kapat
12.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Sağlıklı lider

Sağlığı hakkında sürekli kötü haberler üretilen Başbakan'da son günlerin olumlu değişimi gözle görünür hale geldi.

Ecevit son grup konuşmasında bu konuya değinen bir açıklama yaptı:

"Bazı kişiler son zamanlarda daha iyi göründüğümü söylüyor ve bunun nedenini soruyor. Sırrını söyleyeceğim:

Memlekette işler iyi gidiyor. İşler iyi gittikçe ben de iyi oluyorum.."

Bu iyi haber. Ama Türkiye'deki partiler demokrasisinin zayıflığını itiraf eden yanı bizce daha önemli.

Ecevit'e sağlıklı bir görüntü ve yaşama mutluluğu yansıtan bir gülemseme kazandıran yeni şartlar memnuniyet vericidir.

Ama işler uzun bir süre bıçak sırtında gidecektir ve Türkiye'nin, işlerin iyi gitmediği zamanlarda da dik duracak liderlere, yöneticilere ihtiyacı vardır. Ne var ki siyaset kurumumuz, yetenekli, birikimli, genç yeni lider adaylarına geçit vermiyor.

İşadamı Sakıp Sabancı dün, yerini bırakacağı kişiyi kafasında "nişanladığını" belirterek bu anlayışın siyasi liderlerce de benimsenmesi gerektiğini söyledi.

Dilekle, öğütle olmaz bu..

Böyle bir kültür liderlerin insafını bekleyemez. Değişimi tesadüflerin kumarına bırakmak yerine sistemin garantisi altına almakla mümkün olabilir.

Bunun tek yolu var:

Partiler ve Seçim yasalarını değiştirmek..

Ama dikkat!

Ülkede zorluklar artınca akla gelen bu mecburiyet, işler biraz düzelmeye yüz tutunca toplumun gündeminden düşüyor.

İşler karışıp da yürüme zorluğu çeken bir başbakan görünce yeniden depreşiyor.

Sağlıklı bir başbakan asıl zor günlerde lâzım. Onu "memlekette işlerin iyiye gitmesi" şartında değil, "her halükâr"da sistemde bulmamız ve yaratmamız gerekiyor.

Partiler ve Seçim yasaları değişikliklerini işte bu nedenle hiç unutmayalım ve asla unutturmayalım!

"Yuh" sesleri..
İndirimli (!) tarifeden doğalgaz faturaları gelmeye başladı.

Bir okurumuzun (Medet Bayar) imdat çağrısını andıran bir mektuba iliştirdiği fatura, sorunun önemini hiç kaybetmemiş olduğunu gösteriyor.

Aylık geliri 500 milyon lira olan Bayar ailesi 150 milyon lira kira ödüyor ve İGDAŞ da onlardan bir aylık doğalgaz tüketimi karşılığı 210 milyon lira istiyor.

Devletimiz bir "sosyal devlet"tir. Belediyelerin de sosyal yükümlülükleri vardır. Ama belli ki bu kurumlar insaflı birer tüccar gibi bile davranmıyorlar.

Tekelci zorbalığa karşı korumasız bırakılan halka kim sahip çıkacak?

Halkı soyan belediyelerin feda edemedikleri yüksek kârlarla partili yandaşları besleyen, siyasete fon aktaran, israfa para saçan sorumsuzluklarına kim dur diyecek?

Yüzde 18 KDV insafsızlığından vazgeçmek için sosyal deprem mi beklenecek?

İndirim, halkın acısını azaltma amaçlı bir "uyuşturma operasyonu" oldu.

Ama Ankara'dakiler bilsin ki "doz" yetersiz kaldı. Faturayı her gören aynı tepkiyi veriyor:

"Yuh olsun!"



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır