kapat
12.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Tarihe geçmek

Hasan Cemal, birkaç gün önce Milliyet'teki yazısında "Ecevit'in tarihe geçmesi"nden söz ediyordu. Yorumu özetle şöyleydi:

"Siyasi hayatının son döneminde tarihe geçmek isteyen Ecevit, bu şansını Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne sokarak kullanabileceğini görmektedir."

Ecevit'in böyle bir "misyon" edindiğini gösteren birçok belirti olduğu kuşkusuz. Ama yüreğinden asıl geçenin, tarihte "köy-kentlerin mucidi ve kurucusu" şeklinde yer almak olduğuna dair de çok işaret var.

Kariyerinde en üst görevlere tırmanmış siyasilerin tümünün kalplerinin ve beyinlerinin önemli köşelerinde "tarihe geçmek" meselesinin ağırlıklı bir yeri olduğu kesindir.

İsmet İnönü ve Ecevit
Gerçekten... Siyasilerimiz, nasıl "tarihe geçecekler?" "Tarihe geçme"nin birçok şekli var. Biri şu: 20 yıl, 30 yıl sonra insanların; ortalama insanların, o siyasiyi hatırlamaları. Tabii ki Roma'yı yakmasıyla değil, insanlığı ileriye götüren, kendi toplumunu ileriye götüren fikir ya da eylemleriyle.

Bu hatırlanmayı sağlayacak en önemli unsur, 20-30-40 yıl sonra yazılacak tarih kitaplarında, araştırmalarda, belgesellerde en azından olumlu bir "özet" cümle ya da paragraf olarak yer alabilmektir.

Atatürk sonrasından devam edersek, İnönü, çoktan tarihe geçmiştir: Türkiye'yi İkinci Dünya Savaşı'nın dışında tutmayı başarmış ve ülkeyi çok partili demokratik sisteme geçirmiştir.

Bugüne bakalım.

Bülent Ecevit... Siyasete başladığı zaman doğanlar 40. yaşlarını geçti. Defalarca başbakan oldu, askeri yönetim tarafından hapse atıldı, Kıbrıs Barış Harekâtı'nı yaptı (sonuçları ve devamı siyasi tarih kitaplarında), başbakanlık yaptığı dönemlerin ikisinde Türkiye en ağır krizlerini yaşadı. Köy-kent meselesinin herhangi bir tarih kitabında yer alması ihtimali henüz görünmüyor. "Türkiye'yi Avrupa Birliği üyesi yapan devlet adamı" unvanı da çok yakında durmuyor, çok hızlı çalışma gerektiriyor.

Ya Erbakan?..
Süleyman Demirel'in devletin genel müdürü olduğu sırada doğanlar 45, siyasete başladığı sırada doğanlar 41 yaşına ulaştılar. Cumhurbaşkanı olduğu için tarih kitaplarında yer alması kesindir. İki kez askeri darbe ile başbakanlık görevinden uzaklaştırılmıştır. Bu cümle tarih kitaplarında bu şekilde de yer alabilir, şu şekilde de: Yönetimde bulunduğu sırada yaptığı yanlışlar ya da yürüttüğü gerilim politikaları, ülkenin iki kez askeri müdahale ile karşılaşması ve demokrasinin kesintiye uğramasına neden olmuştur.

Kenan Evren'in de tarih kitaplarında yer alacağı kesindir, ama adı hatırlanır mı yoksa "1980'de darbe yapan generaller" olarak, arkadaşlarıyla birlikte toplu olarak mı yer alır, belli olmaz.

Peki Erbakan nasıl yer alacak? "Siyasi İslam'ın Türkiye'deki ilginç bir kişisi" olarak mı?

Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller'in önlerinde, siyasi hayat açısından süre bulunmaktadır. Ama onların da "tarihe geçme" meselesini düşünmeye başlamaları gerekir.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır