İki yanlış bir doğru etmez

Kemal Derviş ile MHP kanadı arasında yaşananlar, blöf-restleşme ilişkisinin siyasi ve ekonomik yansımalarının, bu yıl da gerginlik yaratacağını gösteriyor
Büyük umutlarla başladığımız 2002 yılının da değişimin doğum sancıları ile geçeceği anlaşılıyor. Hemen belirtelim, bu yıl ekonomiyi bekleyen üç temel risk faktörü vardı. Birincisi, özel bankacılık sisteminin taşıdığı kriz potansiyeli idi. İkincisi; ABD'nin, Irak'a yapacağı olası müdahalenin Türkiye'ye yansımaları olacak. Üçüncüsü siyasette bir kırılma yaşanması, yani hükümet sorunu ya da erken seçim olasılığında düğümleniyor.

Risklerin sezilmesi, krizleri önleyen en temel beceri. Bu nedenle Türkiye, çok doğru bir tercihle işe, özel bankaların mali bünye sorunlarından başladı. Talihin garip cilvesine bakın ki daha iki yıl önce, Hazine'nin kesesinden para kazanıp üstüne yatmakla, rantiyenin kalesi olmakla itham edilen, biraz da bu nedenle olsa gerek, geçmişe yönelik faiz vergisi ile cezalandırılan bankalara devlet, şimdi kendi cebinden para vermek zorunda kalıyor.

BLÖF VE RESTLEŞME
Ancak, Devlet Bakanı Kemal Derviş ile koalisyonun MHP kanadı arasında yaşananlar, "iki yanlıştan bir doğru bulmanın" mümkün olmadığını ortaya koyuyor. Bankalara sermaye desteği operasyonunun liderler düzeyindeki pazarlıklarına tanık olanlar hayli ilginç saptamalarda bulundular.

Söylenen şu:

"Derviş'te, MHP'ye karşı kemikleşmiş bir önyargı oluşmuş. Sanki, kendisine taktik olarak sürekli istifa sinyali vermesi önerilmiş. Tıkandığı her noktada, bu silaha davranıyor. İş restleşme boyutuna varıyor. Ancak, bu aşamada zoraki de olsa sağduyu hakim oluyor ve Derviş susma hakkını kullanıyor."

MHP tarafına gelince...

"Yerleşik bürokrasi ile çalışma yöntemleri geliştiremediler. Kendilerine yakın bürokratlar, yeterli bilgi ve deneyimden uzak. Bu nedenle güvensizlik duygusu içindeler. Bu duygu, Derviş'in kişiliğinde adeta doruğa çıkıyor. Daha işin başında kızgınlık ve kırgınlık psikolojisi içinde masaya oturuyorlar. Yanlışı, bir başka yanlışla karşılıyorlar."

Özetlemek gerekirse bu blöf ve restleşme ilişkisinin, siyasi ve ekonomik yansımaları yüzünden, yıl içinde gerginliğin dozunun düşmeyeceği anlaşılıyor.

BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ
* SPK'nın, 20. yaşına girdiğini, Başkan Doğan Cansızlar'ın öncülüğünde düzenlenen panelde bugün, Kasım 2000 ve Şubat 2001 Krizleri'nin sermaye piyasalarına etkilerinin tartışılacağını,

* TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun geçen haftayı Başbakanlık'ta geçirdiğini ve banka yasasından reel sektöre de kaynak tahsis ettirmeyi başardığını,

* Sermaye yeterliliği 0'ın üstünde olan ancak tüm uyarılara rağmen öz kaynaklarını güçlendiremeyen bankaların da artık Fon'a alınabileceğini,biliyormsunuz

Okan MÜDERRİSOĞLU