kapat
12.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Kar fırtınası Alaton ve Erozan'ı durduramaz

Washington'da Türk Amerikan İş Konseyi tarafından düzenlenen son toplantı 2001'in Nisan'ında yapılmıştı. İş dünyasında uzun zamandır görmediğim pek çok simayı da böylece Washington'da görmüştüm! Toplantıda kendimizi anlatacağımız Amerikalılar'ın azlığı dikkatlerden kaçacak gibi değildi. Yani bizi bizden başka dinleyen yok gibiydi. Öyleyse Washington'a gitmeye ne gerek vardı?

İşte bu yüzden, Başbakan Bülent Ecevit'le yine Washington'a gitme yolundaki kalabalık işadamı topluluğunun, bir işadamının deyimiyle 'bir dolgu malzemesi' olup olmayacağını düşündüm.

Amaç adam adama markajsa, bunun Türk-Amerikan İş Konseyi'nin kalabalık toplantısında bir türlü gerçekleşemediği ortada. Öyleyse başka nasıl stratejiler izlenmeli diye işadamlarıyla görüşmeye başlamıştım ki, Alarko'nun patronu İshak Alaton'dan kar fırtınası yüzünden kaçırdığımız bir fırsat hikayesi dinledim.

Herşeyden önce İshak Alaton'un da Amerika'da Türk işadamlarının yaptığı toplantılardan gerçek sonuçlar alınamadığı konusunda hemfikir olduğunu söylemeliyim. Ancak Alaton inanıyor ki bu kez 11 Eylül farkı olacak ve gezi daha verimli geçecek.

Yoğun kara öylesine endekslenmişiz ki İshak Alaton anlatmasa, ABD Senatosu'nun önde gelen Demokratlar'ından dindar Musevi John Lieberman'ın Türkiye macerasından haberdar olamayacaktık. Hatırlarsınız belki, Lieberman, Al Gore-Bush başkanlık yarışında Al Gore'un yanında başkan yardımcılığı için yarışmıştı ve Musevi kimliği nedeniyle bütün gözler kendisine çevrilmişti.

4 Ocak'a dönecek olursak, Lieberman ve aralarında Cumhuriyetçiler'den Mc.Cain'in de bulunduğu 9 kişilik bir heyet Ocak'ın ilk haftası Ankara'ya gelir. Amaç Irak konusunda Türkiye'nin ikna edilmesidir.

Washington gece hayatının önde gelen mekanlarından Cities'in sahibi ve gerçek bir Türkiye lobicisi olan Sahir Erozan, işte bu ziyaret öncesinde, İshak Alaton'u arayarak, kapıya gelen fırsatı haber verir ve İstanbul'da Lieberman'ın işadamlarıyla bir araya gelmesini organize edip edemeyeceklerini sorar. Lieberman'ın Amerika'daki Musevi cemaatinin çok önemli bir ismi olduğunu ve onun dostluğunu kazanmanın Türkiye'nin çok yararına olacağını bilen Alaton'dan olumlu yanıtı alan Erozan, Lieberman'ı da ikna eder.

Programa göre Cuma akşamı Çırağan Sarayı'nda Türk Amerikan İş Konseyi tarafından bir yemek düzenlenecektir. Ancak ortada Lieberman'ın dindarlığından kaynaklanan bir sorun vardır. Lieberman, Cumartesi günleri otomobile binmez. Alaton, "Öyleyse kısa bir yürüyüş yaparız" der ve Bülent Eczacıbaşı ve Yavuz Canevi gibi Türk iş dünyasının önde gelen bir kaç ismini de Alarko Holding'e davet eder. Ne de olsa Çırağan'dan Ortaköy'deki Alarko'ya yürümek 20 dakikadan fazla zaman almaz. Herşey organize edilmiştir.

Ne var ki, İshak Alaton, Lieberman'ın Cuma ve Cumartesi günleri için Koşer yemeğini (Museviler'in Haham nezaretinde yapılan özel yemeği) dahi ayarlar ama doğaya hükmedemez ve Türkiye'yi saran kar fırtınası bütün planları altüst eder. Lieberman, Ankara'da bir kaç saat kalır, Başbakan Ecevit ve Yardımcısı Bahçeli'yle görüşür. Sonra Adana İncirlik'e geçer ve oradan da Pakistan'a gider.

Eve kadar gelen fırsatı kaçıran İshak Alaton ve Sahir Erozan'ın yıldığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bir ay sonra ABD'de Lieberman'la bir toplantı yapmak için Erozan ve Alaton harekete geçmiş bile. Ne olursa olsun Lieberman, ya Türk dostu olacak ya da Türk dostu olacak.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır