lig kulüplerine para akmasını sağladı. Türk futboluna faydası büyüktür Mesut Yılmaz'ın
Hakan Şükür daha dün gece mesaj çekmiş, 'Geçmiş olsun' demek için. Bel fıtığı ameliyatı oldum diye. Parma'da olması çok iyi oldu, dünya kupası için oynaması lazım. Futbolculuğu açısından da Hakan Şükür mutlaka futbol oynamalı.
Çok iyi sol ayağım vardır. İyi golcüyümdür ben... Ama artık oynayamıyorum. Profesyonel olarak oynamadım ama soyunma odalarında büyüdüm ben. Amcalarım kulüp başkanıydı. Futbolun içinden geldim yani...
Futbolcularla aram çok iyidir. Rüştü her yılbaşı, bayram arar. Hakan Ünsal, Tolunay, Fazlı, Ogün, Okan, Arif... Bunlar ilk aklıma gelenler. Tayfur ise bambaşka bir çocuk. Anadolu kulüpleriyle daha yakınım. Benden önceki dönemlerde böyle bir şey yokmuş. Anadolu yönetici diye bir şey görmemiş
Sanem ALTAN
|