
İki kritik müdahale
ANAP, devlet desteğinden yararlanacak bankaların sayısını artırırken, MHP, sermaye artışı yapmayan bankaya, teminatlı kredi verilmesini engelledi
Bankacılık sektöründe tüm dengeleri değiştirebilecek, yeni bir dönem başlıyor. Önceki gün TBMM'de kabul edilen yasa, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'e göre bankaları güçlendirecek. Kamuoyu ise yasayı banka kurtaran düzenleme olarak görüyor. Ekonomi yönetimi, yasayı hazırlarken, sistemdeki tüm bankaların sermaye yeterlilik rasyosunun 9'a çıkarılmasını hedefliyor.
Bunun için bankalar 3 kategoriye ayrılarak bir tasnife tabi tutuldu. Buna göre, sermaye yeterlilik rasyosu sıfır ile 5 arasında olanlar, sermaye yeterlilik rasyosu 5'in üstünde olup, yüzde 9'a tamamlanması gerekenler ve sorunu olmayan, sermaye desteğine hiçbir şartta ihtiyacı olmayan bankalar.
Derviş, yasa tasarısını hazırlarken, 4 milyar dolarlık destek paketinden yararlanacak sorunlu bankaların öncelikle sektördeki payının yüzde 1 olması şartını koymuştu. Ancak bu şart, büyük tartışmalar sonucunda önceki gece TBMM'de esnetildi. Buna göre, payı yüzde 1'in altında kalsa bile sermaye yeterlilik rasyosu 5'in üstünde olan, ancak 9'ya çıkması gereken bankalara da uzun vadeli kredi desteği verilmesine olanak sağlandı. Bu değişiklik ANAP'ın isteğiyle gerçekleşti.
NASIL VERİLECEK?
Bir bankaya iki şekilde kaynak aktarılacak; birinci yönteme göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bankalara doğrudan ortak olacak. Fon'un bu desteğini alacak bankanın öncelikle sermaye yeterlilik rasyosu 5'in altında olacak. Dolayısıyla özkaynaklarını güçlendirmek için sermaye artışı yapacak. Fon'un vereceği destek, bankanın hakim hissedarının sermayeye koyacağı miktardan fazla olamayacak. Dolayısıyla bu yardıma hak kazanmak için banka sahibi, gerekirse şirketlerini satacak, iyi niyetini gösterecek ve taze kaynak getirecek. Yasanın ilk halinde, "hakim hissedar bankasına sermaye getiremezse, Fon, teminat karşılığı bankaya kredi açar" hükmü vardı. Ancak bu madde MHP kanadının isteği üzerine tasarıdan çıkarıldı.
İkinci yönteme göre, bankalara uzun vadeli özel tertip devlet tahvili verilecek ve bankanın sermaye yeterlilik rasyosu 9'a çıkartılacak. Bundan yararlanacak bankaların piyasa büyüklüğüne bakılmayacak. Tek şart ise tahvili alacak bankanın sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 5'ten aşağı olmaması. Tahvillerin en önemli özelliği ise hisse senedine dönüştürülebilmesi. Banka aldığı kaynağı vadesinde ödeyemezse devlet bunları hisse senedine dönüştürerek, bankanın ortağı olacak.
Bir başka yenilik ise reel sektöre sağlanan kaynak oldu. Buna göre, bankalar, sermaye olarak aldıkları devlet kaynağının en az yüzde 60'ını kendi şirketleri, mali kuruluşlar ve bankalar hariç olmak üzere reel sektöre kredi olarak Haziran 2003'e kadar kullandırmak zorunda.
|