kapat
14.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

İşte BDDK itirafı

Patronuna limitlerin üstünde kredi kullandırmış banka var mı? BDDK kendi sitesinden yanıt veriyor: Evet var. Onlara süre tanıdık. Geçmişte ise bu ihlal, Fon'a devir için bir nedendi
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), mali sistemi güçlendirmek için yapılacak devlet yardımının şartlarını ve konuya ilişkin çıkan yasanın felsefesini, teknik ayrıntı tuzağına düşmeden https://www.bddk.org.tr sitesinde yayınladı.

BDDK, tartışma yaratan yasayı "Bankacılık sektörünü tek kalemde yeniden yapılandırma ve kalıcı olarak güçlendirme" olarak tanımlıyor. Sitede yer alan bilgiler "son iki yıldır" bankacılık sektörüne bakışın nasıl değiştiğini gösteriyor.

Önce BDDK'nın resmi açıklamasından iki alıntı:
"Şu ana kadar TMSF'na devredilen bankalar, zararı yabancı kaynaklara (mevduat gibi) sirayet etmiş, öz kaynaklarını tamamen kaybetmiş (öz kaynakları negatife dönüşmüş) bankalardır. Sermaye desteği, sadece sermaye yeterliliği oranı (SYR) pozitif olan bankalara sağlanacaktır. Bu açıdan negatif sermayesi olan bankaların çözümlenmesi (Fon'a devri) stratejisinde herhangi bir değişiklik söz konusu olmamaktadır."

TESPİTLER VE SORULAR
"Bankaların kendi gruplarına kullandırdıkları, ortaklık payları da dahil her nevi ayni ve nakdi krediler yakından izlenmektedir. Limit aşımlarının bulunduğu bankalarda aşımlar belirli bir tarih itibarıyla dondurulmuş olup, kanunun tanıdığı süre içinde (BDDK'nın Bankalar Birliği'ne gönderdiği 04.07.2001 tarihli resmi yazı tanınan sürenin 2006 olduğunu gösteriyor) aşımların oransal olarak düşürülmesi için gerekli takip ve kontroller yapılmaktadır."

Şimdi BDDK'nın bu iki tespitini analiz ettiğimizde,
1) Devletin desteğinden özkaynağı kalmamış bankalar yararlanamayacak. Yani bu bankaların patronları önce sermaye koyacak sonra devlet kapısına gelecek. Bu cümleden aslında sistemde özkaynağını yitirmiş bankaların bulunduğu anlaşılabilir.

2) Şu ana kadar Fon'a devredilen bankaların büyük çoğunluğu için Bankalar Kanunu Madde 14/4 uygulandı. Bu madde "Bir bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakların, banka kaynaklarını bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullandıkları veya" diye devam ediyor... Bir bankanın bu maddeye sokulması için öncelikle grup şirketlerine verilen kredilerinin yasal limitlerinin üzerine çıkması gerekiyor. Bir banka patronu, banka kaynaklarını kendi lehine nasıl kullanır? Yani limit aşımı ne zaman ortaya çıkar?

Banka patronlarının önünde, bankanın kredi pastasından limit üstü kredi kullanmak için tek bir yol var: Yurtdışı kanallarını zorlamak. Banka patronu, off-shore veya Türkiye'deki bankanın mevduatını, yurtdışı bir bankaya rehin ederek, karşılığında kredi kullanarak bu işlemi yapıyor.

BDDK sitesinde, "Limit aşımı bulunan bankalara süre tanındı" denmesi, sistemde hâlâ banka kaynaklarını (mevduatı) zaafa uğratacak bankaların olduğunu itiraf etmek değil mi?

Zekeriya Temizel'in döneminde BDDK, aynı işlemi yapan banka patronları için savcılara suç duyurusunda bulunuyordu. Engin Akçakoca'nın yönetimindeki BDDK ise bankalara süre tanıyarak "yeni bir dönem" başladığını anlatıyor.

Yani, limit aşımı, düne kadar banka kaynaklarının emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürmek olarak yorumlanıyordu. Yeni ekonomi yönetimi ise şimdi kendi tespitiyle, limitdışı kredi kullanan bankalar olduğunu kabul ediyor ve bu bankalara süre verildiğini itiraf ediyor. Bu iki farklı anlayış, iki farklı hukuksal süreç ve iki farklı kamuoyu baskısı yarattı. Geçmişte, yasaya göre para cezası olması gereken grup kredi limit aşımları, "zimmet" gibi ağır bir suça dönüştürüldü. Oysa bugün aynı işlemi yapanlara tanınan hoşgörü, BDDK'nın açıklamasıyla resmileşiyor.

Siyasi otorite, bankaları, milyarlarca dolar kaynak aktararak "güçlendirmeye" karar verdi.

* Bu yardımdan grup kredilerinde limitlerini aşmış bankalar da yararlanacak mı?

* Yararlanamayacaksa, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, TBMM'de yasa görüşülürken, "grup kredilerinde limit aşımı olan bankalara devlet yardımı yapılmasın" önergesini neden desteklemedi?

* Devlet yardımının bir kurtarma mı yoksa gerçekten bankaları güçlendirme mi olduğunun anlaşılabilmesi için "grup kredilerinde limit aşımı yapan" bankaların açıklanması gerekmiyor mu?

* Kimlerin off shore hesaplardan kendi şirketlerine kaynak aktardığı bilinmeyecek mi?

* Derviş'in "adil olacağız" sözüne inanmak için öncelikle bu bilgilerin verilmesi gerekmiyor mu?

Yavuz SEMERCİ



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır